|
"Yansımalar" 07.06.2001 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 74
İçindekiler;
-
Konu: Yok Olan Mesaj
-
Film: Pearl Harbor
-
Söz: Konfüçyus
KONU: YOK OLAN MESAJ
Elektronik posta gönderdiğinizde, sadece gönderdiğiniz kişi ya da kişiler
tarafından üstelik belirli bir zamana kadar okunmasını ve ardından kendisini
imha etmesini istemiş miydiniz? Ya da bu olası gözüküyor muydu?
Microsoft Office XP'nin duyurulduğu sayfalara gidip "http://office.microsoft.com/default.aspx"
"Office eServices" "http://office.microsoft.com/Services/default.aspx"
bölümüne eriştiğinizde Disappearing Email diye bir seçenek görüyorsunuz.
Şirketin internet sitesine gittiğinizde 15 tane öykü buluyorsunuz, e-postaların
izlenmesi sonucunda sorun yaşayan kişi ve firmalarla ilgili. Ürün sadece
Microsoft Outlook yazılımını destekliyor, Outlook Express için bu geçerli değil.
Ayrıca Eudora ve Netscape'in e-posta uygulaması gibi yazılımları da
desteklemiyor. Lotus Notes için çalışmalarının sürdüğünü belirtmişler. Şirket,
Disappearing Inc.
http://www.disappearing.com
Ürün, kişisel kullanımlar için ücretsiz, internet'ten sisteminize indirip,
kuruyorsunuz. Ondan sonra işlevini yerine getirmeye başlıyor.
Sistemin çalışma prensibine bakarsak; bir elektronik mesaj yazdığınızda bu mesaj
şifreleniyor ve bu şifre şirketin merkezindeki bilgisayarlarda eşdeğerleri ile
tutuluyor. Siz mesajı şifrelerken kaç gün geçerli olacağını, ne zaman çalışmaz
hale geleceğini ve buna benzer parametreleri belirliyorsunuz. Gönderdiğiniz
mesajın içine nasıl okunacağına dair bilgiler gömülüyor. Böylece mesajı alan
kişinin herhangi bir şifre, anahtar gibi bilgileri bilmesine ya da yazmasına
gerek kalmıyor. Kullanıcı mesajı hakkı var ise okuyabiliyor, onların da okuma
hakkı sadece şirketin merkezinde kayıtlı olan parametrelerle sınırlı. Tabii ki
mesaj fiziksel olarak imha olmuyor, sadece şifreli vaziyette bulunuyor. Bu
şifrelenmiş şekli ne kadar zamanda kırılır ve mesaj okunur hale gelinir bilinmez
ama kolay bir operasyon olmadığı muhakkak.
İnternet'e getirilmek istenen uygulamaların konuşulduğu bir dönemde bu ürünün
ortalıkta olması çok ilginç. Öyle ya, mesajı yazıp, gönderin, bir gün okunduktan
sonra kendisini imha etsin. Ortada bir şey kalmıyor. Bu durumda ne olacak, çok
merak ediyorum. Üstelik, bu teknolojinin yarın öbür gün internet sayfalarında da
olabileceğini düşünüyor musunuz? Sayfayı hazırlıyorsunuz, belli bir tarih ve
saat aralığında çalışıyor, kimin hazırladığı belli değil ve o saat dilimi
dışında erişilemiyor. Peki, hangi sistemde bulundurulduğunu tespit ederlerse ne
olacak? Şu anda dünyanın değişik yerlerinde kendi kurallarını belirlemiş, hiç
bir hükümete ya da devlete bağlı olmadan yaşamını sürdürebileceğini planlamış
şirketler var. Bunların bulunduğu bölgelerdeki sistemlere ne yapılacak?
Aynı üründen büyük bir tesadüf eseri Fred Langa'nın "http://www.langa.com"
gönderdiği elektronik bülten'de de bu hafta söz edildi.
FİLM: PEARL HARBOR
Yurt dışında olduğum için sizlerden önce görme şansı bulduğum
bir film var bu hafta; "Pearl Harbor". İstanbul'da da bu hafta sonu
gösterime gireceği biliniyor. Bu durumda benim bu yazımı okuyanlar film
gösterime gireceği ilk hafta nelerle karşılaşabileceklerini bilecekler.
Randal Wallace'ın senaryosunu yazdığı "Pearl Harbor" 'ın yönetmeni
Michael Bay. Ben Affleck, Josh Hartnett, Kate Beckinsale, Cuba Gooding Jr., Alec
Baldwin, William Lee Scott ve Jon Voight başrolleri paylaşıyorlar.
Bay'i "The Rock" ve "Armageddon" 'dan anımsayacağız. Affleck'i
"Shakespeare In Love", "Armageddon" ve 1998'de En İyi Yazar Oscar ödülünü aldığı
"Good Will Hunting", Hartnett'i "The Faculty", Beckinsale'i
"Shooting Fish", Gooding Jr.'u "What Dreams May Come", "Men of Honor" ve
1997'de En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar ödülünü aldığı "Jerry Maguire",
Baldwin'i "Mercury Rising", Lee Scott'ı "Gone In Sixty Seconds",
Voight'ı ise 1970'de "Midnight Cowboy", 1986'da "Runaway Train" ile aday
olduğu ancak 1979'da "Coming Home" ile En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülünü aldığı
filmlerden anımsayabilirsiniz.
II. Dünya Savaşı sırasında A.B.D: savaşın dışında kalmak istemektedir, gelen
yardım taleplerini karşılıksız bırakmaktadır. Bu esnada Japonlar Amerika'ya bir
ders vermek için baskın planlarlar. Ancak film sadece savaşı ve baskını
içermiyor tabii ki, bir aşk öyküsü, arkadaşlık, cesaret, kahramanlık, pişmanlık
da var. Askerde görev yapan iki arkadaşdan birisi sağlık kontrolleri esnasında
bir hemşire ile tanışır ve komik bir iki olaydan sonra sevgili konumuna
gelirler. Affleck, İngiltere'deki bir görevi kabul ederek, Amerika'dan
ayrıldıktan sonra gelişmeler devam eder. Aşk öyküsü güzel işlenmiş, savaş
sahneleri detaylı, oyuncular rollerini iyi oynuyorlar. Savaşın ne kadar acımasız
olduğunu gözler önüne seriyor ve insanlar bu kadar acımasız, bu kadar çaresiz
olabilir mi, diye kendinize sormanıza yol açıyor.
Bir ülkenin yaşadığı günlerde morale ihtiyacı olsa ancak bu kadar film
hazırlatabilirdi. "En büyük biziz, bizim altından kalkamayacağımız sorun yoktur"
mesajını veriyor. Japon kumandanın Pearl Harbor'a saldırdıktan sonra
ekibindekilere söylediği cümle gibi; "Umarım uyuyan bir devi
uyandırmamışızdır".
Üç saatin üzerindeki bu filmi çok nadir anlarında sıkılarak sonuna kadar
izleyeceksiniz. Tempo bir iki kere azalıyor ancak çok uzun savaş sahneleri
dışında sorununuz olmuyor. Kanımca önümüzdeki Oscar dönemindeki adaylardan
birisi ile karşı karşıyayız. İzlemenizi öneririm.
SÖZ: KONFÜÇYUS
Çinli filozof ve bilge kişi Konfüçyus (M.Ö. 551-479) 'un
dizelerine bakarsak
Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır:
- Birincisi, iyi düşünmektir. Bu en soylusudur.
- İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır.
- Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır.
Konfüçyus'tan alıntılar gerçekten çok yararlı oluyor. Akıllı
davranmanın ne kadar ilginç bir şekilde özetlendiğine bakar mısınız?
Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda.
Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta:
sinanoym@triosh.com
|