|
"Yansımalar" 14.06.2001 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 75
İçindekiler;
-
Konu: Mesaili İnternet
-
Film: American Psycho - Amerikan Sapığı
-
Söz: Aldous Huxley
KONU: MESAİLİ İNTERNET
Mesaili internet'ten kastettiğim; günün pardon gecenin belli
saatlerinde çalışmayan internet hizmetleri. Bu nasıl oluyor
diyorsanız, ben de bilmiyorum. Tek bildiğim belirli saatlerde Türkiye'deki bazı
özel şirketlerin, internet servis sağlayıcıların
ve başka kurumların internet ana bilgisayarları kapatılıyor.
Bir süredir yurt dışında olduğum için ve saat farkından dolayı bunun daha rahat
farkına varabildim. Gerçi yurt dışına çıkmadan da fark ediyordum ancak gecenin
geç saatlerinde (2'den sonra) sistemlerin çalışmadığını tesadüf olarak
yorumluyordum. Ancak her gün kullanmaya başlayınca özellikle gönderdiğim
e-postalar yerlerine ulaştırılamıyor diyerek geri dönmeye başlayınca sorunun
büyüklüğünü anladım.
Yurt içindeki sistemleri kullanan kullanıcıları buradan bilgilendiriyorum. Sizin
için önemli olabilecek e-postalar, sistemleriniz gece yarılarından sonra
kapatılıyor ya da bilemediğimiz bir şekilde erişilemez hale geldikleri için
elinize ulaşmıyor.
Konuya sadece e-posta açısından da bakmayın, bu bir elektronik ticaret sitesi de
olabilir. Bu sitenin host edildiği bilgisayarlarda kapatılmış olabilir.
Bir kaç yaklaşımda bulunabilirim. İlk olarak, periyodik bakımları olabilir ki;
bunu anlayışla karşılarız. Ancak bu her akşam olmaz. Ayda bir kez bir ya da en
fazla iki saat belki. Onun dışındaki mazeretleri kabul etmiyorum.
Sistemlerin kapatıldığını nasıl anladığıma gelirsek; her hafta netyorum'un yeni
sayfasındakileri bir liste çerçevesinde e-posta bülteni aracılığı ile
gönderiyorum. Bu mesajların bir kısmı geri dönüyor, geri dönenlerin çoğunluğu
maalesef ".tr" uzantılı alan adlarına sahip. E-posta adreslerinde sorun olamaz
mı diyenler çıkabilir, hayır sorun yok. Çünkü sabah saat 7:00 civarında aynı
e-posta adreslerine yapılan gönderiler yerlerine ulaşıyor.
Alan adının dönüşümünü sağlayan sistemlerde de mesai uygulandığını söyleyenler
var. Bu da bir başka konu dikkat edilmesi gereken.
Uzun lafın kısası, o kadar çok konu var ki uğraşılacak, dikkat edilecek, bir
eksik bir fazla fark etmiyor. Yaşamımız zorluklar üzerine ve bu zorlukları nasıl
aşacağımızı bulmak üzerine kurulmuş. Günlük yaşam çabasına o kadar çok zaman
ayırıyoruz ki, sonunda planlamaya ve geleceği görmeye fırsatımız kalmıyor.
FİLM: AMERICAN PSYCHO - AMERİKAN SAPIĞI
Bret Easton Ellis'in romanından Mary Harron beyazperdeye
uyarlamış ve yönetmiş "American Psycho - Amerikan Sapığı" filmini. Başrollerde, Christian Bale, Willem Dafoe, Jared Leto, Josh Lucas,
Samantha Mathis ve Matt Ross yer alıyor.
Dafoe, 1987'de "Platoon" ve 2000'de "Shadow of The Vampire" ile iki kez
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar ödülüne aday gösterilmişti. Bale, "The Portrait of a Lady", Leto,
"Fight Club", Mathis, "Broken Arrow" ve Ross, "Twelve Monkeys" filmlerinden anımsanabilir.
1980'li yıllarda geçen film, Wall Street'te banker olarak çalışan bir gencin
yaşamından kesiti aktarıyor. Bir yuppie olan başrol oyuncumuz gündüzleri saygın bir bankacı ancak geceleri tamamen farklı bir
dünyada yaşayan karaktere sahiptir. Filmin adından da kolayca anlaşılabileceği gibi seri cinayetler işlemektedir.
Film hakkında bir ilginç not ise; seri cinayetler işlediği için tutuklanan bir
Kanadalı bu filmi gördükten sonra ne yapacağına karar verdiğini belirtmiş. Aslında bu kadar etkilemesi doğal değil çünkü buna
benzer onlarca film var psikopat katillerin yaşamını ve tarzlarını aktaran.
Film hakkında pek çok farklı görüş okuyabilirsiniz, çok iyi'den kötü'ye kadar
not almış durumda. Başrol oyuncusunun performansının filmi kurtardığını iddia eden görüşler de mevcut. Kanımca
oyuncuların performansı iyi.
Gerilim filmi arıyorsanız vakit geçirmek için izleyebilirsiniz ancak çok şey
beklemeyin. Çocuklara ve yetişkin olmayanlara izlemesi sakıncalı bir film.
SÖZ: ALDOUS HUXLEY
"Brave New World" eserinin yazarı İngiliz yazar Aldous Huxley
(1894-1963) 'den bir alıntımız var; "Bir insanın tecrübesini başından ne geçtiği değil, başından geçenlerden nasıl yararlandığı gösterir".
Huxley, 16 yaşında geçirdiği bir rahatsızlıktan sonra görmez hale gelmişti.
Bu söze bakarsak tecrübenin ne olduğunu anlayabiliyoruz da, tecrübe seviyemiz
hakkında karar vermemiz zor olacak gibi. Bizde de tecrübeli çok ancak yararlanıp yararlanmadığımız tartışılır.
Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda.
Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta:
sinanoym@triosh.com
|