|
01.03.2001 Barış Emek Ergin - netyorum.com / Sayı: 61
BİR KAR SABAHI RÜYASI
“…..
Kar kesti yolu
Yoktun
Oturdum karşına dizüstü
Uzattım ellerimi ellerine
Ellerim yüzümdeydi…”
Nazımın böyle miydi dizeleri yoksa değil miydi?
Dünden beri aralıksız yağan kar değil, temizlik miydi?
Emin değilim ancak biliyorum ki beyaz yaşamı,
Siyah ölümü temsil eder.
İnanıyorum ki yaşama ve kardeşlik sevgisi her korkuyu yener.
Bozkırın çorak ama kasvetli siyahi kahvesi, nasıl da kayboldu birden.
Ne de yakıştı etrafa bu kar.
Bir yıla yakındır buralar ilk kez bu kadar güzel geldi gözüme.
Sevgi ve hüzün ikiz kardeşleri doluştular ardından kafama.
Ve seslenerek paylaşmak dostlarla, anlatmak onlara, düşünmek birlikte yine bir
keyif unsuru gibi geldi bana.
Kar, düşünün ama öyle serpeleme kar değil.
Tepeleme bir yığın kar.
Öylesine yüksek ki yollar yok olmuş. Doğa kendi dengesini kurmuş.
Ve sabahın ilk ışıklarıyla mavi gökte bembeyaz sisle kaplanmış.
Yer Demir Gök Bakır filminin enfes iki boyutlu görüntülerinin üçüncü
boyutundayım.
Veya başka bir anlamda engin bir beyaz denizin içinde yelken açmış gibiyim. Yine
yaşama dair en güzel kristaller, denizin yakamozları gibi parıldıyorlar karların
üstünde.
Sanki az sonra bir balık sıçrayacak ve bozulacak pürüzsüz el değmemiş çarşaf.
Sonra apaçık bir güneş tüm yakıcılığıyla “bende buradayım“ diyor.
Oysa kuşların kanadına söylemeli bu sözleri o sarı top.
O kuşlar ki donmuşlar, uçamıyorlar, canlanmaları için sonuna kadar basıyorum
kornaya. Ve nazlı nazlı ölümden yaşama dönüyorlar. Ve bu korna beni de tekrar
yaşama döndürüyor. Aslında şu anda alabildiğine kriz sürmekte dışarıda.
Dostlarım herşeye rağmen yaşamak ne kadar güzel ve başladığımız gibi ayrılalım
sizlerden. Yine Nazımla olsun sonsöz,
“…
bu anda ne düşmek dalgalara
ne kavga
ne umut
ne karım
toprak güneş ve ben
bahtiyarım”
Niğde, 23.2.2001
Barış Emek Ergin
İnşaat Mühendisi
e-posta: beergin@ttnet.net.tr
|