| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

21.12.2000 Cengiz Eren - netyorum.com / Sayı: 52

SIXTH SENSE - ALTINCI HİS

Ne olabilir. Ne olabilir. En iyi psikolog, ölü psikolog demek istemiş olabilir mi yönetmen Shyamalan? Tabii ki hayır, ama psikoloji konusundaki yeni açılımları çok farklı olarak anlatırken, şizofrenik insanların da beyinlerinde yaşadıkları durumların farklılığını açıklıkla ifade ediyor.

Küçük bir çocuğun yaşadığı sıkıntılar, başkalarının göremediği görüntüleri görebilmesi, dış yardım alarak onlara yardım edebilmesi, öldüğünden haberi olmayan bir adam ve ölümün gerçekliğini farketmesi. Filmin konusu kısaca böyle.

Bir psikoloğun yaptığı hatanın hayatına malolması ile başlayan film, sanki bir gerilim filmi gibi tüylerimizi ürpertirken, çok önemli derin yapı mesajları da veriyor, almak isteyenlere. Bu filmi korku ile izleyenler canlı olduklarını kontrol etmek için sürekli yanındakilerle konuşuyor veya hareket ediyor. Bu benim yaşadığım tecrübede böyle oldu.

Sevgisizlik, anlaşılamamak, anlatamamak çatlak olarak etiketlenmek yalnızca çocukların ve ölülerin değil, bizlerinde korktuğu bir durum. Sırlarımızı kendimizde saklayarak onları paylaşacak kimse bulamamak çok kötü, hele bu sırlar bizi korkutuyorsa. Beynimizi ve beynimizde gerçekleşebilecek şeyleri bilemediğimiz için, korkularla sınırlamayı ve onun işlevlerini yerine getirmemesini daha uygun buluyoruz veya böyle yetiştiriliyoruz.

Psikoloğun, hem de validen ödül alan psikoloğun hem yaptığı hatanın hayatına malolması ardından işini de önemsediği için daha sonra kendisine ve dolayısıyla karısına ayırdığı zamanın az olduğunu farkederek itiraf etmesi, duyulan silah sesi, filmin gidişini değiştiriyor. Shyamalan psikoloğun ölü olduğuna dair mesajları çok açık biçimde vermesine rağmen seyredenler, çocuğun korkularını ve yaşadıklarını algılarken, kendi çocukluklarında yaşadıklarını düşünürken, farkedemiyorlar ve büyük bir şaşkınlığa düşüyorlar.

Çocuklara ve insanlara farklı şekilde yaklaşılması gerektiğini ifade eden Shyamalan, insanlara ölülerin de yardım edebileceğini ifade ederken, mistik bir tavrın ve Hint felsefesinin temel mesajını da vermiş oluyor.

Gerçekten çocuklarla, gençlerle, insanlarla doğru iletişim kurabilmek için ölmemiz gerekmez aslında. Yaşarken kendi önemimizin farkına varırsak ve araçları (burada psikoloğun mesleği) önemsemezsek yaşadığımız dünya çok farklı olabilir. İnsanların sorunlarını çözmek için, o insanların yaşadıklarını tam olarak kavramaya çalışıp, korkularından kurtarabilirsek insanlara en büyük yardımı yapmış oluruz, kim olursak olalım. Filmin sonundaki sahnede annesini ağlatan çocuk, annesinin algılarına çok önemli katkılarda bulunurken, daha önce böyle bir şeyi anlatsa yiyeceği çatlak sıfatından da kurtuluyor ve sevgi akışı o noktada başlıyor.

Evet, film mesajları itibariyle enteresan bir konuyu işlemiş ve psikoloji'de, Freud'cu psikolojideki eksikleri gözönüne sermiş görünmekte. Gerçekleri ölüler gibi bizler de bozuyor ve görmek istediğimiz gibi görüyoruz gerçek kabul ettiğimiz gerçekleri, oysa gerilip çekilmeye çok müsait her gerçek. Haley Joel Osment gerçekten muhteşem oynuyor. Küçük yaşına ve Bruce Willis'e rağmen oyunu sürüklüyor.

Verdiği yanlış mesaj ise altıncı duyunun varlığı ve bunun korku olduğunu ifade etmesi. Altıncı duyumuz varolsa bile bu korku olmayacaktır ve her korku duyularımızı zengin olarak kullanmamız önündeki en büyük engeldir. Her insanın çocukluğunda duyduğu korkuları kullanarak filmin ticari başarısını da sağlamaya çalışıyor Shyamalan.

Bu yorumu okuduktan sonra hayatınızda hiçbir şeyden, hiçbir zaman korkmamanız dileğiyle.

Cengiz Eren
elektronik posta: cengizeren@erenlp.com
Kimdir? http://www.erenlp.com/cengizeren.html


Yorum Ekle Yorumları Listele
52. Sayı önceki yazı 52. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye