|
"Öykülerle Sözcükler" 04.10.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 86
SÜNEPE
“Ne sünepe kadın” ya da “Ne sünepe adam” sözcüklerini yaşamımız boyunca sık,
sık duyarız. Kesinlikle inanıyorum ki hepimizin; “Ya, bu sünepe de ne?”
diye düşündüğümüz bir gün yaşamımızda olmuştur.
Benim de oldu. Duyduğum ilk günden itibaren zaman zaman "miskin", zaman zaman da
"kadere teslim olmuş" anlamında kullanılan bu söz, beynimin bir köşesini
tırmalayıp durdu. Kökenini araştırdım ama yazılı kaynaklarda bir iz bulamadım.
Şimdi sözcüğün kökenini kendi düşüncelerime ve hiçbir kaynağa dayanmadan ama
bazı mitolojik öyküleri yorumlayarak yazdığım bir öykü ile anlatmaya
çalışacağım.
Heraklatios, tüm Anadolu’yu ele geçirmek üzere Karadeniz kıyılarına doğru
ilerlemektedir. İç Anadolu’dan Karadeniz’e ilk çıktığı noktada o zaman kadın
savaşçılar olarak bilinen Amazonların başkentleri vardır; Amisos. Heraklatios,
kıran kırana bir savaştan sonra şehrin surlarından içeri girdiğinde haberciler,
prenseslerden birinin elli atlı ile doğu kapısından şehri terk ettiğini, eğer
peşine düşüp yok edilemezse tekrar bir ordu toplayıp başlarına bela olacağını
söylerler. Heraklatios aldırmaz.
Amazon prensesinin güzelliği dillere destandır ama savaşçılığı da bir o kadar
daha fazla. Elli atlı ile doğuya doğru ilerlerken dar bir geçitte kendilerinin
iki katı kadar bir askeri güçle karşı karşıya gelirler. Amazonlar kendileri için
bu sayıda bir askerin fındık fıstık kadar çabuk halledilebilecek bir güç
olduğuna inandıkları için prenses önde hemen saldırıya geçerler.
İki ordu tam birbirine girecekleri anda prenses ellerini havaya kaldırır ve
kuvvetlerine geri çekilmesini söyler. Amazonlar durumu anlamamışlardır. Savaşçı
prenses kalbine bir sızı saplandığını söylemektedir. Bunun nedenini de
açıklamadan geri kalmaz, karşı ordunun komutanından çok etkilenmiştir. Yaşamları
erkek düşmanlığı üzerine kurulu amazonlar prenseslerini savaş meydanında terk
ederler.
Karşı orduların kralı da prensesten çok etkilenmiştir. Evlenmeyi teklif eder
kendisine. Eğer evlenirse onun adına bir şehir kuracaktır. Evlenirler. Savaşçı
prenses kendisine evde oturan bir prenses olmayı yediremez ve içkiye başlar.
Hayatına kahretmiş, mutsuz bir alkolik olmuştur.
Halk kendisine yerel dillerinde sarhoş anlamına gelen sanape
der. Şehir kurulmuş, kraliçenin adı şehire verilecektir ama halk artık şehre
sanape'yi çağrıştırmak için sinope demektedir ve şehrin adı sonradan Sinop
olacaktır.
Sanape sarhoş olarak kendisine seslenilmesinden mutsuz ve eli hiçbir şeye gitmez
bir biçimde yaşarken bu takı, yaşamdan bıkmış ve kararsız insanlar için,
değişerek kullanılmaya başlanır ve giderek sünepe'ye dönüştü diye düşünüyorum.
Siz ne dersiniz?
Nezih Kuleyin
e-posta:
nezih@semor.com.tr
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|