| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

05.04.2001 Nesrin Kavak - netyorum.com / Sayı: 65

İNSANLARI ANLAMAK

Zaman zaman başkaları tarafından iyi anlaşılamadığımızdan, kendimizi iyi ifade edemediğimizden yada başkalarını anlayamadığımızdan şikayet eder dururuz. Bu durum ile hepimiz hayatımızın belirli dönemlerinde karşılaşmışızdır. Hatta belki felsefesini yaparak derinlemesine konuyu incelemiş, yada umursamadan yalnızca şikayetimizi dile getirmişizdir.

Bir olayı ifade etmenin, bir düşünceyi söylemenin bin bir çeşit yolu vardır. Sesinizin tonu, seçtiğiniz kelimeler, konuşmaya başladığınız zaman söylediğiniz ilk kelime, sizin aslında istemediğiniz bir biçimde algılanmanıza neden olabilir. Fakat ağzınızdan çıkan bir sözün, yada yazdığınız bir kelimenin artık dönüşü yoktur.

Hep insanları anlamayı isteriz. Fakat öncelikle, kendimizi anlayabilsek; neden yapıldığımızı, gerçekten ne olduğumuzu, neden böyle davrandığımızı, güçlü yanlarımızı ve onları nasıl kuvvetlendirebileceğimizi, zayıflıklarımızı anlayabilsek, onların üstesinden de gelmeyi bilebilirdik.

Hep insanları değiştirmeyi isteriz. Diğer insanları anlamaya çalışırken, bizden değişik oldukları için yanlış olmadıklarının farkına varabiliyor muyuz? Bir insanı
seviyorsunuz, ama onun beğenmediğiniz yönleri var, onu değiştirmek istiyorsunuz. Peki hiç düşündünüz mü? O insan değişince, sizin sevdiğiniz insan mı olacak, yoksa başka bir insan mı? İnsanları olduğu gibi kabul etmeli, herşeyi ile, bütünüyle. İnsanlar değişime karşı değildir. Onlar değiştirilmeye karşıdırlar.

Hep olaylara kendimiz açısından bakarız. Peki hiç empatiyi denediniz mi? Empati; bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Kişiler ile iletişim kurarken, ne olduğumuzu değil, karşımızdakinin bizi nasıl gördüğünü düşünerek iletişimde bulunuruz. Bu da bizim kendimize güven duymamızı engeller. Oysa Goethe şöyle söylemiş; "Siz kendinize inanın başkaları da size inanacaktır"

İnsanlara karşı ne kadar dürüstüz? Bu sorunun cevabını; Shakespeare "İşte bu herşeyin üstünde, kendine karşı dürüst olmak...Sonra günün geceyi izlediği gibi o kişi artık herkese karşı dürüst olacaktır" diyerek vermiştir. Peki biz kendimize karşı dürüst müyüz?

Eğer insanları anlamak ve anlaşılmak istiyorsak atalarımızın söylediği gibi, öncelikle iğneyi kendimize, çuvaldızı başkalarına batırmalıyız. Kendimize nasıl davranılmasını istiyorsak, başkalarına da öyle davranmalıyız. Kimsenin bize karşı olduğu yok, onlar sadece kendi taraflarını tutuyorlar. Bunun için onları suçlayabilir miyiz?

Dale Carnegie'den birkaç tavsiye ile yazımı noktalamak istiyorum:

- Karşınızdakinin fikirlerine saygı gösterin ve asla "yanılıyorsun" demeyin
- Eğer hatalıysanız bunu hemen kabul edin.
- Konuşmaya içten bir iltifat ve övgüyle başlayın.
- İyi bir dinleyici olun, karşınızdakine kendinden bahsetmesine izin verin.
- Yargılamayın ki, yargılanmayınız.
- Eleştirmeyin, suçlamayın, şikayet etmeyin.
- Eleştiri boşunadır, çünkü insanları kendilerini savunmaya ve genellikle kendini haklı görmeye iter.
- Karşımızdakilerle ancak, onlar bizimle ilgilendiğinde ilgileniriz.
- Çoğu insan, tek istedikleri kendilerini dinleyecek biri olmadığı zaman doktorunu arar.
- Fikirlerinin yanlışlığı kanıtlanan kişi, hala aynı fikirleri savunur.
- Nefreti nefretle değil, ancak sevgiyle yok edebilirsiniz.

Nesrin Kavak
e- posta: nkavak@kutpo.com.tr


Yorum Ekle Yorumları Listele
65. Sayı önceki yazı 65. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye