| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Öykülerle Sözcükler" 08.11.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 91

PARŞÖMEN

İlkokulda adına parşömen denilen bir tür kağıt ile tanışmıştık. Yağlı ve hafif şeffaf olan bu kağıda, bu özelliklerinden dolayı parşömen dendiğini düşündüm ortaokul yıllarımda. Fransızca dersleri aldığımız içinde bu sözcüğü de bize Fransızca’dan geçen sözcüklerden bir gibi gördüm çok uzun zaman.

Ama Anadolu’ya haksızlık ettiğimi anladım sözcüğün gerçekte ne anlama geldiğini anladığımda. Anadolu eski çağların uygarlık ve aynı zamanda kahramanlık merkeziydi. “Bugünkü insanlar için ikinci dünya savaşı neyse o günkü insanlar için Troya savaşı aynı şeydir” dediğini duymuştum Halikarnas Balıkçısının.

Parşömen sözcüğünün de öyküsü benim anladığım kadarıyla şöyle. Bugünkü adıyla Bergama eski çağlarda hepimizin bildiği gibi Pergamon adı ile tanınıyor. Pergamonun oldukça ilginç mitolojik bir öyküsü var ama burada yer kısıntımız yüzünden bu öyküye girmeden doğrudan parşömeni anlatmak istiyorum.

Pergamos, o zaman Anadolu’da çok önemli bir yere sahip. Başkentlik yapmış olma özelliği var aynı zamanda da tek başına da güçlü bir şehir devleti. Ama Anadolu’nun varolduğu günden itibaren savaşım içerisinde olduğu iki coğrafi bölge var. Birinci bölge şimdiki Yunanistan’ın yerleşik olduğu yarımada diğeri ise Mısır. 

Mısırlılar kendilerini binlerce yıllık bir uygarlığın temsilcisi olarak görüyorlar o yıllarda. Papirüs denilen bir kağıt üretiyorlar ve şimdiki adı İskenderiye olan yerde çok büyük bir papirüs kütüphaneleri var ki, Hz. Ömer yakana dek dünyanın bir numaralı kütüphanesi olma özelliğini taşıyor.

Mısır Firavunu ülkeden bilginin hızlı bir biçimde Anadolu’ya kaydığını hissederek bir savaşım başlatıyor ve Mısırdan her ne şekilde olursa olsun (yazılı ya da yazısız) papirüs çıkışı yasaklanıyor.

Pergamos halkının buna tepkisi korkunç oluyor. Birtakım aklı evveller savaş açıp Mısırdaki papirüs üretim yerlerini ele geçirmeyi önerse de, sonunda Pergamos’lular “düşmana inat” kendileri bir çeşit yazılabilir ortam üretmeye karar veriyorlar. Diyorlar ki “hayvan derisini çok ince olarak kurutalım, üzerine istediğimiz gibi yazarız. Çok güzel olur, çok da dayanıklı”. Bu görüş büyük bir taraftar topluyor ve Pergamoslular kendi adları ile anılan kağıdı üretmeye başlıyorlar.

Pergamos kağıdı anlamında da kullanılan pergamos zamanla parşömen'e dönüşüyor. Bence bir teknolojik direniş öyküsü aynı zamanda bu ya da yaratıcı aklın zaferi. 

Nezih Kuleyin
e-posta: nezih@semor.com.tr


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
91. Sayı önceki yazı 91. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye