| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

29.03.2001 Nesrin Kavak - netyorum.com / Sayı: 64

YAŞAMAK - 2

Hani sözü, bir ömür gönlümüzce ve mutlulukla neden olmasın…diye bırakmıştım ya, kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Hergüne bir yaşama sevinci, küçük bir mutlulukla başlamaya karar verdim, bir süre önce. Sonra her sabah, beni mutlu edecek küçük sevinçler aramaya ve belirlemeye başladım. Çok soğuk bir kış sabahı, kirpiklerime kar tanelerinin narin dokunuşunu hissettim, bugüne kadar hiç farketmediğim, gözden kaçırdığım bir olaydı bu… O ana kadar kimbilir kaç kez olmuştu. Sonra bir sabah, küçük mutluluğumun ne olacağını düşünürken, kar yağdığı için buzlu olan kaldırımda zorlukla yürümeye çalışırken, bir de baktım, güneş ışınlarının buzun üzerinde yaptığı oyunu farkettim. Kar tanelerinin parlaklığını görünce, sanki her tarafta milyonlarca inci tanesi görmüş gibi oldum, içime ayrı bir mutluluk doldu. Bu sabah pencereyi açtığımda kuş seslerini duydum, bir sürü kuş sesi. Sonra güneşin yavaş yavaş yükselişini farkettim. "İşte", dedim, "bu sabah ki yaşama sevincim". Hani her zaman derler ya, bakmakla görmek farklı şeylerdir, diye. Yalnızca bakmayı ve görmeyi daha doğrusu görmeyi istemek gerek. Herşey o zaman ne kadar canlı, ne kadar anlamlı…

Hayatın anlamı küçük ayrıntılarda gizli. "Bu kadar stresli, bu kadar yoğun, bu kadar zor bir hayatın içinde ayrıntılarla uğraşmaya vakit var mı?" diyeceksiniz. Siz de haklısınız. Ama başka türlü yaşamayı nasıl başaracağız?

Benim yazdıklarımı okuyunca, ne kadar iyimser, ne kadar mutlu y ada ne kadar rahat da bunları düşünebiliyor, diyebilirsiniz. Fakat hayatı; acısı ve tatlısı, üzüntüsü ve kederi ile birlikte kabul ederek yaşamalı. İçimizden geldiği gibi istediğimiz gibi yaşamalı. Sayın Doğan Cüceloğlu'nun deyimiyle "mış gibi yaşamamalı". Ağlamak istiyorsak ağlamalı, üzüntülüysek üzüntümüzü, mutluysak mutluluğumuzu hissettiğimiz gibi yaşamalıyız.

En çok zorlandığımız konulardan bir tanesi, geçmişi geçmişte bırakarak bugünü yaşamak. Sürekli geçmişimizde olan olayları düşünüyoruz. Geçmişte çözemediğimiz problemleri bugüne getiriyoruz. Doğal olarak da bugünün sorunlarını geleceğe taşıyoruz. Bir düşünürün söylediği gibi "Bugünün çamaşırı, dünün güneşiyle kurutulamaz" .

Unutulmaması gereken bir noktada her anın tek olduğu. Hiçbir anı bir daha yaşamamıza imkan yok ve zaman çok hızlı akıyor. Ne düşünüyor, ne hissediyor, ne yapmak istiyorsak içinde bulunduğumuz o anda yapmalıyız, isteklerimizi ertelememeliyiz. Her anın, her saniyenin hakkını vererek yaşamalıyız.

Düşünebiliyor musunuz? Hep mutlu yaşadığınızı, bu sizce monoton olmaz mıydı? Monotonluk deyince, hayatımızın monoton olup olmaması yine bizim elimizde. Yine ufak sevinçler gibi ufak değişikliklerle yaşamınızı monotonluktan kurtarabilirsiniz. Örneğin, öğrenci iseniz, derslerde oturduğunuz yeri değiştirin. Çalışıyorsanız, her gün yolun sağındaki kaldırımından gidiyorsanız, bu sefer solundan gidin. Serviste, otobüste, minibüste, vapurda nerede olursanız olun her zaman oturduğunuz yeri değiştirin. Emin olun işe yarıyor. Çok mu sıkıldınız? Kendinizde değişiklikler yapın, saçınızı kestirin, rengini değiştirin, çok mu zor, buna cesaret edemiyor musunuz? O halde alışverişe çıkın, tarzınız olmayan şeyleri deneyin. Hiç girmeyeceğiniz mağazalara girin, sinemaya gidin… Hayatınızı değiştirmek ve anlamlandırmak sizin elinizde. Bunu sizden başka kimse yapamaz.

Hayattaki herşeyi sevin, sevgi herşeyin ilacı ve kaynağı. Yeter ki sevmesini bilelim, sevdiğimizi sahiplenme bencilliğine düşmeden…

Sevgiyle….

Nesrin Kavak
e- posta: nkavak@kutpo.com.tr 


Yorum Ekle Yorumları Listele
64. Sayı önceki yazı 64. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye