"Yansımalar" 24.08.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 35

İçindekiler;

• Konu: Deprem Linkleri
• Konu: Meşgul Parası
• Konu: Çizgi'de AMD Çok Ucuz
• Oyun: Grand Prix 3
• Film: The Patriot - Vatansever
• Kitap: Politikada Nükte - Nejat Muallimoğlu
• Söz: Konfüçyus

KONU: DEPREM LİNKLERİ

Bu haftanın yazısında yer alacak konu başlıklarını uzunca bir süre önce belirlemiştim. Özellikle Amerikan Hükümeti'nin olası bir İstanbul depremi ile ilgili bir raporuna ait internet adresini sizlere iletmek istiyordum. Tam bu esnada 23.8.2000 saat 16:41 'de Hendek-Adapazarı merkezli 5.8 şiddetinde bir deprem gerçekleşti. İstanbul'da epeyce sallandık. Gerçi İstanbul'un muhtelif yerlerinden farklı duyumlar alınsa da genel olarak duyulduğunu biliyoruz. Ayrıca İstanbul'a uzak bir mesafede 5.8 bu kadar sallıyorsa, olası bir İstanbul depremi için vakit geçirmeden tedbir çalışmalarını hızlandırıp, hazırlıklı olmakta yarar var.

İngilizce olarak Tom Parsons, Shinji Toda, Ross S. Stein, Aykut Barka ve James H. Dieterich tarafından hazırlanan, "Heightened odds of large earthquakes near Istanbul: An interaction-based probability calculation" başlıklı rapora

http://quake.wr.usgs.gov/study/deformation/Papers/istanbul/istanbul.html

adresinden erişebilirsiniz. Çok çarpıcı bilgiler ve tespitler var.

Bununla birlikte muhtelif zamanlarda ziyaret ettiğim bir takım Türkçe internet sitelerinin adreslerini de aşağıda sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu adreslere ek yapılmasını düşündüğünüz siteler var ise lütfen iletin. Onları da buraya alalım. Böylece her zaman erişebileceğimiz adresler elimizin altında bulunur.

http://www.angelfire.com/de2/zelzele/

http://www.angelfire.com/de2/zelzele/zeminae.html

http://www.angelfire.com/de2/zelzele/zeminaciklama.html

http://www.neic.cr.usgs.gov/ (İngilizce)

http://deprem.koc.com.tr/zemin.htm

Sizlerin katkısını bekliyoruz.

Bu hafta ayrıca görmüş olmalısınız; İstanbul ve Deprem Çalışma Grubunun da raporuna yer verdik. Buraya tıklayarak erişebilirsiniz.

KONU: MEŞGUL PARASI

Uzunca bir süre önce internet erişimi için servis sağlayıcıya bağlanma esnasında meşgul sesi alıyorsanız ya da modemler haberleşmeye başlasa da aralarında anlaşamayıp hattan düşüyorsanız Türk Telekom'un bir kontur ücretini hesabınıza eklediği söyleniyordu. Bu durum Sayın Erol Akyiğit'in başına gelmiş. Sayın Akyiğit'te oturmuş neler gözlemlediğini, nasıl yüksek miktarda faturaları internet'e bağlanamasak da ödediğimizi kalem almış. İnternet'te değişik haberleşme gruplarında kişilerin birbirlerine ilettikleri bu mektuptan bir kısım alıntı yapmak istiyorum.

"Konu; ofisimde fax ve internet bağlantısı için kullandığım telefon hattına bu ay gelen 123.800.000 TL. lık fatura.

Fatura ayrıntısının detaylı incelemesi:

Toplam arama sayısı : 2564
822'li Superonline hatlarına 22.200 TL charge edilen arama sayısı: 1917
22.200=1 kontür, yani Türk Telekomun hattı meşgul çalan servis sağlayıcıyı arayan kullanıcıya, BAĞLANTI KURA - MA - MA - SINA KARŞIN, 10 saniyede bir charge ettiği miktar.

ÖZET:
27 HAZİRAN - 26 TEMMUZ arasında, (bu tesbit edebildiğim rakam, uzmanlar incelemek isterlerse 11 sayfalık ayrıntılı faturamın kopyasını gönderebilirim), İNTERNETE BAĞLA NA MA MA MIN maliyeti 1917 x 22.200 = 42.557.400 TL.-

Aklıma şöyle bir soru geliyor; "MEVZUU DEĞİL" dedikleri internet aboneliğinin ucuz olmasının sebebi acaba ISS'lerin Telekom ile meşgul çalmalardan toplanan parayı paylaşmaları olabilir mi? Kim ne kadar çok meşgul çaldırırsa, o kadar çok pay alır. Bu arada abonelik ücretini düşük tutup, Türkiye'de abonman artırmış olur ve Türkiye'ye çağ atlatmış oluruz???"

Sayın Akyiğit'in söyledikleri özetle bunlar. Gerçekten ortada ciddi bir sorun var. Geçtiğimiz günlerde elektrik için uygulanması düşünülen sabit ücret kamuoyunun ve sivil toplum örgütlerinin çabaları ile devre dışı bırakıldı.

Buna benzer bir çalışmanın internet erişiminde uygulanan bağlantı kurulamasa da bir kontür ücreti alınmasının kaldırılması için yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu konuyu gündeme getirecek internet kullanıcılarını savunan bir topluluk yok. Adında bu tür kelimeler geçenlerinde internet kullanıcılarını ne kadar düşündüğü tartışılır. Yine bunu kullanıcıların organize etmesi gerekir. En azından hangi ISS'lerin ne zamanlar meşgul çaldığı bilgisi paylaşılsa o zaman diliminde ilgili ISS'lere bağlantı kurmak için kullanıcılar uğraşmaz. Böylece gereksiz yere para ödenmesinin de önüne geçilmiş olunur.

Bu konudaki görüş ve deneyimlerinizi lütfen iletin, yayınlayalım. Birlikten kuvvet doğar.

KONU: ÇİZGİ'DE AMD ÇOK UCUZ

Çizgi Elektronik'in AMD işlemciler konusunda gösterdiği faaliyet ve çaba çok ileri düzeyde devam ediyor.

En son, geçtiğimiz günlerde eğer ana kart ile birlikte alırsanız 750 Mhz AMD işlemciye 80 Amerikan Dolarına sahip olacağınızı duyurdular. Aynı performansta Intel işlemci ile arasında en az iki kat fiyat farkı var.

AMD işlemcilerle ilgili benim ve diğer yazarların görüşleri hep olumlu. Özellikle işyerlerinde klasik ticari uygulamalar ve internet erişimi için kullanılan kullanıcı bilgisayarlarında bu işlemcilerin hiç sorunu yok. Fiyat performans oranı çok iyi bu işlemcilerin tercih edilmemesi için hiç bir neden yok.

Bazı durumlarda özellikle belirli çoklu ortam oyunlarında bir miktar uyum sorunu yaşandığı söylense de kolayca telafi edilebiliyorlar.

İşlemci konusunda Intel'i yakından takip eden ve zorlayan AMD için Çizgi Elektronik'in çabaları takdire değer. Sizin de aklınızda bulunsun. AMD işlemcili bilgisayarları inceleyin.

OYUN: GRAND PRIX 3

Uzun zamandır keyifle oynanabilecek bir araba yarışı piyasaya gelmemişti. Nihayet geçtiğimiz günlerde "F1 Grand Prix" ve bir milyondan fazla satan "Grand Prix 2" 'yi hazırlayan Geoff Crammond'dan "Grand Prix 3" pazara sunuldu. Geoff Crammond bu oyunu hazırlarken Microprose firmasının olanaklarını kullandı. Oyun Hasbro firması tarafından pazarlanıyor.

1024x768 32 bit renk çözünürlükte 26 fps performans elde ediliyor. Bu performans ekranda aynı anda ondan fazla araba görünürken dahi yavaşlamadan izlemenizi sağlıyor. (600 Mhz işlemci, 32 MB Geforce Pro ekran kartı, 128 MB bellek)

Klasik bir Formula 1 yarış simülasyonu. 1998 sezonu verileri kullanılmış Dünyadaki 16 farklı pistte yarışıyorsunuz. Her pist için detaylı bilgiler veriliyor. Formula 1'in resmi onayı alınmış ve onların danışmanlığı doğrultusunda geliştirilmiş bir oyun. Bir başka deyişle tüm bilgiler gerçek.

Rakip yarışçıların yapay zekaları etkileyici. Oyunun başına hemen oturduğunuz gibi oynamanız da mümkün, tüm ayarları yapmak için profesyonel bir araba yarışçısı gibi çalıştıktan sonra da oynamanız mümkün. Bu da oyunun önümüzdeki günlerde oynanabilirliğini arttırıyor. Hemen kenara kaldırılıp, bir başka araba yarışına bir an önce geçmenizi hissettirmeyen bir oyun.

Arka plandaki müzikler iyi. Ancak arabaların yarış esnasındaki seslerine biraz daha özen gösterilebilirdi. Kontrollerde sorun yok. Bir yerel ağ üzerinde dört kişiye kadar çok kullanıcılı oynayabiliyorsunuz.

Ben beğendim. Özellikle grafikler ve akıcılık iyi dengelenmiş. Tekrar gösterimlerde televizyondan gerçek bir F1 yarışı seyrediyormuşsunuz izlenimine kapılabilirsiniz. Tek kötülüğü sadece yarışın son 20 saniyesini tekrar izleyebiliyorsunuz. Bu ciddi bir dezavantaj.

Oyun hakkında daha detaylı bilgi almak için internet'teki erişim adresi (İngilizce);

http://www.grandprixgames.com/grandprix3/english/index.html

İyi yarışlar.

FİLM: THE PATRIOT - VATANSEVER

Robert Rodat'ın yazıp, Roland Emmerich'in yönettiği bir film, "The Patriot - Vatansever". Başrollerde, Mel Gibson, Heath Ledger ve Joely Richardson yer alıyor. Müzikler John Williams tarafından düzenlenmiş.

John Williams'ı anımsayacağınız film sayısı o kadar çok ki, saymak bir çözüm değil. Star Wars'tan Amistad'a, Saving Private Ryan'dan Schindler's List'e, Indiana Jones'tan Born on The Fourth of July'a, E.T.'den Jaws'a kadar nereye baksanız Williams'ın izlerini görebilirsiniz. 27 kez Oscar ödüllerine muhtelif filmlerdeki müzikleri ile aday oldu ve 5 kez de En İyi Müzik dalında Oscar ödülünü aldı.

"Conspiracy Theory" ve "Braveheart" ile yakından tanıdığımız Mel Gibson, "Braveheart" ile 1996 senesinde En İyi Yönetmen ve En İyi Film dallarında Oscar ödülünü almıştı. Ledger'ı "10 Things I Hate About You" 'dan, Richardson'ı "101 Dalmatians" ve "Event Horizon" 'dan anımsayacaksınız.

Film Amerikalıların İngilizlere (Kırmızı Urba) baş kaldırmalarını aktarıyor. Mel Gibson'ın başlangıçta savaşa karşı çıkıyor ancak daha sonra oğlunun öldürülmesi ile birlikte savaşmaya karar veriyor. Şöyle bir soru çıkıyor karşımıza; "Acaba savaşması için ailesinden birisinin mi ölmesi gerekiyordu?"

Gibson'a İngilizler Hayalet lakabını takıyorlar ve organize ettiği milis kuvvetlerin peşine düşüyorlar. Bu esnada iki taraftan da kayıplar oluyor. Film bu şekilde devam ediyor.

Tarihteki olaylara bakarak bu filmi izlediğinizde hiçbir taş yerine oturmuyor. Onun için filmi tarihte olaylar nasıl gerçekleşmiş diye değil, savaş konulu bir film diye seyretmekte yarar var. Bunun etrafında aşk, sevgi, aile bağları, arkadaşlık, eziyet ve acımasızlık gibi alt başlıklar da yer alıyor.

Üç saate yakın bir süresi olan bu film sinemada izlenmesi gereken filmlerden. Bazı sahnelerde ürpertici görüntüler yer alıyor.

Sinema sezonunun açılışı bu sene bu filmle yapıldı. Önümüzdeki günlerden itibaren ardı ardına iyi filmler vizyona girmeye başlıyor.

KİTAP: POLİTİKADA NÜKTE - NEJAT MUALLİMOĞLU

Siyasilerin, politikacıların söyledikleri, konuşmaları, başlarından geçenler her zaman insanların ilgisini çekmiştir. Bu tür konuları bir arada bulmak çok kolay değildir. Sayın Nejat Muallimoğlu, dünya çapında politikacı ve devlet adamlarının konuşmalarını, bilmediğimiz yönlerini "Politikada Nükte" isimli kitapta toplamış.

Kitap, Avcıol Basın Yayın şirketi tarafından pazara sunulmuş durumda. İkinci baskısını 1997 yapmış.

İlk sayfalardaki sunum yazısını aktarmak istiyorum; "Onsekizinci yüzyıldan günümüze kadar uzanan devir boyunca batı siyaset sahnelerinde rol oynamış nüktedan politikacıların birbirleriyle nasıl vuruştuklarını gösteren rehber. Ayrıca, tarihimizin en hoş sohbet iki devlet adamının eşsiz nükteleri. Politika merdiveninde hızla tırmanmak isteyenlerin el kitabı".

Bu sözlere eklenecek fazla bir şey yok. Dünya politikacılarının konuları nasıl  bir nükte anlayışı ile ele aldığını, bizden de Keçeçizade Fuad Paşa ve Ömer Faiz Efendi'nin yaklaşımlarını keyifle okuyacaksınız. Edinin ve okuyun. Hiç bir şeyin değişmediğini göreceksiniz.

SÖZ: KONFÜÇYUS

Konfüçyus'un öğretileri ve sözleri her dönem büyük bir beğeni ile izlenmiştir. O sözlerden bir tanesi daha aktarmak istiyorum.

"Yapılmış şeyler üzerinde konuşmak gereksizdir. Geçmiş şeyleri ayıplamak da manasızdır".

Acaba siyaset dünyasında yer alanlar bu öğretiler üzerinde çok fazla mı çalışıyorlar? 

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com