|
"Yansımalar" 15.03.2001 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 62
İçindekiler;
-
Konu: Papaz Kimde Kaldı?
-
Konu: İntikam Alanlar
-
Konu: Kimlik Numarası
-
Kitap: İstikrar Arayışları - Ercan Kumcu
-
Film: What Women Want - Kadınlar Ne İster?
-
Söz: Mustafa Dülgeroğlu
KONU: PAPAZ KİMDE KALDI?
"Papaz Kaçtı" bilir misiniz? Bir kağıt oyunudur. Kısaca
anımsatmak gerekirse; kişi sayısına göre bir ya da birden fazla iskambil destesi
ile oynanabilir. Üç dört kişiye kadar bir, yedi sekiz kişiye kadar iki deste
kullanmak iyi olur. Destedeki tüm papazlar çıkarılır, sadece bir tane bırakılır.
Ardından tüm ağıtlar birer birer oyunculara bitene kadar dağıtılır. Her oyuncu
çift olan kağıtları elinden çıkarır. Bundan sonra kağıdı dağıtandan başlayarak
sıra ile her oyuncu yanındakinden bir kağıt çeker ve çift yaptıklarını elinden
atar. Oyuncular kağıtları birbirlerine göstermezler. Elinde kağıt kalmayan
oyundan çıkar. En sonunda papaz kimde kalırsa, oyunu kaybeder. Oyunu daha da
zorlaştırmak istiyorsanız iki deste kağıtla deneyin ve çift yapılmasını hem cins
hem de numara olarak sınırlayın. Yani sinek dokuzu sinek dokuzu ile eşleşsin,
herhangi bir dokuzlu ile değil. Ancak bu uzun süreceği için çok keyifli olmaz.
Şimdi konumuza gelelim. İçinde yaşadığımız ortamı "Papaz Kaçtı" 'ya
benzetebiliriz gibi geliyor. Papaz sürekli dolaşıyor, kriz çıktığında papaz
hangi sektörde kaldıysa, onu etkiliyor.
Papaz, bu defa finans sektöründe kalmış görünüyor. Daha önceki krizde reel
sektörde kalmış görünüyordu. Bakalım bundan sonrakinde papazı kim bulacak?
Aslında ortadaki durum vahim. Çünkü değişik sektörler birbirini etkiliyor ve
etkilenmemiş sektör kalmıyor. Düzelmesi için toplumun desteği ve uzlaşma şart
ancak bu da kolay gözükmüyor. Yine de şimdilik bekle gör politikasında pek çok
kurum.
Ne olursa olsun gelir sıralamasının altlarında yer alanlar bu tür ortamlarda en
çok etkilenenler ve onlara yönelik bir çalışma da yok.
Sayın Kemal Derviş'in bir sözü var; "Bazı krizler fırsata dönüştürülebilir".
Bakalım bu krizi az hasarla ve fırsata dönüşmüş şekilde atlatabilecek miyiz?
KONU: İNTİKAM ALANLAR
Kullandığınız cihazların ya da yazılımların sizinle çekiştiğini hiç
düşündünüz mü? Ben son sıralarda düşünmeye başladım. Hatta benden intikam almaya
çalıştıklarını dahi düşünüyorum.
Geçtiğimiz günlerde kullandığım bilgisayardaki bir parçayı değiştirdim, ardından
sistem açılmaz oldu. Bunun yanına bir parçayı sökerken başıma gelen kazayı da
eklediğimde cihazlara iyi davranmazsanız size sorun çıkarabilecekleri iyice
aklıma geldi.
Aynı konu yazılımda da başıma geldi. Kullandığım bir yazılımın yeni sürümü
çıkmış. Hemen temin ettim ve kurmaya başladım. Her şey yolunda giderken birden
sistem kilitlendi. Kapatıp, açınca yazılım ortadan kaybolmuştu. Tekrar kur,
tekrar dene, yama'yı yap. Bu sefer başka programlar çalışmamaya başladı. En
sonunda her şeyi sil baştan sıfırdan kurarak sorunu aştık. Zaman kaybı.
Yazılımın mesajı; sen madem benden memnun değilsin, ben senin başına bir iş
açayım da uğraş.
Benden size bir tavsiye; sisteminizin düzgün çalışıyorsa dertsiz başınıza dert
almamak için dokunmayın. Yok, ben sorun çözmeye alışığım diyorsanız, buyurun.
KONU: KİMLİK NUMARASI
Sonunda kavuştuk, hepimizin bir numarası "daha" oluyor. Benim
vergi numaram vardı. Şimdi bir de kimlik numaram var. Ayrıca ehliyetimin
numarası, pasaportumun numarası ve benzerleri.
Kimlik numaranızı elde etmek için;
http://tckimlik.nvi.gov.tr/ adresini kullanabilirsiniz.
Ben herhangi bir sorun yaşamadım. Karşınıza gelen ekranda gösterilen örneğe
uygun olarak bilgilerinizi girerseniz, çok kısa bir sürede numaranız ekrana
geliyor. Dikkat edeceğiniz husus, adınızı soyadınızı nüfus cüzdanınızda yazdığı
şekilde ve büyük harflerle girmeniz.
Yavaş yavaş günlük yaşamda kullanılarak yerini alacak mı, zaman gösterecek.
Not: 21.3.2001 tarihinde Sayın Celal Yıldırım'dan aldığımız
bilgiye göre, adınızı soyadınızı büyük harfle yazmanız gerekmiyor, hatta ilk üç
harfini dahi yazsanız, kimlik numaranızı öğrenebiliyorsunuz. Sayın Celal
Yıldırım'a teşekkür ederim.
KİTAP: İSTİKRAR ARAYIŞLARI - ERCAN KUMCU
Ercan Kumcu'nun "İstikrar Arayışları" kitabının
arka kapağında, hitap edilen okur kitlesi "Ekonomi konularına ilgi gösteren
üniversite öğrencileri, mali piyasalarda çalışan gençler ve iktisadi konulara
meraklı olup da iktisat eğitimi almamış tüm okurlar" olarak tanımlanıyor.
Ercan Kumcu, 1988-1993 yılları arasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda
başkan yardımcısı olarak görev yapmıştı.
Kitap, Doğan Kitap tarafından okurlara sunuluyor.
İstikrar Arayışları, Kumcu'nun değişik yayın organlarında yayınlanan yazılarının
bir araya getirildiği bir kitap. Bu açıdan bir nevi Türkiye Ekonomisi güncesi
denebilir.
Enflasyon, mali sistem, bütçe, denetleme, para politikaları, IMF gibi değişik
konulardaki yazılar anlaşılır bir üslupla okura bilgi aktarıyor.
Ekonomi ile ilgileniyorsanız (kim ilgilenmiyor ki) ve bu konuda bilgiye ihtiyaç
duyuyorsanız, nereden nerelere gelindiğini, görünen köyün kılavuz isteyip,
istemediğini bu kitap sayesinde öğrenebilirsiniz.
FİLM: WHAT WOMEN WANT -
KADINLAR NE İSTER?
Nancy Meyers'in yönettiği "What Women Want - Kadınlar Ne İster?"
filmi, Josh Goldsmith'in öyküsünden beyaz perdeye uyarlanmış.
Başrollerde, Mel Gibson, Helen Hunt, yardımcı rollerde ise Marisa
Tomei ve Alan Alda yer alıyor.
Meyers'i yönetmenliğini yaptığı "The Parent Trap" ve 1981'de En İyi Yazar Oscar
ödülüne aday gösterildiği "Private Benjamin" filmlerinden anımsayabilirsiniz.
Gibson'u herhalde en çok "Conspiracy Theory" 'deki oyunu ve 1996'da En İyi
Yönetmen Oscar ödülünü aldığı "Braveheart" filmi ile anımsayacağız. Hunt'ı
anımsayacağımız filmler ise "Twister" ve 1996'daki En İyi Kadın Oyuncu Oscar
ödülünü aldığı "As Good As It Gets". Tomei 1993'de "My Cousin Vinny" 'deki
performansı ile En İyi Kadın Yardımcı Oyunu Oscar ödülünü almıştı. Alda, "The
Four Seasons" ve "M*A*S*H" dizisindeki oyunları ile anımsanacaktır.
Gibson, bir reklam ajansında üst düzey görev beklemektedir. Tam bu görevin
kendisine verileceğini düşündüğü gün aynı pozisyona yine reklamcılık sektöründe
çalışan Hunt'ın atandığını öğrenir. Hunt'ın seçilme nedeni, kadınlara yönelik
kampanyaların başarılı olacağı ve bunu da en iyi bir kadının
yönlendirebileceğidir. Bunun üzerine Gibson kadınların davranışlarını incelemeye
başlar ve bir kaza sonucu kadınların düşüncelerini okuyabilme yeteneği kazanır.
Artık önü açılmıştır.
Rahat vakit geçirebileceğiniz, romantik bir komedi. İzlediğinizde zamanınızı
harcanmış saymayacaksınız. Son mesaj ise, müthiş bir Nike reklam filmi
izleyeceksiniz.
SÖZ: MUSTAFA DÜLGEROĞLU
Otuzaltı yıl Türkçe/Edebiyat muallimliği yapmış, bir Cumhuriyet
neferi olan Mustafa Dülgeroğlu'nun bir tavsiyesini oğlu Sayın Erkan
Dülgeroğlu iletti. İçinde bulunduğumuz ortamla örtüşmesi amacıyla sizlerle
paylaşmak istiyorum. "Oğlum, nefsine ağır gelen her şeyin sonu selamettir".
Böyle olmasını dilerim. Umarım siz de bu dileğime katılırsınız. Yaşamınızdaki ne
kadar çok konuyla örtüştüğünü fark ettiniz mi?
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta:
sinanoym@triosh.com
|