"Yansımalar" 08.11.2001 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 91

İçindekiler;

• Konu: Dikkatli Okuyun
• Kitap: Güneydoğu'dan Öyküler / Geride Kalanlar - Hakan Evrensel
• Film: Bridget Jones's Diary - Bridget Jones'un Günlüğü
• Söz: Leo Tolstoy

KONU: DİKKATLİ OKUYUN

Çok kısa bir uyarıda bulunmak istiyorum bu hafta. Satın aldığınız ya da satın alacağınız yazılımları kullanmaya başlamadan önce lisans anlaşmasını dikkatle okuyun. Hiç aklınıza gelmeyen sorunlarla bir anda karşı karşıya kalabilirsiniz. İyi niyet esas diye düşünülse de bunun kötü niyetle kullanılması da olası. O zaman yaşayacağınız sıkıntılar, baştan önlem almanız ile sizi rahatlatabilir.

Bir yazılımı kullanmaya başladığınızda o yazılımla üreteceğiniz ürünün nerelerde nasıl kullanılacağı, neler yapamayacağı lisans sözleşmesinde yer alıyor olabilir.

Benzer şekilde hizmet sözleşmeleri, garanti belgeleri de bu kapsama giriyor.

Siz siz olun, ne kullanacaksanız, ne alacaksanız sözleşmelere, ek belgelere bakmadan harekete geçmeyin.

Hakan Evrensel'in "Güneydoğu'dan Öyküler 1 ve 2" başlıklı kitaplarını 26/1/1999'da size duyurmuştum. Erişim için tıklayın.

Bu hafta Hakan Evrensel'in "Güneydoğu'dan Öyküler III / Geride Kalanlar" başlıklı çalışması yer alıyor. Kitap, Ümit Yayıncılık tarafından Eylül ayında kitapseverlerin beğenisine sunuldu.

İlk iki eser gibi bu çalışmasında da Evrensel, Güneydoğu ile ilgili yaşananları bizlere aktarıyor. Orada yaşayanların, oraya gidenlerin yakınlarının duygu ve düşüncelerini derleyip, toparlamış.

Kitabın önsözüne Evrensel, Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk'undan aldığı şu sözlerle başlıyor; "Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri, çok iyi incelemek dikkatinden bir an vazgeçmesin".

Kitapta nelerin aktarıldığını yazarın kendi cümleleri ile verelim; "Geride Kalanlar; bakmak, görmek, duymak istemediklerimizin sadece küçük bir bölümüdür. Geride kaldığını hissedenlerin anılarından derlenen bu kitabı, Güneydoğu'dan artakalanlar oluşturmuştur. Gaziler, şehit aileleri, doktorlar, hemşireler, pilotlar, bekleyenler, hiç gidemeyenler, halâ orada olanlar ve dönenlerin anılarından oluşan "Geride Kalanlar", Güneydoğu'dan Öyküler dizisinin son kitabıdır".

Kaçırılmaması, edinilip, okunulması ve bilgi edinilerek, paylaşılması gereken bir kitap.

Helen Fielding'in "Bridget Jones's Diary" isimli çok satan romanından beyaz perdeye uyarlanan "Bridget Jones's Diary - Bridget Jones'un Günlüğü" filminin yönetmeni Sharon Maguire. Renee Zellweger, Colin Firth ve Hugh Grant başrollerde.

Bu, Maguire'in yönettiği ilk film. Zellweger "Jerry Maguire", "Me, Myself And Irene", "Nurse Betty", Firth "Pride And Prejudice", "The English Patient", Grant "Notting Hill", "Mickey Blue Eyes", "Four Weddings And A Funeral" filmlerinden anımsanacaklar.

İngiltere'de geçen bir film olmasından dolayı şiveler çok iyi. Oyuncular rollerine çok uygun. Bu da filmin kolay izlenmesini sağlıyor. Ancak işin ilginç tarafı başroldeki Zellweger'in Texas'lı olması. Ancak İngiliz şivesine çok güzel uyum sağlamış.

Otuzlu yaşlarında dolaşan Bridget, bir gün eğer evlenmez ya da sevgiliye sahip olmazsa yaşamının geri kalan kısmında sorunlar yaşayabileceğini düşünmeye başlar. Bundan pek emin değildir ancak önce işyeri sahibi ile flört etmeye başlar. O arada annesinin kendisine uygun gördüğü bir kişi ile de nefret etmek ya da hoşlanmak arasında seçim yapmaya çalışmaktadır.

Pratik zekâlı, kendine özgü espri anlayışına sahip, gerektiğinde uç noktalarda yaşayabilen, romantik bir kızın öyküsü. Yaşamına giren erkeklerin tarzlarını irdeliyor ve onlara uyum sağlamaya çalışıyor. Beyaz Atlı Prens öyküsü acaba gerçek mi? Genç kızların bu sorunun yanıtını merak ettiği kesin.

Önce kitabı okuyup ardından bu filmi mi seyretmek daha doğru, yoksa önce filmi izleyip sonra kitabı okumak mı? Benim ve pek çok diğer kişinin fikri, önce filmi izlemek ondan sonra da kitabı okumak. Bu şekilde filmden alacağınız zevk azalmayacak. Aksi taktirde filmi kitap ile kıyaslamaya çalışacağınız için izlerken sorun yaşayabilirsiniz.

Şu sıralarda gösterimde iken kaçırmayın, izleyin. Ayırdığınız zamana acımayacaksınız. Rahat izlenebilen, romantik ve komik bir aşk öyküsü.

Rus yazar ve filozof Leo Tolstoy (1828-1910) 'dan bir söz; "Nasıl kafa sayısı kadar düşünce varsa, kalp sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır".

Sevginin yaşamdaki yerini bizlere aktaran güzel bir söz.