|
"Öykülerle Sözcükler" 08.11.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 91
PARŞÖMEN
İlkokulda adına parşömen denilen bir tür kağıt ile tanışmıştık. Yağlı
ve hafif şeffaf olan bu kağıda, bu özelliklerinden dolayı parşömen dendiğini
düşündüm ortaokul yıllarımda. Fransızca dersleri aldığımız içinde bu sözcüğü de
bize Fransızca’dan geçen sözcüklerden bir gibi gördüm çok uzun zaman.
Ama Anadolu’ya haksızlık ettiğimi anladım sözcüğün gerçekte ne anlama geldiğini
anladığımda. Anadolu eski çağların uygarlık ve aynı zamanda kahramanlık
merkeziydi. “Bugünkü insanlar için ikinci dünya savaşı neyse o günkü insanlar
için Troya savaşı aynı şeydir” dediğini duymuştum Halikarnas Balıkçısının.
Parşömen sözcüğünün de öyküsü benim anladığım kadarıyla şöyle. Bugünkü adıyla
Bergama eski çağlarda hepimizin bildiği gibi Pergamon adı ile tanınıyor.
Pergamonun oldukça ilginç mitolojik bir öyküsü var ama burada yer kısıntımız
yüzünden bu öyküye girmeden doğrudan parşömeni anlatmak istiyorum.
Pergamos, o zaman Anadolu’da çok önemli bir yere sahip. Başkentlik yapmış olma
özelliği var aynı zamanda da tek başına da güçlü bir şehir devleti. Ama
Anadolu’nun varolduğu günden itibaren savaşım içerisinde olduğu iki coğrafi
bölge var. Birinci bölge şimdiki Yunanistan’ın yerleşik olduğu yarımada diğeri
ise Mısır.
Mısırlılar kendilerini binlerce yıllık bir uygarlığın temsilcisi olarak
görüyorlar o yıllarda. Papirüs denilen bir kağıt üretiyorlar ve şimdiki adı
İskenderiye olan yerde çok büyük bir papirüs kütüphaneleri var ki, Hz. Ömer
yakana dek dünyanın bir numaralı kütüphanesi olma özelliğini taşıyor.
Mısır Firavunu ülkeden bilginin hızlı bir biçimde Anadolu’ya kaydığını
hissederek bir savaşım başlatıyor ve Mısırdan her ne şekilde olursa olsun
(yazılı ya da yazısız) papirüs çıkışı yasaklanıyor.
Pergamos halkının buna tepkisi korkunç oluyor. Birtakım aklı evveller savaş açıp
Mısırdaki papirüs üretim yerlerini ele geçirmeyi önerse de, sonunda
Pergamos’lular “düşmana inat” kendileri bir çeşit yazılabilir ortam üretmeye
karar veriyorlar. Diyorlar ki “hayvan derisini çok ince olarak kurutalım,
üzerine istediğimiz gibi yazarız. Çok güzel olur, çok da dayanıklı”. Bu görüş
büyük bir taraftar topluyor ve Pergamoslular kendi adları ile anılan kağıdı
üretmeye başlıyorlar.
Pergamos kağıdı anlamında da kullanılan pergamos zamanla parşömen'e dönüşüyor.
Bence bir teknolojik direniş öyküsü aynı zamanda bu ya da yaratıcı aklın
zaferi.
Nezih Kuleyin
e-posta:
nezih@semor.com.tr
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|