| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Öykülerle Sözcükler" 01.03.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 61

GÖRÜMCE

Görümce akraba adı olarak bana oldum olası çok ilginç gelmiştir. Bir önceki yazımda "Kayın" sözcüğünün akrabalık ilişkilerimiz üzerindeki rolünden söz ederken, bir yandan da o yapının dışında olan sözcüklerin öykülerini size aktarmak için sabırsızlanıyordum.

Kadınlar arası savaşımın bir tarafında gelin-kaynana çatışması yer alıyorsa, diğer tarafında da gelin-görümce çatışması yer almaktadır. Dolayısı ile gelin olmanı çok zor olduğunu düşünmüştüm, annemin her gün babaannem ve halam için anlattıklarını dinlediğim zaman. Duyduğum atasözleri de bunu güçlendiriyordu. Örneğin; "Gelin tahtı getirir önce kendi oturur", bunlardan bir tanesiydi.

Babaannemler bizden çok uzakta oturmalarına rağmen ve topu topu annemle oturma süreleri iki yıldan fazla olmamış olmasına rağmen aralarındaki gerilim, Ege denizinin iki yakası arasındaki tarih boyunca süregelen gerilimden daha az değildi.

Ben çocukluğumda yaşadığım bu gerilimin sadece bizim aileye özgü bir gerilim olduğunu zannettiğimden kimseye söyleyemezdim. Düşünürdüm ki, eğer ben bunu söylersem diğer çocuklar annemin çok geçimsiz bir kadın olduğunu düşünerek, ailemizin tümü hakkında olumsuz bir saplantı içine girebilirler.

Bu olayın sadece bizim aileye ilişkin olmadığını ders çalışırken sürekli dinlediğim radyoya borçluyum. Su terazisi gibi bir göstergesi olan radyoyu, ders çalışırken sürekli açık tutardım. O inanılmaz Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği parçalarını dinlerken ders çalışmaktan aldığım hazzı şimdide kılcal damarlarımda duyarım.

Yine ders çalıştığım günlerden bir gün, radyoda çalan parçayı duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Bizim ailedeki çatışmalar halk müziği parçası olmuş tüm ülkeye yayınlanıyordu.

"Bahçelerde börülce
Oynar gelin görümce
Oynasınlar görelim
Bir araya gelince"

Her şey açıktı gelinler ve görümceler savaş halindeydiler. Neden savaştıklarından çok, ben neden onlara "gelin" ve "görümce" dendiğini merak etmeye başladım. Acaba savaşın nedeni isimlerin oluşmasına neden olan toplumsal olgu muydu?

Herkesin bildiği bir yöntemle evlenildi, Anadolu'da yüzyıllar boyu. Kadınlar toplanır, oğulları için ev ev dolaşır, gelinlik kızlara görücü giderlerdi. Bu görücüler arasında oğlanın erkek kardeşinin önemi büyüktü. Çünkü aile içerisinde kayınvalideden sonra ya da ona eşit düzeyde sözü geçen bir görücü vardı ki; işte o "görümce" oluyordu .

Görücüleri, gelsinler beni görsünler diye bekleyen de; "gelin".

Nezih Kuleyin
e-posta: nezih@semor.com.tr


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
61. Sayı önceki yazı 61. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye