| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

25.10.2001 Ebru Türkol - netyorum.com / Sayı: 89

BİR YASTIKTA KOCAMAK

Göçmen kuşlar çoktan uçtu gitti buralardan... Sonbaharın hüznü çöktü yine etrafa. Dallarından düşen kurumuş yaprakların valsini seyrediyorum şimdilerde. Biraz buruk ama yine de ümitli gelecek ilkbahardan ağaçlar... Yine çiçeklenecekleri, kuş sesleriyle cıvıl cıvıl olacakları günün özlem türküsünü söylüyorlar rüzgara...

Ben ise sensizliğin hüznüyle sonbaharın hüznünü karmakarışık yaşıyorum kalbimde. İlkbahar yine gelecek. Ama sen gelmeyeceksin, gelemeyeceksin bir daha...

Dile kolay 40 sene aynı yastığa baş koyduğum canyoldaşım seninle bir kalpte yaşar olmuşum. Şu gençlerin haline acıyorum biliyor musun? Sevmek nedir, fedakarlık nedir, evlilik nedir bilmeden geçip gidiyor ömürleri... Oysa ki ben, seninle karşılıklı içtiğimiz bir fincan kahvenin tadını anlatmak isterdim onlara. Ama biliyorum ki dinlemezler bile beni. Bir et’tir ekmek’tir tutturmuş gidiyorlar.

Ne sen bana, ne ben sana 40 sene boyunca bir kötü laf etmeden, gül gibi geçinip gittik işte. Kızdığım zamanlarda "Tamam Ahmet Efendi, olur böyle şeyler" der, yüreğimi yumuşacık yapan bir öpücük kondururdun alnıma. Sen kızdığında ise "Aman Leyla Hanım, boşversene be güzelim" der tutardım sıcacık elini. Hiç kırmadın beni, hiç kırmadım seni... Öyle değil mi?

Geçenlerde yanımıza taşınan yeni evli çiftin kavgalarına kulak misafiri oldum. Daha doğrusu zoraki dinlemek zorunda kaldım. Çünkü öyle bir bağırıyorlardı ki! Ağızlarına geleni söylediler birbirlerine, sonra da boşanmaya gitmeye karar verdiler. İnanamadım. "Daha dün bir bugün iki, ne oluyor gençler?", diyecektim gidip sonradan vazgeçtim, kendi bilecekleri iş ne de olsa...

Bunca yıl çalışıp eve ekmek getirirken bir gün bile of demedim. Uçarak geldim her akşam evime. "Hoş geldin"deyişini duymak, sıcacık yemeklerini yemek, iki çift laf etmek tüm yorgunluğumu alırdı benden. Senin de birgün yakındığını duymadım ev işlerinden, çocuklardan... Ortak hayatımızın sorumlulukları bize hiç zor gelmedi. Sevgiyle, saygıyla yerine getirdik üzerimize düşen görevleri. Bunlar görev bile değildi aslında. Mutluluğumuzun harcı, tuzu, biberiydi...

Offf! Yalnızım... Hem de nasıl? Sensiz nefes almak bile zor geliyor bana.

Seni ilk gördüğüm günü hatırlıyorum mahallede. Utangaç bir bakış atmış, gülümsemiştin hafiften. O an aklım başımdan gitmiş, senelerin söndüremediği sevda ateşin düşmüştü kalbime. Her geçen yıl daha da güzelleştin gözümde. Ana olduğun gün, meleklerin seni kıskanacağını düşünmüştüm, öylesine bambaşka olmuştun... 

Seni sevdim, hep sevdim... Şu ömrümü çiçeklerle bezedin, güneş gibi aydınlattın... Sana çok şey borçluyum, çok şey... Bana hep destek verdin, aç kaldığımız günlerde bile bir kez olsun sızlanmadan, güvendin, her şey iyi olacak dedin. Oldu da gerçekten...

Can yoldaşım, seni çok özlüyorum. Şu an yanımda olmanı, ak saçlarını okşamayı çok isterdim biliyor musun? Artık dayanamıyorum sensizliğe... Kalbim ağrıyor hem de çok. Sanırım daha fazla yazamayacağım, canım sevdiğim, sevgili eşi......................

Bu satırlar sona ermeden, Ahmet Efendi geçirdiği kalp kriziyle yaşama veda etti. Bize de evliliğin ne demek olduğunu anlatan bu satırlar kaldı geriye....

Birbirlerini 40 sene boyunca seven, sayan, destekleyen, güvenen bu çiftin bizlere örnek olması dileğiyle....

Sevgi ve Saygılarımla,

Ebru Türkol
e- posta: barutt@turk.net


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
89. Sayı önceki yazı 89. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye