| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Öykülerle Sözcükler" 05.04.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 65

KAFA

Lise çağlarımızda, saf ya da işletilmeye uygun bulduğumuz arkadaşlarımızı düşürdüğümüz bir konuşma tuzağımız vardı. Onun karşı çıkacağı bir görüşü savunur gibi yapar, o buna tepki gösterince de hep bir ağızdan bağırırdık "kefale bak kefale" diye. Üniversiteye geldiğimde bazı arkadaşlarımın kefal yerine bu durumlarda sazan dediklerini öğrendiğimde şaşırmadım desem yalan olur.

Böyle bir paragrafla giriş yapmamın bir nedeni, şu bizim kefal ile Türkçe'deki kafa sözcüğünün bir akrabalığı olmasıdır. "Kafa", Türkçe kökten türemiş bir sözcük olmamasına rağmen ses uyumunun da uygun olması nedeni ile olsa gerek, dilimizin en yerleşik sözcüklerini tahtlarından edip oraya yerleşmeyi başarmış.

Düşünsenize kafa ile yapılmış deyimlerin sayısını: Kafası bozuk olmak, kafası kızmak, kafası atmak, kafasını taşlara vurmak, taş kafa, kafa adam, kafa kol ilişkisi, kafasını kırmak, kafadan kontak, kafasız, kafasının tası atmak, kafa atmak (maça kızı oyununda) vs. Kafa ile yaptığımız bu deyimleri Türk dillerinin tamamında kullanılan baş ile yapmamız nerede ise olanaksızdır.

Kafa, Türkçe'ye girip baş ve kelle ya da diğer bazı Türk Dillerinde "gelle" olarak kullanılan Türkçe karşılıklarını dar bir alana sıkıştırmayı başarmış. Öyle ki, günümüzde tüm Türk dilinde yaygın olarak kullanılan başın kullanım alanı kafaya göre daha kısıtlı iken, kelle de nerede ise sadece sakatatçılarda kızarmış ya da haşlanmış koyun başı için kullanılacak kadar yerini kafaya bırakmak zorunda kalmış.

Kafa, sondaki a harfinin inceltilmiş biçimi ile Arapça'dan dilimize geçtiği belirtilen bir sözcük. Sözcük, Arapça'dan Türkçe'ye geçerken mi olmuş yoksa biz sözcüğü yıllar süren birlikte yaşamaktan dolayı bozularak Arapça'dan Rumca ya da mı geçmiş bilinmez, ama günümüzde Yunanlılar kefal balığına da kefalos diyorlar kafa'ya da kefalos diyorlar. Yani nasıl bizim için dil balığı varsa adamlar içinde kafa balığı var, kefalos. Bizde büyük olasılıkla kefal'i bu sözcüğün bozulmuş bir biçimi olarak kullanıyoruz

İnsanlarla kafa bulduğumuz zaman adama "kefale bak" diye dalga geçmemizin bir nedeni de bu olsa gerek. Biyolog arkadaşlarıma "kafa" ile "kefal" ilişkisini nasıl düşündüğümü anlattığımda, bana Latince kökenli tüm hayvan adlandırmasında kafa sözcüğünün safal ya da sefal biçiminde kullanıldığını söylediler. Yine hepimizin bildiği bir gerçek var, Latince'de "s" sesini veren "c" harfi bazı latin kökenli dillerde "k" okunur.

Eminönü'ndeki balıkçıların şimdi "kefale gel kefale" demesinin ne demek olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.

Nezih Kuleyin
e-posta: nezih@semor.com.tr


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
65. Sayı önceki yazı 65. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye