| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
04.10.2001 Ebru Türkol - netyorum.com / Sayı: 86AÇIKLAMA IIPınar’ın sevgilisi yurtdışından döneli bir ay oldu neredeyse. O yıkılıp kahrolduğum geceden beri aşkımı kalbimin derinliklerine gömerek yine yakın arkadaşlarından biri olmaya devam ediyorum. Tam O’na sevgimi açıklamaya karar verdiğim gece çalan telefon ve altüst olan duygularım... Ne yazık ki ertesi gün büyük aşkı Erdem’i karşılamaya gidemedim havaalanına, buna gücüm yoktu. Ancak akşam diğer arkadaşlarla; “Hey, öldün mü, nerelerdesin?” diyerek kapımı çaldılar. Ah, Pınar, ah seni ne kadar sevdiğimi bilseydin yine bu acıyı çektirir miydin acaba bana? Elleri, şu boğasım gelen adamın ellerinde, gözlerinde ışıltılarla; “Nasılsın canım arkadaşım? Bak bu Erdem, hep bahsettiğim aşkım” dediğinde
dudaklarımı ısırarak gözyaşlarımı içime akıttım. Evet, O’nu bir arkadaş olarak
kabul etmek, tamamen kaybetmekten çok daha iyidir sanırım. Sonsuza dek kalbimin
sahibi olacak bir arkadaş... “Sana öyle gelmiştir” gibi geçici sözlerle baştan savmaya çalıştı beni. Şu
meşhur Erdem’de birkaç gündür yok ortalarda. Diğer arkadaşlarda anlam
verememişler pek bu duruma. Nişan hazırlıkları yaptıkları bu zamanlarda garip
birşeyler oluyor, ancak Pınar kimseyle konuşmuyor bu konuda. “Canım, nen var, ne oldu?“ O anda ağlasam mı gülsem mi bilemedim. Lanet heriften kurtulmuş olduğuma çok seviniyor, ancak Pınar’ ın gözyaşları içimi dağlıyordu. “Peki neden ağlıyorsun o zaman? Zaten o sana uygun biri değildi. Hem seni acaba başkaları kadar çok seviyor muydu acaba? Senin için canını, her şeyini verir miydi?” dedim. Bunca zamandır içimin derinliklerine nağme nağme yazılmış bu sözlerin ağzımdan dökülüşüne ben de inanmadım bir an. Durdu bir an, şaşkınlıkla bana baktı güzel gözleriyle; “Kimmiş o benim için her şeyini verecek?” dedi. Başımı öne eğerek utançla; “Pınar seni çok seviyorum, sen benim her şeyimsin” dedim. Beni kovacağını düşünüyordum yanından, artık arkadaşlığını da kaybetmiştim sanırım... Konuşmaya başladı heyecanla; “Aydınnn, senden hep bu sözleri bekledim. Ama beni arkadaş olarak gördüğünü düşündüğümden benim de yapacak fazla bir şeyim yoktu. O bahsettiğim sevdiğim sendin. Ama bunu bir türlü anlatamadım sana. Erdem’i gerçekte sevmiyordum. Belki senden birkaç güzel söz duyarım ümidi vardı içimde hep... Ağlamamın nedeni ise işte bu ümitsizliğin ağırlığı idi. Çok şaşkınım ve bu olanlara inanamıyorum... Ben de seni seviyorum Aydın. Hem de düşünemeyeceğin ve düşünemediğin kadar çokk! ” İkimizde deliler gibi ağlayarak ve de gülerek sarıldık birbirimize. O anki mutluluğumu dünyalar verseler değişemezdim hiçbirşeye. Hele Pınar’ı asla ve de asla..... Sonsuza dek.... Sevgi ve saygılarımla, Ebru Türkol Bu yazının ilk bölümü 24/5/2001 tarihinde yayınlanmıştır. Erişim için lütfen tıklayınız. netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |