| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

21.09.2000 Tolga Ülgen - netyorum.com / Sayı: 39

netyorum.com: Sayın Tolga Ülgen, elektronik devlet "e-devlet" konusunda konuşulanları aydınlatacak, çarpıcı örnekler içeren bir yazısını bizlerle paylaşmak istedi.
(Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


"E-VATANDAŞLIK" 'A HAZIRLIK

Günümüzde e-devlet'in oldukça "güncel" hale gelmesi nedeniyle ve daha e-devlet'e geçmeden bilgisayarlardan çok çeken bir vatandaş olarak tecrübelerimi aktarmak istedim. Benim yaşadıklarım, e-vatandaşların yaşayacaklarına bir örnek teşkil ederek, vatandaşların şimdiden hazırlık yapmalarına faydalı olur. Neyse, işte sıradan bir e-vatandaşın yaşadıkları:

1. ODTÜ gibi teknolojiyi yaygın kullanan bir okuldan mezun olduktan bir kaç yıl sonra master yapmaya niyetlendim. Tabii ki ilk istenen bir adet transcript oldu. Oldukça manuel ve yaygın bir alanda gerçekleşen başvuru işlemlerini yaptıktan sonra transcriptimi beklerken ne bir ses ne de bir seda geldi ODTÜ'den. En sonunda arayıp sorduğumda bilgisayar kayıtlarına göre benim ODTÜ'de okumadığım söylendi! Kayıtlarda benim adım geçmiyordu... Rektörlükte çalışan bir sınıf arkadaşımın kişisel baskısı ve tozlu arşivdeki saatler süren araştırmaları sonucu dosyam bulundu. Gerçi Kimya bölümünden çıkmıştı dosyam ama arkadaşım sayesinde hem kayıtlara geçtim hem de bölümüm düzeltildi.

2. Askerlik şubeleri büyük ölçüde otomasyona geçtiği halde askerliğim tam bir macera. Master süresince tecilim bir türlü yapılamadığı için her 3 ayda bir asker kaçağı olarak arandım ve her seferinde öğrenci belgem ile ifade vererek master'ı tamamladım. Ancak master'ım bittikten sonra bir türlü askere çağrılmadım! Araya tanıdıkları sokup "Valla bu adam okulu bitirdi, askere gitmeli" konusunda askerlik şubesini ikna edince askere gittim. Bu sefer ben askerdeyken tekrar "asker kaçağı" olarak adresime gelip aranmışım. Hatta izne geldiğimde "bakın ben askerim, bu da kimliğim" diyerek karakolu ikna ettim.

3. 1991 yılında kaybolan nüfus cüzdanımı yenilemek için nüfus dairesine başvurdum (o zamanlar MERNIS daha yoktu ama yaşadıklarım yaşayacaklarımızın ispatıdır!). Trabzon'dan gelen kütük bilgilerimle hazırlanan yeni nüfus kağıdımı elime aldığımda 83 yılında kaybettiğim babamın adının Melih yerine Melik yazıldığını gördüm. Bir kaç yazışma, şikayetten sonra faksla istenen detaylı kütük dökümünün altında yaklaşık şöyle bir not vardı: "..İsmi geçen şahıs her ne kadar bugüne değin Melih diye anılmışsa da kayıtların bilgisayara geçirilmesi çalışmasında doğum belgesinde adının Melik olarak geçtiği görülerek kayıtlar düzeltilmiştir!". Babam 43 yıllık kısa yaşantısında adının yanlış olduğunu farketmemiş, eşi ve çocukları mezar taşına bile yanlış isim yazıldığını farketmemiş de, nüfus memuru 1939 yılından kalma yıpranmış silik bir belgeye dayanarak ölümünden sekiz yıl sonra babamın ismini düzeltmiş! Nasıl düzeltilmesi gerektiğini sorduğumda Medeni kanunumuza öore "isim" in kişinin özlük haklarından olduğu için babamın şahsen dava açması gerektiği söylendi. Ölü bir şahsın davayı nasıl açacağı belirtilmediği için artık baba adım Melik. Sanırım üst paragraftaki askerlik sorunlarımın kaynağı da ilk yoklamayı yaptıran Melih oğlu Tolga ile sonraki işlemleri yürüten Melik oğlu Tolga arasında bağ kurulamaması...

4. Eşim Ankara'nın bir ilçesinden aldığı ehliyetini kaybetti. Emniyet Sarayı'ndaki bilgisayar kayıtlarında adı bulunamadığı için ilçeden kayıtları faks, telefon gibi iletişim araçlarıyla bir kaç kere istendi. Üç hafta süren gelip gitmelerden sonra o güne kadar ehliyet almadığına karar verildi! Sonunda kalktık ilçeye gittik. Kayıtların tutulduğu eski defterlerde görevliler adını bir türlü bulamadılar. Bir, bir buçuk saat sonra eşim sınavına giren memuru görüp hatırlayınca en azından sınava girdiğimiz konusunda ilçe emniyetini ikna ettik. "Şu tarihlerdeydi, hava şöyle yağışlıydı, siz şöyle demiştiniz, o zaman sınav alanı şöyleydi" vs gibi ikna edici konuşmalarımızdan sonra bu memur (artık komiser olmusşu) cengaver bir şekilde arşive daldı ve yarım saat sonra eşimin dosyası ile çıkageldi. Dosya numarasından arayınca eşimin defterdeki kaydını da bulduk. Sayfanın sonuna geldiği için en alta yazılmıştı ve her aramada gözden kaçmıştı. İşin komiği, bu komiser Emniyet Sarayını arayıp eşimin dosya numarasını verince zaten bilgisayara kayıtlı olduğunu öğrendik! Eşimin ad ve genç kızlık soyadında "I,Ü,G" bol miktarda olduğu için ya kayıt girilirken ya da arama yapılırken girilen karakterlerden kayıdın bulunmadığına karar verdik. Artık eşimin ehliyetle ilgili tüm numaraları bir yerlerde not edilmiş durumda!

5.a. Babamdan kalma yadigar 76 model Anadol'umuzu hala saklıyorum. Geçenlerde Maliyenin sitesine deneme amacıyla girerek vergi borçlarını göreyim dedim. Kayıtlara göre 96'dan beri hiçbir vergisi yatırılmamıştı (diğerleri zaman aşımına uğramış)! Bulabildiğim tüm makbuzları toplayarak vergi dairesinin yolunu tuttum. Oradaki bilgisayar kayıtlarına bakınca bu işlerin içinde olan biri olarak yaptığım tahminin doğru olduğunu gördüm. Vergi dairesinin programını hangi "uzman kişi!" hazırlamışsa, sanki aynı plaka yetmiş kişiye birden veriliyormuş gibi kayıtları, plaka ve araç sahibi ikilisine bağlı olarak tutturmuş! Araba miras yolu ile kaldığı için şu anda dört sahibi görülüyor. Ancak bilgisayar kayıtlarında tek isim alanı olduğu için annemin adı girilmiş. Ancak ruhsatta ilk başta ablamın adı yazdığı için tüm makbuzlarda ablamın adı geçiyor. isim + plakadan kayıtlar eşleştirilemeyince makbuzlar kayıtlara yansıtılmamış. Üstelik ablam adına bir kayıt bulunamadığı için de ayrı bir tabloda tutmak yerine doğrudan silinmiş! Eğer makbuzlar olmazsa hepsini tekrar ödemek zorundaymışım!

5.b. Makbuzlarıma rağmen vergimi ödeyemedim. Çünkü kayıtlara göre eksik yatırmışım! Arabamın kullanma kılavuzunda ve ruhsatında ağırlığı "940" kilo gözükmesine rağmen kayıtları giren "uzman kişi!" bilgisayara "980" kilo girmiş. Bu nedenle bir üst sınıftan vergi ödemem gerekiyormuş. Düzeltilmesi için ya 1976'da araba trafiğe çıkarken trafiğin verdiği "çıkış belgesi" ni getirmeliymişim ya da yeni bir belge çıkartmalıymışım. "Yahu bu ruhsatı da trafik veriyor, adamlar oraya 940 kilo yazmış, niye ayrı bir belge getireyim. O kaydı giren adamın yanlış girmediğini nereden biliyorsunuz, işte belge" dediğimde esas olanın "trafiğe çıkış belgesi" olduğunu başka şeyden anlamadığını açıkça anlattı vergi memuru! Çünkü bir kere daha "bilgisayar öööle diyo" mantığı üstün gelmişti.

5.c. Hikaye burada da bitmiyor. Diğer arabamın da deprem vergisinin bir taksidini kaçırmışım (devlet sağolsun her şeyin ikinci taksidi başka başka zamanlarda ödeniyor). Ben ruhsatı uzatıyorum, yukarıdaki görevli "bu araç 34 plaka, ben alamam" deyip bana geri veriyor. En sonunda "etme eyleme, vergi ödemeye İstanbul'a mı gitmek zorundayım" diye üsteleyince mazeretini söyledi. 06 dışındaki araçların vergisini başka bir memur alıyormuş, şu anda orada değilmiş! Bilgisayara rağmen her işin farklı kişilere dağıtılmasi nedeniyle tam kafayı üşütüyordum ki "diğer illerden sorumlu" arkadaş geldi de vergimi yatırabildim...

Kısacası ortalıkta "e-devlet", "e-devlet" dendikçe benim tüylerim diken diken oluyor. Artık evde dosyalar dolusu belge evrak vs biriktiriyorum. Bu devlet, "e-devlet" olunca kayıtlarını bir nebze de olsa kendi kayıtlarımla düzeltebilirim diye. Açıkçası tüm vatandaşlara da "e-vatandaş" olduklarında rahat etmek istiyorlarsa aynı yöntemi tavsiye ediyorum...

Tolga Ülgen


Yorum Ekle Yorumları Listele
39. Sayı önceki yazı 39. Sayı sonraki yazı
   
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye