| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Öykülerle Sözcükler" 21.12.2000 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 52

AL "AL" 'INI VER "AL" 'IMI

Küçükken mahallemizde çok iyi futbol oynayan, İskender adında bir ağabeyimiz vardı. Mahalle takımımızın antrenörü de olan İskender ağabey biraz da tarihe meraklıydı ve biz ilk kez İskender adının tarihte Büyük İskender olarak geçtiğini hatta Kuran-ı-Kerim de kutsal bir ad olarak yer aldığını ondan duymuştuk.

Yıllar yılları kovaladı ve ben Büyük İskender olarak adlandırılan kralın Makadonya kralı Alexandre olduğunu ve Mısırdaki İskenderiye liman kentine bu adın onun anısına verildiğini anladım. İskenderun`un da bu anlama gelen bir adlandırma sonucu verildiğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım.

Nasıl olmuşta Makadonyadan yola çıkan Alexandre bu yolculuğunda Arap ve Anadolu topraklarından geçerken İskender olmuştu. Nasıl olduğunu İskenderiye olarak bildiğimiz Mısır`ın liman kentine 1997 yılında yaptığım yolculuk esnasında anladım.

Mısırlılar nasıl Hasan`a "El Hassan" (burada El'de "e" inceltme işaretli "a" gibi söyleniyor) diyorlarsa, Alexandre'da başındaki "Al" kısmını kendilerinin söylediği "El" gibi söyleyerek "El İskenderye" gibi söylüyorlardı.

Düşüncelerimde yıllardan beri sürmekte olan sorun çözülmüştü. Araplar, Alexandre`ın başında bulunan "Al" 'ı kendi dillerinde isimlerden önce gelen "El" önekine benzetmişlerdi. Geriye "skender" gibi bir şey kalınca onun önüne de Türkçe'de olduğu gibi "i" harfini getirip sözcüğü kendi dillerine ve yazılı kaynaklara da aynı biçimde aktararak tüm müslümanların da benimseyerek kullandıkları bir isim yaratmışlardı.

Buraya kadar, Arapların "Alexandre" sözcüğünün başındaki "Al" 'ı takı zannetmelerinden dolayı ortaya çıkan yeni ad konusundan söz ettik. Bir de bunun tersi var.

Bilindiği gibi Avrupa'da ortaçağda özgür düşünce üzerinde bir baskı kurulduğu dönemde Müslümanlar bilime öncülük etmişlerdi. O dönemde aritmetik Araplar tarafından çok fazla geliştirildi ve aritmetiğin Arap dünyasındaki adı "El Cebir" 'di.

Daha sonraları bilimsel yayınlar Arapçadan tekrar Avrupa dillerine çevrilmeye başlanınca, bizim "El" dediğimiz takı kendinden sonra gelen cebir ile birleşerek nerede ise tüm batı dillerine "Algebra" olarak girdi.

Batı dilleri "Alexandre" ile kaybettikleri "Al" 'larını "Algebra" ile geri mi almışlardı yoksa?  

Nezih Kuleyin
elektronik posta: nezih@semor.com.tr


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
52. Sayı önceki yazı 52. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye