"Yansımalar" 28.09.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 40

İçindekiler;

• Konu: Fasulyeler - Sanal Para
• Konu: Oyun 2000
• Dergi: Create Online
• Film: Signs And Wonders - İşaretler ve Mucizeler
• Söz: Maksim Gorky

KONU: FASULYELER - SANAL PARA

Ben bunları fasulye diye adlandırıyorum. Hani arkadaşlar bir araya gelirler de kağıt oyunu oynamak isterler ama parasına değil de fasulyesine oynarlar. Fasulyeler para yerine geçer. Kazanma ve kaybetme heyecanı sanal para cinsi üzerinden yaşanır. Fasulye yerine leblebi kullanırsanız ara sıra atıştırma fırsatı da bulabilirsiniz.

Konumuz bu kadar fasulye değil. İnternet ortamında kazanılarak harcanabilen yeni para cinsi; "BEENZ". Beenz kazanmak çok kolay. İnternet ortamında siteden siteye dolaşırken dahi beenz kazanabiliyorsunuz. Bir nevi puan sistemi. Ancak beenz kazanmak için para harcamanız şart değil. Sitelerde dolaşırken ziyaret etmeniz karşılığında kazanabiliyorsunuz. Bununla birlikte dilerseniz gerçek para birimleri ile alışveriş yaptığınızda belirli bir miktarda beenz hesabınıza ekleniyor.

Kazandığınız beenzleri beenz kabul eden şirketlerde harcayabiliyorsunuz.

Onyedi ülke var. Bunların arasında Türkiye yok. Biz "Other Countries" kategorisindeyiz. İnternet adresi;

http://www.beenz.com 

Beenz yeni bir para birimi. Ne kadar fazla kuruluş bu para birimini kabul etmeye başlar, ürün ve hizmetlerinin bedelini beenz cinsinden belirtir ise geleceği o kadar parlak. Ürünü aldığınız site yurt dışı teslimatları da kabul ediyorsa, Türkiye'den de kullanıcılar beenz toplayıp, harcayabilirler. Şu anda onyedi farklı ülke için kendi dillerinde siteler ve o ülkelerin beenz kazandıran ve kabul eden şirketler listesi mevcut. Türkiye "Other Countries" sınıflandırmasında. Bizde bu sistemi uygulamaya alacak şirketlerin kısa sürede organize olacaklarını sanıyorum. Sanal bir para ile çalışıldığı için internet reklamcılığına da farklı bir yaklaşım getireceğini düşünüyorum.

İkinci sitemizin şirketi; "Paypal",  http://www.x.com . Bu şirket sanal para birimi ile çalışmıyor. Çok daha farklı bir çalışma sistemi var. Bu şirket aracılığı ile sadece elektronik posta adresini bildiğiniz bir kişi veya kuruma para gönderebiliyor ya da oradan para alabiliyorsunuz. Giden veya gelen para sizin bu şirkette elektronik posta adresi ile ilişkilendirilmiş hesapta birikiyor ve oradan harcanıyor.

Bu sistemden yararlanan üçbuçuk milyonun üzerinde kullanıcı olduğu söyleniyor. Sistemin çalışması kısaca şöyle; birisine para göndermek istiyorsanız, bu şirkete parayı alacak kişinin elektronik posta adresini ve ödeyeceğiniz para miktarını bildiriyorsunuz. Bu işlem esnasında kredi kartınızı kullanmanız olası. Parayı alacak kişi paypal'dan kendisine para gönderildiğine dair bir mesaj alıyor. Böylece sizin banka veya kredi kartı bilgileriniz diğer kişiye iletilmemiş oluyor. Aynı şekilde birisi size para gönderecekse, elektronik posta adresiniz ve göndereceği tutarı paypal'a bildiriyor. Bu defa siz ödeme alacağınıza dair bir elektronik posta alıyorsunuz. Gerekli tüm güvenlik önlemleri şirket tarafından üstleniyor. Sistem sanal bir banka şeklinde çalışıyor. Bu sisteme giren para yine bu sistemde harcanıyor. "Dijital Ekonomi" sisteminin ödeme şekli olarak duyuruluyor.

Bu ne işe yarar?

Para göndermek için; çocuğunuza para göndermek, restoranda yemek yedikten sonra sizin yerinize para ödeyen arkadaşınıza ödeme yapmak, internet'te bir başka kullanıcının sattığı bir cihazı aldığınızda bedelini ödemek gibi işlemlerde.

Para almak için; aile büyüklerinden para istemek, bir hayır kurumu yararına para toplamak, internet ikinci el alışveriş ya da açık artırma sitelerinde sattığınız bir ürünün parasını tahsil etmek gibi işlemlerde.

İnternet platformunda çok işlem yapanlar için yeni para birimleri oluşmaya başlamış durumda. Önümüzdeki günler buna benzer başka operasyonlarda gündeme gelecek.

KONU: OYUN 2000

Türkiye Zeka Vakfı'nı "TZV" tanıyor musunuz? Türkiye'deki zeka potansiyelini açığa çıkarmak, yönlendirmek ve geliştirmek amacıyla; "Zekanın değerlendirilmesi", "Üstün zeka grubu", "Bilgi toplumu", "Yapay Zeka" ve "Zeka sporları" başlıkları altında çalışmalar yapan vakıftır.

İnternet erişim adresi; http://www.tzv.org.tr 

TZV, her sene "Zeka Oyunları Yarışması" düzenliyor. Bu yıl yarışmanın beşincisi yapılıyor; "OYUN 2000". Yarışmaya zekasını sınamak isteyen herkes katılabiliyor, yaş kısıtlaması yok. Bu sene organizasyon Milli Eğitim Bakanlığı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK tarafından da destekleniyor.

Bu seneki yarışmanın geçen senelere göre en büyük farkı, birinci eleme sınavının internet ortamından da yapılması. Yapacağınız tek şey aşağıdaki adrese gidip, soruları yanıtlamak.

Birinci elemeyi geçtiğiniz taktirde ikinci Eleme için adresinize sınav kitapçıkları gönderilecek. Bu ve buna benzer detayları aynı adresten öğrenebilirsiniz. Yarışma sonucunda toplam İki Milyar Türk Lirası ödül var. Bu miktarın dereceye girenler arasında nasıl paylaştırılacağı belirtilmemiş ama bu da büyük bir olasılıkla zeka yarışmasına girerek derece alabileceklerin çözebileceği bir soru!

Hadi bakalım klavye başına. Zeka oyunlarında ne kadar iyi olduğunuzu gösterin. Birinci ve ikinci elemedeki soruları yanıtlamak için zaman kısıtlaması yok, kopya çekerken yakalanma korkunuz yok. Ancak yarı final ve finalde nelerle karşılaşabileceğinizi düşünerek mantıklı hareket edin. Ben sorulara baktım. Çok kolay değiller, haberiniz olsun. Birinci eleme sınavının yanıtlama süresi 20.Ekim.2000'e kadar.

DERGİ: CREATE ONLINE

İnternet ortamında geliştirme işi yapanların, reklam veren veya alanların çok faydalanabilecekleri bir dergi; "Create Online". İngiliz Future Publishing grubunun çıkardığı bu dergiyi Türkiye'de bulmanız çok kolay değil ancak bulduğunuz taktirde inceleyin, çok işinize yarayacağını göreceksiniz.

Dergide web sayfası tasarımlarında yeni eğilimler, teknikler, teknolojiler, bu işi yapanların görüşleri, yorumları, beğenileri, eleştirileri yer alıyor. Derginin kendisine verdiği slogan; "The Web Designer's Bible" 

Ben internet adresini vereyim;

http://www.createonline.co.uk 

Bir dergi internet sitesinin nasıl olabileceğini gösteren güzel örneklerden. Aksini de düşünemezdik, bu tür bir dergi çıkaranlar için. 

FİLM: SIGNS AND WONDERS
- İŞARETLER VE MUCİZELER

"Signs And Wonders - İşaretler ve Mucizeler" filmi, Jonathan Nossiter'in yönettiği, başrollerinde Stellan Skasgard, Charlotte Rampling, Deborah Kara Unger, Dimitri Katalifos ve Ashley Remy'nin yer aldığı bir film.

Skarsgard'ı "Good Will Hunting", Rampling'i "Wing Of The Dove", Unger'i "The Hurricane" filmlerinden anımsayacağız. Yönetmen Nossiter Berlin Altın Ayı film festivalinde bu film ile adaydı.

Evli ve iki çocuk sahibi bir adam işyerinden bir arkadaşı ile ilişkiye girer. Bu durumdan duyduğu rahatsızlık konuyu karısına açmasını ve boşanmalarına kadar gider. Ancak bundan sonra eski karısını geriye kazanmak üzere çeşitli düşüncelere kapılır. Adam bazı olayların kendisine verilen işaretler olduğunu düşünmektedir. Örneğin kaldırımdaki sayılar, sokakta yürürken aniden yanan veya sönen lambalar gibi. Pek çoğunuza olmamış mıdır, karşınıza gelen bir levhanın veya rakamın size birşeyler anımsattığı ve bunu bir başka konu ile ilişkilendirerek kendi kendinize sonuçlar üretmeniz.

Ağır tempolu, dikkatlerin toplanarak izlenebileceği bir film. Film Atina'da yaşayan bir ailenin yaşadıklarını aktarıyor. Bu nedenle Atina'daki yaşamı da izleyebiliyorsunuz.

Benim için filmdeki en çarpıcı bölüm, adamın hapise girdiği kısım. Burada iki görevli arasında geçen diyalog;

"Hapiste başına neler gelebilir?"

"Bu filmi "Geceyarısı Ekspresi" 'mi zannettin. Korumamız gereken bir imajımız var. Ona hapiste baklava ikram edeceklerdir".

Günümüz ticari filmlerine alışmış izleyicilerin beğeneceklerini düşünmüyorum. Ancak sinemaseverler kaçırmamalı.

SÖZ: MAKSIM GORKY

Rus yazar Maksim Gorky'nin (1868-1936) kitaplar ile ilgili bir sözünü aktarıyorum.

"Kitapları seviniz. Onlar yaşamınızı daha çekilir hale getirecek, size dostça hizmet ederek, düşüncelerin, duyguların ve olguların karmaşık ve gürültülü dünyasında yolunuzu bulmanıza yardım edecek, kendinize ve başkalarına saygı duymayı öğretecek, yüreğinizi ve aklınızı dünya ve insanlık sevgisiyle dolduracaktır."

Bundan sonra kitap okuma oranı herhalde yükselir. Geçen gün bir yerde "Türkiye'deki pek çok kitabın üç bin hatta büyük bir kısmının bundan az sayıda basıldığını" okudum. Altmışbeşmilyon'da üçbin. Ne denebilir ki?

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com