"Yansımalar" 09.11.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 46
İçindekiler;
-
Konu: Çocuklar ve Bilgisayar
-
Konu: 10 Kasım
-
Konu: Yöneticilerin 7 Hatası
-
Kitap: Her Sözcüğün Bir Öyküsü Var - Önder Şenyapılı
-
Film: X-Men
-
Söz: Jules Renard
KONU: ÇOCUKLAR VE BİLGİSAYAR
Çocukların bilgisayardan yararlanmasını ve zevk almasını
sağlamanız için on önerim var.
1. Ailece ya da bireysel elektronik posta adresine sahip olun.
Bu iş için ücretsiz elektronik posta adresi veren yerlerden yararlanabilirsiniz.
Örneğin; e-mektup.gen.tr adresine müracaat ederek, ailenin her bireyi için
ücretsiz elektronik posta adresine sahip olabilirsiniz. Tabii ki, yahoo ve
hotmail'den de alınabilir.
2. İnternet'i bir iletişim aracı olarak kullanın.
İnternet, çocuklarınızla iletişim kurmanın bir başka şeklidir. Çocuklarınızın
okul dönüşünde eve vardıklarını siz işteyken size elektronik posta ile
bildirmelerini sağlayın. Ayrıca ev ödevlerini size elektronik posta ile
iletebilirler. Böylece işten eve geldiğinizde ne konuşacağınızı önceden
bilebilirsiniz.
3. Seyahatteyken internet'i kullanın.
Evden uzakta tatilde veya iş seyahatindeyken, internet'i kullanın.
Çocuklarınızın siz evden uzaktayken yaptıkları günlük aktiviteleri, genel
durumlarını elektronik posta aracılığı ile sizinle paylaşmalarına izin verin.
4. Bir bilgi bankası olarak internet'ten yararlanın.
Çocuğunuz eğer bir okul seçimi aşamasında ise, internet bulunmaz bir kaynaktır.
Okullar hakkında gerekli bilgileri internet'ten edinip, seçimini bu doğrultuda
yapabilir.
5. Yaratıcı olun.
Ailenin davetlerinde, yaş günlerinde, bayramlarda, özel günlerde, yılbaşlarında,
davetiyeteleri, tebrik kartlarını bilgisayarda hazırlayın. İnternet aracılığı
ile iletilmesine yardımcı olun. Ya da yazıcıdan çıktı alarak postalayın.
6. Çocukların öğrenme seviyesine uygun olarak sabırlı olun.
Çocuklar bilgisayar kullanmayı öğrenmeden önce, başka konularda
yetiştirilmelidir. Çok küçük yaşlarda bilgisayar kullanmaya zorlanan çocuklarda
sorunlar oluşabilir.
7. Bilgisayarla etkileşim sağlayın.
Mümkün olduğu kadar bilgisayar çevresinde bir etkileşim sağlayın. Çeşitli
partiler, oyunlar bilgisayar etrafında gerçekleştirilebilir.
8. Bilgisayarı bir eğitim aracı olarak kullanın.
Bilgisayarda kullanılacak bir yazılım satın alacağınız zaman, eğlencenin yanında
çocukların bilgi seviyesini arttıracak niteliklere sahip yazılımlara yönelin.
Bilgisayarın çocukların yaratıcı zekasının gelişmesine yardımcı olmasına
sağlayın.
9. Ebeveyn olarak kontrol edin.
Çocukların özellikle küçüm yaşlardakilerin siz yanlarında olmadan sınırsız bir
şekilde internet sitelerine erişmesine izin vermeyin. Zararlı içeriğe sahip
olmayan pek çok site olsa da, küçük çocuklara yanlış düşünceler aşılayabilecek,
yetişkinlere yönelik sitelerin olduğu da bir gerçek. Bu gerçeğin ışığında
dikkatli olun. Gerekirse bu tür sitelere erişimi belli kurallara bağlayan ya da
yasaklayan yazılımlardan edinip, bilgisayarınıza kurun.
10. Eğlenin
Çocuklarınızla birlikte zaman geçirin ve eğlenin. Bilgisayarın yaşamınıza yeni
bir boyut kazandırmasında eğlence faktörünü dikkate alın.
Maddeler bunlar. Aile büyüklerinin bu maddelerin ne kadarını
uygulayabileceğini bilemiyorum. Özellikle internet ve elektronik posta konusunda
son günlerde Türkiye Bilişim Derneği haberleşme listesinde yaşananları
düşündükçe, çocukların eğitimi konusunda ne düşüneceğimi kestiremiyorum.
Önce büyüklerin bilgisayar, internet, teknoloji ve elektronik
posta ile barışık olması gerekli. Bunu sağlayamadıktan sonra çocuklara kadar
nasıl ineceğiz?
KONU: 10 KASIM
Atatürk'ü anıyoruz. 10.Kasım.1938'den bu güne 62 sene geçti. Ancak
fikirleri, yaşamımıza getirdikleri bizlerle birlikte.
Bu günü Atatürk'ten aldığımız sözlerle süsleyelim;
"Hiçbir millet yoktur ki, ahlak esaslarına dayanmadan ilerleyebilsin. Tehdit
esasına dayanan ahlak, bir fazilet olmadıktan başka, itimada da şayan değildir".
"Zafer, "zafer benimdir" diyebilenin, muvaffakiyet, "muvaffak olacağım" diye
başlayanın ve "muvaffak oldum" diyebilenindir".
"Terbiye ve öğretimle uygulanacak usul, bilgiyi insan için fazla
bir süs, bir baskı vasıtası ya da medeni bir zevkten ziyade, maddi hayatta
başarılı olmayı sağlayan tatbiki ve kullanılması mümkün bir cihaz haline
getirmektedir".
KONU: YÖNETİCİLERİN 7 HATASI
Üst düzey yönetimin bakış açısı sonucu, işletmelerdeki bilgi
teknolojileri sistemlerinde güvenliği tehdit eden unsurların ortaya çıkmasına
neden olan 7 yönetim hatasını aşağıda bulabilirsiniz. Bu konuda yöneticilerin
bilinçlendirilmesinde yarar var.
1. Deneyimsiz elemanları sistem güvenliği ile ilgili işlerde
görevlendirmek. Bu konudaki eğitimleri alarak kendisini yetiştirmesi için
gerekli bütçe, zaman ve eğitim programı olanağı sağlamamak.
2. Bilgi teknolojileri sistemi güvenliğinin aynı zamanda bir
işletme sorunu olduğunu fark etmemek. Fiziksel güvenliğin sağlanmasının bilgi
teknolojileri sisteminin güvenliğinin sağlanmasına yetmeyeceğini anlamamak.
3. Güvenlik için gerekli operasyonel adımları atmamak. Geçici
çözümlerle sorunun giderilmesini beklemek. Zaman içerisinde sürekli devrede
olacak güvenlik önlemlerini almamak ve uygulamamak.
4. Bir güvenlik duvarına (firewall) güvenerek, ardına saklanmak.
Bunun yeterli olabileceğini varsaymak.
5. Şirket içinde üretilen bilginin ve organizasyonel
yapılanmanın ne kadar kıymetli olduğunun farkına varmamak.
6. Çok kısa süreli çözümler üretmek. Böylece aynı sorunun en
kısa sürede nüksetmesine engel olamamak.
7. Eğer bir sorunu göz ardı ederlerse, kendi kendine
düzelebileceğini düşünmek.
Bu maddeler 7-14 Mayıs 1999 tarihlerinde Baltimore'da düzenlenen
"Federal Computer Security Conferences" 'a katılan 1,850 bilgi işlem
yöneticisi ve uzmanı arasında yapılan anket sonucunda belirlenmiştir.
KİTAP: HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR
- ÖNDER ŞENYAPILI
Bu sıralarda tesadüfler birbirini izliyor. "Öykülerle Sözcükler"
köşemizin yayına başlamasından sonra elimize geçen, "Kelimelerin Anayurdu ve
Tarihi" kitabından söz etmiştik. Bu haftada bir başka tesadüf, Önder
Şenyapılı'nın "Her Sözcüğün Bir Öyküsü Var" kitabı elimizde.
Kitap ODTÜ Yayınları tarafından dağıtılıyor. Kitap hakkındaki
bilgilere geçmeden önce, bence, her sözcüğün bir öyküsü olduğu gibi, her
kitabında bir satın alınma öyküsü var. Bu kitabında satın alınma öyküsünü
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bugünlerde hala devam eden İstanbul'daki kitap fuarı nedeni ile
yayınevleri düzenli olarak reklam yayınlıyorlar. Geçtiğimiz günlerde bir
gazetede ODTÜ yayınlarının bir ilanını gördüm. Çeşitli kitapları tanıtıyorlardı.
Netyorum'daki "Öykülerle Sözcükler" köşesinden dolayı "Her
Sözcüğün Bir Öyküsü Var" kitabı hemen başlık olarak ilgimi çekti. İlanda
internet adresi de vardı. Hemen ilgili internet adresine bağlandım. Kitabı
buldum, nasıl sipariş verileceğini öğrendim, ödemeyi kredi kartı, havale ya da
posta çeki ile yapabileceğimizi anladım. Ancak ardından teslimatın nasıl
yapıldığının sitede belirtilmediğini, bu durumda büyük bir olasılıkla nakliye
ücretinin alıcıya ait olacağını düşündüm ve kitabı İstanbul'daki kitapevlerinden
alabileceğimi varsaydım. Öyle ya, gazeteye ilan veriyorsanız, kitapevlerinden de
satın alabilirsiniz.
Ertesi gün ODTÜ yayıncılığı aradığımda çok yardımcı oldular ve
benim bulunduğum semte yakın bir kitapevinde yayınlarının satıldığını
belirttiler. Ne kadar güzel. Bir süre sonra kalkıp kitapevine gittik. Kitapevi
bu kitabı hiç getirtmediğini, istersek Ankara'dan sipariş edebileceklerini ve
bir haftada geleceğini söylediler. Bu bize pek sevimli gelmedi.
Ertesi gün yine ODTÜ yayıncılığı aradık. Bu sefer deneyim
kazandığımız için hangi kitapevlerinde bulunabileceğini ve telefonlarını rica
ettik. Gerçekten yardımcı oldular ve iki tane Anadolu yakasında, bir tane de
Cağaloğlu bölgesinde isim verdiler. Cağaloğlu bölgesindeki kitapevi sadece ders
kitaplarını getirttiğini belirtti. Anadolu yakasında aradığımız ilk kitapevi
ellerinde kalmadığını ancak istersek getirtebileceğini, ancak bir kitap için bu
operasyonun gerçekleşeceğini sanmadığını aktardı.
Nihayet mutlu son, ikinci kitapevi elinde bulunduğunu ve satın
alabileceğimizi söyledi. Anlaşılacağı üzere, İstanbul'da ODTÜ yayınlarını bulmak
kolay değil. Bulabileceğiniz yerlere de önceden telefon ederek, onay almanızda
yarar var.
Kitap ne içerdiğini adı ile çok güzel aktarıyor. 500'ün üzerinde
sözcüğün ne tür anlamlar taşığını açıklamaya çalışıyor. Aslında anlatılmak
istenen sözcüklerin öyküleri değil, nereden kaynaklandıklarını, nelerden
oluştuklarını basındaki değişik açıklamaları bir araya getirerek bizlere sunan
bir çalışma.
Kitaptan iki örnek aktarmak istiyorum.
E-Mail: Artık insanlar birbirine e-mail (i-meil) adresi sorar
oldular. E-mail elektronik posta anlamına gelen iki sözcükten birinin
kısaltılmış olarak, ötekinin bütünüyle söylenişi: E(lectronic)-Mail.
CD-ROM: CD ve CD-ROM dilimize yerleşti. TDK, CD karşılığı yoğun
teker deyişini önerdi. Pek tutacağa benzemiyor. CD=(C)ompact (D)isc demek. Si-Di
diye okunuyor ve Türkçe'de de CeDe diye değil Si-Di diye söyleniyor. CD-ROM
bilgisayarlarda kullanılan türü. Si-di-Rom diye okunuyor ve söyleniyor.
(C)ompact (D)isc-(R)ead (O)nly (M)emory sözcüklerinin baş harflerinden oluşuyor.
Türkçe söylersek, Yalnızca bellek(indekini) okuyan, (yani, içeriğinde herhangi
bir değişiklik yapılamayan) yoğun teker (CD) demek gerekiyor.
Bunlara benzer açıklamalar pek çok sözcük için tanımlanmış.
Güzel bir çalışma. Bu tür konulara ilgi duyanların elinin altında bulunabilecek
bir kitap.
FİLM: X-MEN
Çizgi roman karakterleri beyaz perdede. "X-men" Marvel Comics'in
bir ürünü ve 1960'dan bugüne yayınlanıyor. "X-Men" karakterleri aynı adlı
filmde Bryan Singer'ın yönetiminde karşımıza çıktılar.
Başrollerde; Hugh Jackman, Patrick Stewart, Ian McKellen, Famke
Janssen, James Marsden, Halle Berry, Anna Paquin, Tyler Mane, Ray Park, Rebecca
Romijn-Stamos ve Bruce Davison yer alıyor. Tom De Santo filmin yazarı. Müzikler,
"Robin Hood: Prince of Thieves", "Don Juan DeMarco" ve "Event Horizon" 'dan
anımsayacağımız Michael Kamen'den.
Bryan Singer'ı "The Usual Suspects" filminden anımsayacağız.
Stewart, "Star Trek" 'teki Captain Jean-Luc Picard. McKellen'i "Gods And
Monsters", Janssen'i "Golden Eye", Paquin'i 1993'te En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Oscar ödülünü aldığı "Piano", Park'ı "Star Wars: Episode I - The Phantom
Menace", Davison "Long Time Companion" filmlerinden anımsanabilir.
Nazi kamplarında başlayarak, bilim kurguya dönüşen bir film. Bir
anda doğa üstü güçleri olan, değişime uğrayarak farklı niteliklere sahip
kişilerle baş başa kalıyoruz. Bir senatör mutantların insanlık için tehlikeli
olduğunu ve hepsinin tespit edilerek, takibe alınması gerektiğini söylerken,
kendilerine zarar verileceğini düşünen Magneto dünyayı ele geçirme planları
yapmaya başlar. Bu planı değiştirebilecek tek kişi kahramanımız Wolverine'dir.
Ancak bu konuda Professor Xavier ve ekibinden yardım alacaktır. İşin içine minik
bir aşk öyküsü de eklediğinizde tablo biraz daha netleşecektir.
http://www.x-men.com sitesi bilgi alabileceğiniz, flash alt yapısı ile
hazırlanmış güzel örnekler içeren bir adres.
Karakterlere bakarsak; Wolverine, Storm, Cyclops, Jean Grey,
Xavier, Magneto, Sabretooth, Mystique, Rogue ve Iceman mevcut. Ancak eksiklerde
var. Onları da ikinci filmde göreceğimizi düşünüyoruz. Bu filmin devamının
çekileceğini film biterken anlıyorsunuz. Bakalım ikincisi ne zaman gösterime
girecek?
Özel efektler konusunda özen gösterilmiş, güzel, hele çizgi
romanı da okuduysanız eğlenceli, iyi bir film izlemek istiyorsanız kaçırmayın.
SÖZ: JULES RENARD
"Ben, sonsuzluğu bir türlü algılayamıyordum; ta ki senin
salaklığına rastlayıncaya kadar..." Fransız mizahçı ve oyun yazarı Jules
Renard (1864-1910).
Çevrede olup bitenlere baktığımda bu sözün ne kadar doğru olduğu
çok rahat kavrayabiliyorum. Sizin de kavrayacağınızdan eminim. Hele Sayın Çetin
Altan'ın yazısını okursanız.
Sayın Çetin Altan'ın 4.11.200 tarihli Sabah Gazetesindeki
"Şeytanın Gör Dediği" köşesinden alınmıştır. Yazıda bu sözün niçin aktarıldığını
bulabilirsiniz. Yazıya erişim adresi aşağıdadır;
http://garildi.sabah.com.tr/cgi-bin/sayfa.cgi?w+30+/ysabah/0011/04/t/y03.html
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta:
sinanoym@triosh.com
|