|
"Öykülerle Sözcükler" 28.06.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 77
ÇAÇARON
Kadınlara yakıştırılan sözcüklerden bir tanesi olan
şıllığı, bundan önceki yazılarımdan birinde açıklamıştım. Kadınlara
yapılan, yakıştırma türündeki sözcüklerden bundan sonraki yazılarımda da söz
edeceğim. Bu gün size bu yakıştırmalardan bir tanesinden, belki de Anadolu’da
kullanılan en eski olanını anlatmak istiyorum.
Hepimiz biliriz kavgacı ve kavga anında durmadan konuşan kadınlara bir bıkkınlık
ifadesi olarak “ne çaçaron kadın“ denir. Çaçaron, ilk başlangıçta bende,
horlamak gibi ses benzetmesi ile türetilen sözcüklerden biri kanısı
uyandırmıştı. Yanıldığımı anlayınca çok sevindim.
Size daha önce de söz etmiştim Kdz. Ereğli’sindeki Felsefe öğretmenimizden.
İnanılmaz derecede öğrencilere yakın birisiydi. Ders bittikten sonra sinemaya
gider, Çınaraltı kahvesinde oturur, geç saatlere kadar sohbet ederdik. Öğrenci
olmak ne şansmış diye düşündüm hep yaşamımın diğer bölümlerinde.
O günlerden biriydi yine. Biz üç dört öğrenci felsefe ve cebir öğretmenimizle
birlikte Erdemirin Bağlık semtindeki sinemasına gitmiştik. O akşam Sophia
Loren'in bir filmi oynuyordu. Sophia Loren mahallenin en cadaloz kadını rolünde
önüne gelenle ağız dalaşı yapmaktaydı. Film ara verdiğinde her zaman ki gibi
gazozlarımızı almış sohbet ediyor iken, ben en derin yorumumu yaparak “Ne
çaçaron ama” demiştim. Bunun üzerine felsefe öğretmenimizin “Nezih, biliyor
musun, çaçaron, çiçero gibi çok konuşan demekmiş. Ben de yeni öğrendim” demez
mi? Hep beraber Çiçero’yu konuşmaya başladık.
Çiçero, Roma’da yaşamış bundan tam ikibinyüz yıl önce; felsefeci, avukat ve
parlamento üyesi. Anlatılan odur ki; kendisi kekemedir ve kekemeliğinden dolayı
da kendisini kimseye dinletememektedir. Konuşma aşkı ile bir laz gibi yanan,
tutuşan fakat kekeme olan bir adamın sıkıntısını düşünün. Ne yapsın? Yine
anlatılan odur ki; Çiçero, her gün deniz kenarına gider, dilinin altına bir
çakıl taşı koyarak denizi de kendisini izleyen dinleyiciler kabul edip akşama
kadar konuşurmuş. Başarılı da olmuş sonunda.
Romanın en ünlü avukatı olmayı başarmış. En umutsuz davalarda yaptığı espriler
ve ciddi savunmalarla nerede ise mahkeme heyetini düşünemez duruma getirmeyi
başarmış. Başarmış ama durmadan konuşmanın simgesi olmaktan da kendini
kurtaramamış.
Tüm Roma İmparatorluğu, Bizans ve Osmanlı yüzyıllar boyunca hiç durmadan,
bıkkınlık verecek gibi konuşanlara Çiçero gibi anlamına gelen çaçaron
demişler.
Nedendir bilinmez sanki erkekler az konuşuyormuş gibi çaçaronluk sadece
kadınlara kalmış sonunda.
Sizce insafsızca değil mi?
Nezih Kuleyin
e-posta:
nezih@semor.com.tr
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|