Sinan Oymacı - 20000921

Bu günlerde Amerika'da pazara sürülen ve üzerinde çok konuşulan bir cihaz var. Bir bilgisayar donanımı. Fare ya da Mouse. Ürünün ismi; ":CueCat". Kişisel bilgisayarlarda kullandığımız fareye benziyor. Bir fark var. O da; bu farenin üzerinde bir optik okuyucu var. Bu barkod okuyucu sayesinde, bir dergi, gazete, katalog veya bir ürünün üzerindeki barkod etiketini okutmanız mümkün.

Cihazı ücretsiz alıyorsunuz. Cihazla birlikte bilgisayarınızı televizyona bağlayabileceğiniz bir kablo ve cihazı kullanmanızı sağlayacak yazılım da birlikte ücretsiz veriliyor. RadioShack dükkanlarından kendiniz alabildiğiniz gibi kargo bedelini ödeyerek adrese teslim edilmesini de isteyebiliyorsunuz.

ISBN, UPC kodları :CueCat 'ın okuyabileceği kodlar. Barkod'un ne olduğunu pek çoğumuz biliyordur ama yine de belirtelim; "Marketlerde aldığınız ürünlerin üzerinde siyah birbirine paralel çizgiler vardır. Bunlara barkod diyoruz".

Ürün size ulaştığında bir kodla birlikte kullanıma başlıyorsunuz. Kullanabilmeniz için kişisel bazı bilgileri veriyorsunuz. Bu bilgilerin kesinlikle kişisel bazda başka şirketlerle paylaşılmayacağını, sadece istatistiksel olarak bilgi verileceğini belirtiyorlar. En büyük kullanım kolaylığı olarak, artık uzun internet adreslerini internet gezginlerine girmek zorunda kalmayacağınızı, sadece kod okutarak sayfalar arasında dolaşıp, bilgi edinebileceğinizi duyuruyorlar.

Şu anda pek çok kuruluşla işbirliği anlaşması yapmış durumdalar. Bu kuruluşların pazarladığı veya ürettiği ürünleri aldığınızda, ürün bilgilerine bilgisayarınızdan hiçbir bilgi girmeden erişmeniz olası.

Kolayca anlayabileceğiniz gibi amaç, kullanıcıların tüketim ve bilgi edinme eğilimlerini izlemek. Bu doğrultuda kampanyalar düzenlemeyi, yeni ürünler tasarlamayı planlıyorlar. Doğal olarak, bu bilgiler şirketin aktardıkları arasında değil ama cihazı niçin ücretsiz dağıttıklarının başka bir izah şekli yok.

Yapılan en büyük eleştiri, cihazın kablolu olması. Eğer kablosuz kızıl ötesi ışınla çalışıyor olsaydı daha fazla ilgi toplayacağı söyleniyor. Ancak, bilgisayarlarda onbeş sene önce basit mimari ile yola çıkıp, bugüne kadar geldiler. Benim tahminim; yakın bir gelecekte buna benzer özellikler mobil telefonlara eklenecek ve gittiğimiz herhangi bir yerde bir ürün veya servis ile ilgili bilgi almak istediğinizde kimseye birşey sormak zorunda kalmayacağız. Ürünün üzerindeki kodu cihaza okutmamız, detayları öğrenmemiz için yeterli olacak.

Sadece reklam gelirleri ve kullanıcı eğilimi bilgilerinin pazarlanması ile gelir elde etmesi planlanan bu cihaz, internet ve günlük kullanım olgusunun ne kadar iç içe girdiğinin bir göstergesi.

Daha fazla bilgi için internet erişim adresi;

http://www.crq.com

KONU: E-MEKTUP

Türkiye Bilişim Derneği'nin her internet kullanıcısına ücretsiz bir elektronik posta adresi verilmesi ile ilgili başlattığı proje kullanıma alındı.

Bizim ana sayfalarımızdan da görebileceğiniz gibi

http://www.e-mektup.gen.tr

adresinde kullanımınızı bekliyor.

Herkese bir elektronik posta adresi kampanyasına katılın. Gelişmelerden habersiz kalmayın.

KONU: VI. "TÜRKİYE'DE İNTERNET" KONFERANSI

VI. "Türkiye'de İnternet" Konferansı, Boğaziçi Üniversitesinin ev sahipliğinde, 9-11 Kasım 2000 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Etkinlik, Askeri Müze/Harbiye Kültür Sitesi'nde yer buluyor. Şaşırıp Boğaziçi Üniversitesi'ne gitmeyin.

Etkinlik beş senedir düzenli olarak organize ediliyordu. Bu sene altıncısı düzenleniyor.

Amacı; "Türkiye'de İnternet ile ilgili grupları biraraya getirerek İnternet'i tüm boyutlarıyla tanıtmak, geliştirmek, tartışmak, İnternet teknolojileri ile toplumsal verimliliği arttırmak ve toplumun dikkatini olabildiğince bu yöne çekmek amaçlarıyla, daha ilk beşi yapılan, ulusal boyutta bir konferans düzenlenmiştir." şeklinde tanımlanıyor.

Ana konu; "E-Türkiye: Türkiye'yi İnternet'e Taşımak"

Ana başlıklardan benim ilgimi çekenler; "Yeni Ekonomi", "Mobil İnternet ", "Yeni İnternet teknolojileri", "Türkiye'de İnternet'in yapılanması", "İnternet'te Türkçe kullanımı ve İçerik", "İnternet'te güvenlik", "Elektronik yayıncılık ve basın", "İnternet'in yasal boyutları", "İnternet'de düzenleyici kurullar" ve "Gizlilik, Bireysel haklar ve Internet". Bunların dışında da başlıklar mevcut.

Yine karşımızda işlemlerin elektronik yapılacağını düşündüğümüz bir gündem. Bakalım bu defa neler konuşulup, karara bağlanacak.

20 kişilik bir yürütme kurulu ve 75 kişilik bir danışma kurulu var. 95 kişilik ekip büyük bir kadro. Bu kurul üyeleri ile güçlü bir organizasyon olması kaçınılmaz. Kurullarda yer alan kişiler alanlarında tanınan simalar. Yapıcı fikirleri ile katkıda bulunacaklarını tahmin etmek için çok fazla düşünmeye gerek yok.

Konferans ücreti 10 Milyon Türk Lirası olarak belirlenmiş. İnternet ile ilgilenen simalarla bu etkinlikte buluşmak güzel olacak.

Etkinliğin internet erişim adresi; http://www.inet-tr.org.tr

KONU: İNTERNET TV PROGRAMI

Geçtiğimiz hafta TRT İzmir Televizyonunun yayınlamakta olduğu internet programının yayından kaldırılacağını duyduğumu belirterek, programın devam etmesi için ne gerekirse yapmamız zorunluluğundan söz etmiştim.

Neyse ki bu hafta içerisinde programın prodüktörü Sayın Şeref Ünal'dan gelen bir elektronik postadan öğrendiğimize göre, "İnternet TV programı sadece kanal değiştiriyor".

TRT-1 TV'de Cumartesi günleri canlı olarak yayınlanmakta olan "İnternet TV Programı" Ekim ayından itibaren TRT-2'de, saat 16:00'da, yine canlı olarak yayınlanacak. Daha önce 55 dakika olan programın süresi 60 dakikaya çıkarılmış durumda. Program ayrıca TRT-3'te Çarşamba günleri 19:05'te tekrar yayınlanıyor.

Programı 7.Ekim Cumartesi günü 10:05'de son kez TRT-1'de izleyeceğiz. 15.Ekim'den itibaren Pazar günleri 16:00'da.

TRT-1'in kapsama alanı ile TRT-2'nin kapsama alanı arasında fark var mıdır, benim bilgimin dışında. Umarım aynı bölgelerden izlenebiliyorlardır. Ayrıca Cumartesi günü 10:05'den Pazar günü 16:00'ya alınan yayın saatinin de neler getirip, götüreceğini öğreneceğiz.

Program hakkında biraz bilgi verelim. İlk program 3 Mayıs 1998'de yayınlandı. Sunucu, Misket Dikmen'di. Programın yönetmeni ise Bora Uçar. Daha fazla bilgi için internet erişim adresi;

http://internettv.egenet.com.tr .

Önümüzdeki dönemde keyifle televizyonun başına geçeceğimiz güzel programlardan. Emeği geçen herkese teşekkürler.

KONU: ISS SIKIŞIKLIĞI

24.08.2000 tarihindeki yazımda "Meşgul Parası" başlıklı ISS "İnternet Servis Sağlayıcı" şirketlere bağlantı kurmaya çalışıp, meşgul sinyali aldıkları için yüklü telefon faturalarının ödendiğinden söz etmiştim.

Geçtiğimiz günlerde ismi bende saklı bulunan bir okurumdan bu konuda elektronik posta yolu ile katkı geldi. Aşağıda ISS isimlerini yazmadan, aynen alıyorum.

"24.08.2000 tarihinde "meşgul parası" başlıklı yazınızı tesadüfen okudum. Ben de yüksek fatura mağdurlarından biriyim. xxxxx'de ikamet etmekteyim.Tam iki aydır faturalarımı düzenli ödememe rağmen "X.Net" 'ten tek bir bağlantı gerçekleştiremedim.Yazınızı okuyunca yerli sanayimize ödediğimiz faturanın dışında ödeme yapmanın haklı mutluluğunu bir kez daha yaşadım!!!!!!!! Diğer kullanıcılara kesinlikle "X.Net" 'i kullanmamalarını şiddetle tavsiye ederim. "Y.Com" 'dan ise özellikle cumartesi ve pazar akşamları 20:00-03:00 arası bağlanamıyorum, bağlansam da kısa bir süre sonra hattan düşüyorum. Hafta içi ise sadece 10:00-11:00 ve 15:00-17:00 arası bağlanma güçlüğü çekiyorum. Geriye hangi saatler kalıyor ki?"

Bu satırları yazan okurumuz Anadolu'daki bir şehrimizde ikamet ediyor. Yazdıklarına katılmamak mümkün değil. Ben de geçtiğimiz aylar içerisinde Kuşadası'nda bulunduğum sırada, internet erişiminde zorluklar yaşadım. Özellikle İstanbul'da memnun olduğum servis sağlayıcıya bağlantı kurmak olanaksızdı. Buna karşılık İstanbul'da sorun yaşadığım servis sağlayıcı ise daha düzgün çalışıyordu.

İnternet bağlantı sorunu inanılmaz bir boyutta ve kimse bu konunun üstüne gitmiyor. Merakla bekliyor ve izliyorum.

DERGİ: CINEMASCOPE

Sinemaya film izlemeye gidenleri bugünlerde bir sürpriz bekliyor. Açıkçası benim için inanılmaz sürpriz oldu. Tüm sinemaseverlere ücretsiz dağıtılan "Cinemascope" isimli dergiden söz ediyorum. Pinema Filmcilik ve Sinemacılık tarafından hazırlanarak dağıtılan dergi, piyasada satılan sinema dergilerini aratmayacak kalitede. Benim elimdeki Eylül 2000 sayı 13. Sayfa sayısı 68. Büyük boy bir sinema dergisi.

Gösterimde olan filmlerden, önümüzdeki günlerde vizyona girecek olanlara, kitap köşesinden, sinema salonlarının tanıtımına, etkinlikler programlarından, yaprak dökümüne kadar dolu dolu bir içerik mevcut.

Bugünlerde sinemaya gidin ve bu dergiden bir tane edinin. Film, sinemada izlenir. Bu görüşe katıldığınızı ümit ediyorum. Siz bakmayın; "Bir bilet şu kadar Lira. İki bilet şu kadar. Onu yerine alın bir VCD. Evde seyredin" reklamlarına. Film izlemek için sinemaya gidin.

Bu çalışmaya emeği geçen herkese açık bir teşekkür ediyorum. Ellerinize sağlık. Başarılarınız sürekli olsun.

FİLM: THE PERFECT STORM - KUSURSUZ FIRTINA

Wolfgang Petersen'in yönettiği "The Perfect Storm - Mükemmel Fırtına" filminin başrollerini George Clooney, Mark Wahlberg, Diane Lane, Karen Allen ve John C. Reilly paylaşıyorlar. Sebastian Junger'in aynı adlı kitabından William D . Wittliff beyaz perdeye uyarlamış.

Petersen'i "Das Boot" ve "Air Force One", Clooney'i "From Dusk Till Dawn" ve "Three Kings", Wahlberg'i "Boogie Nights" ve "Three Kings", Lane'i "Walk On The Moon", Allen'i "Raiders of The Lost Ark", Reilly'i de "Boogie Nights" ve "Magnoli" filmlerinden anımsayabiliriz.

Filme gitmeden önce klasik bir Hollywood yapımı doğal afetin konu edinildiği, görsel efektlerle süslenmiş, ticari bir yapıtla karşılaşacağınızı düşünebilirsiniz. Ancak, aktarılan öykünün gerçek bir olaya dayandığını öğrendiğiniz anda filme bakış açınız değişmeye başlayacak. Film, Amerika'daki bir balıkçı kasabasında açık denizlerde balık avlayarak geçimlerini sağlamaya çalışan kişilerin başlarından geçeni anlatıyor. Yeterince balık bulamayan kaptan, mürettebatın onayını alarak daha da uzağa gidince ve gittiği bu yerden dönüş yapacağı yolda uzmanların birden fazla fırtınanın birleşmesi ile oluşacak "Kusursuz Fırtına" adını verdikleri doğa olayına yakalanmalarını nefesiniz tutulmuş şekilde izliyorsunuz.

Olaya duygular, aile ilişkileri, geçim zorlukları, hırs da dahil edilince sezonun güzel filmlerinden birisi ortaya çıkmış. Çekimler iyi. Özellikle görsel efektlerde çok çalışılmış. Güzel bir macera filmi düşünüyorsanız, fırsat bulduğunuzda izleyin.

SÖZ: AUDREY HEPBURN

İngiliz bankacı baba ve Hollandalı barones annenin kızı Belçika doğumlu film yıldızı Audrey Hepburn (1929-1993) tarafından söylenen bazı satırları aktarıyorum.

Ebedi Güzellik Reçetesi

Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan;
İnsanlara iyilikle bak.

İnce bir bedense istediğin;
Ekmeğini açlarla bölüş.

Ve...güzel dudaklara sahip olmak için;
Sadece ama sadece güzel ve doğru sözler söyle.

Bu satırlar bizim dostluk sayfalarına yakışırdı ancak burada da güzel durdu. Son derece olumlu bir yaklaşımla insanlara neler yapılması gerektiğini duyuruyor. 1953'te En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödülünü aldığı "Roman Holiday" ve "Breakfast at Tiffany's" unutulmaz filmleri arasında yer alıyor.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com

Yorum Ekle

Yorumları Listele

39. Sayı önceki yazı

39. Sayı sonraki yazı

Yazarın Önceki Yazısı

Yazarın Sonraki Yazısı