| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Öykülerle Sözcükler" 15.03.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 62

HALK

Biz gençliğimizi şiirlerin marş olup meydanlara çıktığı yıllarda yaşadık. Her ne kadar altmış sekiz kuşağı kadar insanların belleğinde yer edememiş olsak da, bizim üniversitede olduğumuz yetmişli yıllar da en az altmış sekizli yıllar kadar toplumsal içerik olarak güçlü yıllardı.

Bindokuzyüzyetmişaltı yılında Hacettepe Üniversitesinin Beytepe Yerleşkesinden başladığımız ve her zaman olduğu gibi ODTÜ'lülerle birleşeceğimiz Eskişehir yoluna marşlarımızla çıktığımız bir gündü.

"Ankaranın taşına bak
Gözlerimin yaşına bak
Uyan uyan esir halkım
Satılmışın işine bak"

Kendisini esaretten kurtarmak üzere on binlerce yürek yola çıktığımız ve tanım olarak, işçi köylü gençlik ve askerden oluştuğunu düşündüğümüz bu toplumsal kesime, neden halk denilmişti ya da bu tanımı yapan hangi sözcükten esinlenmişti? Kendisi için destanlar yazan, ozanlar yaratan insanlar kendilerine nasıl olmuş da halk adını vermişlerdi?

Halk kavramının hangi toplumsal sistem içerisinde olursa olsun her zaman ezilen ya da her zaman esaret içerisinde olduğuna dair kesin bir kanının var olduğu ve bu kanının yüzyıllar geçse de pek fazla değişmediği bir gerçektir. Halk hep "Yunus u bi çaredir/ baştan ayağe yaredir". Bu tanım bizde böyle de başka ülkelerde de pek farklı değil. Halk tanımı yapılırken hep özgürlüğü olmayan geniş kitlelerden söz ediliyor.

Bir örnek de Azerbaycan'dan verelim. Azerbaycan Halk Cephesi iktidarı ele geçirdikten hemen sonra Bakü'deki en büyük meydana Azadlık (kölelikten kurtularak özgür kalma) Meydanı adı verdi. Halkın zincirli köle gibi değerlendirilmesi beni halk sözcüğünün kökeninde böyle bir bağıntı var mı diye düşünmeye itti. Mantıksal bulgularımın ilginç olduğuna inandığım için sizinle paylaşmak istiyorum.

Önceleri, yaygın bir atasözü olan "İyilik yap denize at / Balık bilmezse Halik bilir" deki "Halik" i halk olarak yorumladım. Ama yakın dostlarımın çok net bir biçimde "Halik" 'in "Yaradan" anlamında olduğunu söylemesi ile sorgulamamın boyutunu değiştirmem gerektiğini kavrayarak başka bulgulara yöneldim.

Osmanlılar zamanında köleler kulaklarına yuvarlak halka biçiminde bir küpe takarlarmış. Bu küpeyi taşıyanlar yolda yalnız gezerse diğer herkesin onları sorgulama hakkı varmış. Kölelerin genel adı halka begüş. Tüm halka begüşlerin bir araya gelerek yarattıkları insan topluluğuna verilen adın ise halk olmasından doğal ne olabilir ki?

Halk, bir zamanlar zincirlerinden ve halkalarından kurtularak bugüne gelen insan topluluklarına verilen sihirli ad.

Nezih Kuleyin
e-posta: nezih@semor.com.tr


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
62. Sayı önceki yazı 62. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye