| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

01.11.2001 Ebru Türkol - netyorum.com / Sayı: 90

FALA İNANMA!...

"Bir adam bir düş gördü ve uyandığında yorumcuya giderek düşünü kendisi için yorumlamasını istedi. Yorumcu, adama; 'Bana uyanıkken gördüğün düşlerle gel ki sana anlamlarını söyleyebileyim' " dedi... Halil CİBRAN

Rüya nedir? Bunun anlamı işin uzmanı kişilerce defalarca yapılmıştır. Ancak bazı kişiler gördükleri düşlerin öylesine hakimiyetine girerler ki, gerçek hayatta da adeta bunun izdüşümlerini yaşar hale gelirler. Fal baktırmak, astrolojiyle uğraşmak vb. gördüğü rüyayı başkasına yorumlatmaktan hiç de farklı şeyler değillerdir.

Bunlar belki de güzel şeyler duyma ihtiyacımızın farkında olmadan seçtiğimiz bir yoludur. Örneğin; fal baktırırken karşımızdakinin "Ali seni seviyor" ya da "İşinde çok başarılı olacaksın" gibi motive edici sözler söylemesini bekleriz çoğunlukla. Tersi olduğunda ise deyim yerindeyse adeta dumura uğrar, moral bozukluğu içinde geçiririz günümüzü hatta günlerimizi... 

Yıldızların aslında çok yetenekli olduğumuzu söylemesini, falcının hayallerimizin gerçekleşeceğini anlatmasını bekleriz. Rüyamızda yelelerini savurarak koşan özgür bir at oluruz bazen... Bütün bunlar esas olarak ruhumuzun yansımalarından başka bir şey değildir aslında.

Belki de yitirdiğimiz inancımızı buluruz. Hayatımızda dayanak belleriz bunları.

Bazen de yolunda gitmeyen şeylerden dolayı aranan suçlu olarak çıkarlar karşımıza. Ya da hatalarımızı kadere yükleyip vicdanımızı temize çıkarma vazifesini görürler. Öyle ya, gökyüzündeki güneş ve ay kaderimizi belirlemiştir ve bizim yapacağımız bir şey yoktur. Rüyamızdaki dalgalı deniz kötü şeyler olacak demektir; böyle düşündüğümüz için de olan kötü şeyin sorumlusu olarak gördüğümüz dalgalı denizdir. Falda Ali ya da Ayşe'nin sevmediği çıkmıştır, ne yaparsak nafile...

İsteklerimizin, beklentilerimizin ne olduğunu anlamak, hayallerimizi gerçekleştirecek yegane gücün kendimiz olduğunun farkında olmak böyle boş şeylerle uğraşmaktan alıkoyacaktır bizi.

Bunlara inanmak varlığımızı, irademizi, benliğimizi bir nevi inkar etmek anlamına gelir. Falcıya sormak yerine Ayşe'ye "Beni seviyor musun?" demek cesaretini göstermek ve bunun sonuçlarını göğüsleme iradesinde olmak, o sizi sevsin ya da sevmesin çok önemlidir.

Önümüze çıkan engeller doğaüstü değil de belki sadece beynimizin yarattığı ya da uğraşamayacak kadar zor bulduğu şeylerdir aslında.

Aynaya baktığımızda kendinizin ne kadar değerli olduğunu söylemek, hayallerinizi gerçekleştireceğinize canı gönülden inanmak bunu başka bir yerden duyma gereksinimimizi azaltır. 

İnancımızı kuvvetli tutmak, önce kendimize inanmak belki herşeyin en kolay çözüm yolu olacaktır.

Fala inanma, falsız da kalma zihniyeti bizi bir yere getirmeyeceği gibi değerli zamanımızı boş uğraşlarla yitirmemize neden olur.

Ayrıca bu işlerle uğraşan kişilere verilen onca para güzel bir psikoloji kitabı okumanın, sinemaya, konsere gidip kafamızı dağıtmanın fırsat maliyeti olacaktır. Sevdiğimiz bir şarkıcının kasetini dinlemek, doğayla başbaşa geçireceğimiz zamanlar, etrafımıza daha çok göstereceğimiz ilgiyle böyle şeylere hiç de gerek olmadığını kolaylıkla fark edebiliriz...

Fala inanmamanız ve de falsız kalmanız dileğiyle...

Sevgi ve Saygılarımla,

Ebru Türkol
e- posta: barutt@turk.net


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
90. Sayı önceki yazı 90. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye