"Yansımalar" 02.11.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 45
İçindekiler;
-
Konu: Telekomünikasyon Dünyası
-
Konu: Radyo İstasyonları
-
Müzik: Rhythm Colour - Harem, Turkish Percussion Group
-
Kitap: Kelimelerin Ana Yurdu ve Tarihi - İskender Savaşır
-
Film: Small Time Crooks - Ufak Sahtekarlıklar
-
Söz: Moliere
KONU: TELEKOMÜNİKASYON DÜNYASI
Bu hafta Goteborg/İsveç'ten Sayın Ahmet Çelik'in
Avrupa'daki mobil telefonlar ve cep, avuçiçi bilgisayarları üzerine bize
ilettiği bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
WAP Telefonlarında Son Durum:
2000 Kuzey Avrupa pazar sıralamasında en çok dikkati çeken,
sıralamaya son günlerde giren NOKIA 6210 WAP telefonunun çok hızla profesyonel
telefonlarda ikinci sıraya yerleşmesi.
(netyorum not: Başlangıç, orta sınıf ve profesyonel
olarak mobil telefonları gruplandırdığımızda, ortaya çıkan tablolar aşağıda)
Başlangıç grubu:
1. Motorola v.2288
2. Motorola T2288
Orta grup:
1. Siemens C35
Profesyonel grup:
1. Ericsson R380
2. Nokia 6210
3. Siemens S35
4. Ericsson R320s
5. Nokia 7110
6. Motorola P7389
Veri iletişimi profesörü Gerald Maguire (KTH-Kungliga Tekniska
Högskola Stockholm) 'e göre, WAP tekniği kendi kendine kaybolacak bir teknik.
Bilhassa önemli derecede emniyet boşlukları olan WAP protokolu, banka
işlemlerinde kolayca dinlenebiliyor ve kullandığı bant genişliği 100
bit/saniyeye kadar düşebiliyor. Profesör Gerald'a göre, WAP tekniği, frenleri
iyi olmayan bir arabaya benziyor.
WAP 1.1 şifrelenen paketlerin bir telefon noktasından diğer bir
banka noktasına gidinceye kadar şifrelenmeme sakıncasına sahip. Hatta IP tekniği
başından beri bu protokola dahil edilmemiş. WAP protokolu, GPRS telefonlarının
gelmesi ile tamamen lüzumsuz olabilecek.
PDA - Personal Digital Assistant - Cep Ya da Avuçiçi
Bilgisayarlarında Son Durum:
İlk önce Gartner Group'un söylediklerine bakalım.
2003 yılında cep ya da avuçiçi bilgisayar pazarı 7 Milyar
Amerikan Doları olacak.
PALM - Palm OS
Palm, şu anda Japon Kyocera ve Nokia ile anlaşmış durumda. Fakat, Nokia'dan hiç
ses çıkmıyor. Palm'ın kullanımı basit. Çok programı var ve bir kısmı bedava.
İnternet'ten hemen yüklenebiliyorlar. Palm'ın en sınırlayıcı özelliği
donanımdaki kısıtlanma. Palm Vx sadece 20 MHz ve 8 Mb'lik bir belleği var. Bu da
çok kısıtlayıcı. 3Com firması Palm el bilgisayarları ile şu anda pazarın %80'ini
elinde bulundurmakta. Şimdiye kadar dikkati az çeken Palmlar 2000 yılı yaz
aylarında mobil telefonlarla donatılınca birden pazar hareketlendi. Geçen
günlerde birbiri arkasından gelen yeni ürün haberleri konuya daha dikkatli
bakılmasını gerektiriyor.
(netyorum not: Palm işletim sistemini kullanan diğer
cihazlarda pazara girmeye başladılar ve donanım kısıtları yavaş yavaş ortadan
kalkıyor. Handspring Visor genişleme yuvaları yardımı ile değişik işlevleri
üstlenebilir duruma geliyor)
POCKET PC - Windows CE
Microsoft'a bakıyoruz. Pocket PC grubu kuruluyor ve avuçiçi bilgisayar pazarı
Microsoft'a geçecek iddiası ortaya atılıyor. Burada, Palm birinci rakip olarak
tanımlanıyor. Pocket PC için Ağustos ayında web bağlantılı bir prototip
gösteriliyor. Pocket PC üretiminde Casio, HP ve Compaq var. Windows CE 3.0
işletim sistemi olarak görünüyor. Microsoft, Pocket PC'nin diger kişisel
bilgisayarlar ile senkronize olabilmesini önemli bir kullanım kolaylığı unsuru
olarak göstermek istiyor.
SYMBIAN ve EPOCH
Telefon ve bilgisayarları birleştiren bir ortak anlaşma kuruluşu, "SYMBIAN". Bu
grupta; Psion, Ericsson, Nokia, Motorola ve Panasonic var. Ericson R380 ve
Nokia'da 9110 ile daha önce zaten bu pazara girmiş idiler. Epoch işletim
sistemi, Palm OS ile Windows CE arasında. Sadece PDA'lara bağımlıi değil.
Oldukça PC uygulamalı, çok kulllanışlı fonksiyonları var. Fakat çok kapasite ve
enerji istiyor. Daha da açıkçası uzun ömürlü bataryalar gerektiriyor. Bu da
donanıma istemeden de olsa bazı kısıtlamaların getirilmesine neden olabilir.
Epoch'un iyi tarafı, iki üniteyi bir ünite olarak birleştirmesi ve fiyat olarak
daha ucuza mal edilebilmesi. Aynı zamanda diğer kişisel bilgisayarlarla kolayca
senkronize olabiliyorlar.
Kısaca özetlersek;
Palm: Kolay ve basitlik en önde
Pocket PC: Elinizde bir PC ve Office paketinin olmasi gerek
Symbian: Telefon daha önemli
Gelecek Ne İstiyor?
Kullanıcılar daha çok güç, daha çok fonksiyon ve daha ucuz
avuçiçi bilgisayarlar ve daha genelleştirilmiş yazılımlar istiyor. Sadece uyum
sağlayabilecek ucuz bir yazı programı yerine, MS Word/Excell'i kullanmak daha
uygun geliyor.
Uzun dönemde Palm'ın filozofisi genelleştirilmiş yazılımlara
bağlı olmadığı için pek uygun görünmüyor. Komünikasyon ve taşınabilir olmak daha
ön sırada geldigi için Symbian şu anda en uygun seçim olarak görülüyor ve
telefonlarda da şu anda Epoch işletim sistemi var.
Microsoft sürekli olarak taşınabilirliği ön plana çıkarıyor.
Ancak, Windows CE yavaş kalıyor, çok kapasite kullanımı ve donanım gücü
istiyor.
Gelecekte Kazanacak Olan
Mobil telefonlar ile avuçiçi bilgisayarlar birleşince, Epoch başlangıçta
başarılı olabileceğe benziyor. Yine de, süre ilerledikçe avuçiçi cihazların
kapasitesi artınca ve Windows CE işletim sistemine güçleri yetince, Pocket-PC ve
genel programların pazarı kapması an meselesi olabilir.
Çok Yakın Gelecekte;
25 Eylül 2000 - Handspring/Visor - GSM 900/1800 telefonu ile Palm'ı birleştiren
mobil telefonu Springboard extra uniteleri ile (Seçenekler: Yedekleme, Ek
bellek, Modem, Kamera, Mp3 çalıcısı ve telefon Visorphone) satılıyor. Fiyatı
handsfree, batarya şarj edicisi ve ek batarya, anten, mikrofon, hopörler ile
birlikte 299.- Amerikan Doları. Option- Belçika firması üretiyor. Ekim 2000
ayında ABD'de satışı başlıyor. Avrupa satışları 2001 bahar aylarında. 2001 yılı
başında ayrıca renkli ekran geliyor.
(netyorum not: Renkli ekran Amerika'da satışa sunuldu)
Şu anda monokrom ekran parçalarını bulmak zor. Elektronik posta
yazılımlarını başka yazılım firmalarının ürünleri arasından seçmek gerekebilir.
Palm, GSM modülü arkasına Palm V ve Vx'i ekliyor.
Bir Süre Sonra;
Pocket PC tahminimize göre PALM'dan bir hayli pazar alabilecek.
Gelecekte!
GPRS teknolojili, internet bağlantılı telefonlar. Ericsson R520, Psion GPRS
gibi.
Sayın Ahmet Çelik'e bu bilgileri bizlerle paylaştığı için çok
teşekkür ederiz.
KONU: RADYO İSTASYONLARI
Sizce İstanbul'da TEM karayolunda otomobil ile giderken, kaç tane farklı
radyo istasyonu dinleyebilirsiniz? Hiç düşündünüz mü?
Eğer düşünmediyseniz ya da benim o kadar vaktim yok diye yanıtlıyorsanız,
cevabı biz verelim. 79 farklı radyo istasyonu dinleyebiliyorsunuz.
Aklınıza gelebilecek her türde istasyon mevcut. Değişik müzik
türlerinden, haber programlarına, söyleşilerden, yorumculara kadar herşey havada
dolaşıyor.
Nasıl seçim yapılacak, zor bir soru. Her istasyon kendine ait
bir dinleyici kitlesini edinmiş. Bu dinleyicilerin dışında bir gruba hitap etmek
için tarz değiştirmesi gerekiyor ki, bu da mevcut dinleyicilerin bir kısmını
kaybetme riski taşıyor.
Ne diyelim. İyi ki varlar. Her konudan haberimiz oluyor. Bir de
anlık trafik bilgileri verseler, ne güzel olurdu!
MÜZİK: RHYTHM COLOUR - HAREM, TURKISH PERCUSSION GROUP
Vurmalı çalgılarla ortaya bu kadar keyifli bir albüm çıkacağını,
dinlemeden tahmin edemezsiniz.
Harem, Turkish Percussion Group'tan "Rhythm Colour"
isimli bu çalışmayı dinlerken, yaz aylarının sonundan beri İstanbul Beyoğlu'nda
gezinirken kulağınıza çalınan melodileri hemen fark edeceksiniz.
Mega Müzik tarafından dağıtımı yapılan albümü temin etmeniz
kolay.
Albümde on iki eser yer alıyor. Darbuka ve tabla solo eserlerin
yanında nefesli ve yaylı çalgıların da kullanıldığı parçalar mevcut. Zurna,
klarnet, keman, saksafon, davul, kaval, darbuka, tef, tabla kullanılan
çalgıların bir kısmı.
Başlangıçta biraz Arap müziğini andırdığını düşünsenizde bir
parçada new age, bir diğerinde Türk müziği, bir başkasında pop motifler bulmanız
olası.
Güzel yorumlanmış, vurmalı çalgıların ağırlıklı kullanıldığı
oyun havaları dinlemek istiyorsanız bu albümü kaçırmayın. Keyif alacaksınız.
Albümle birlikte çalgıların tanıtıldığı bir kitapçıkta veriliyor.
KİTAP: KELİMELERİN ANA YURDU VE TARİHİ
- İSKENDER SAVAŞIR
Bazen düşünürsünüz ve tesadüflerin yaşantımızda ne kadar ilginç
bir rol oynadığını fark edersiniz. Yaklaşık bir ay önce Nezih Kuleyin'in
"Öykülerle Sözcükler" köşesine başladığımızda, İskender Savaşır'ın "Kelimelerin
Anayurdu ve Tarihi" kitabı ile karşılaşacağımızı tahmin edebilir miydik?
Bu haftaki kitabımız, arka kapağında İmami'den alınan bir sözle
kendisini çok güzel özetliyor; "Nereye bir ad verilmişse, bir sebebi olduğu için
o ad oraya verilmiştir. Dünyada sebepsiz verilmiş hiçbir ad yoktur".
Metis yayınları tarafından kitap severlerle buluşturulan eser,
"Selamlar" diyerek başlıyor, dillerin kökenlerini, Türkçe'nin yeteneklerini
inceledikten sonra, çeşitli kelimelerin nerelerden kaynaklandığını irdeliyor ve
"Sözlük Gibi" diyerek sonlanıyor.
Yüz yirmi sayfalık bu kitap Türkçe ile ilgilenenlerin edinmesi
gereken kitaplardan.
Netyorum'daki Nezih Kuleyin'in "Öykülerle Sözcükler" yazılarını
da dikkate alarak güzel bir içerik oluşuyor.
FİLM: SMALL TIME CROOKS - UFAK SAHTEKARLIKLAR
Woody Allen'ın yazıp, yönettiği ve başrollerden birisini de
paylaştığı klasik bir Allen filmi, "Small Time Crooks - Ufak Sahtekarlıklar".
Allen'ın dışında başrollerde Tracey Ullman, Michael Rapaport,
Tony Darrow, Jon Lovitz ve Eliane May yer alıyor.
Woody Allen, on beş kez farklı kategorilerde muhtelif senelerde
Oscar ödüllerine aday gösterildi. 1978'de "Annie Hall" ile En İyi Yönetmen ve En
İyi Oyun Yazarı Oscar ödüllerini, 1987'de "Hannah And Her Sisters" ile yine En
İyi Oyun Yazarı Oscar ödülünü aldı. "Deconstructing Harry" 'de Allen'ı
anımsayacağınız filmlerden.
Tracy Ullman, televizyondaki programları ile tanınıyor. Beyaz
perdeden anımsayabileceğiniz bir filmini bulmak kolay değil. Elaine May'i ise
oyunculuğundan ziyade, oyun yazarı olarak "Primary Colors" ve "Heaven Can Wait"
'ten anımsayabiliriz.
Allen bulaşıkçılık yaparak, karısı Ullman'da manikür, pedikür
yaparak geçinmeye çalışmaktadırlar. Ancak Allen'ın daha önceden ufaj tefek
hırsızlık türü vukuatları vardır. Allen'ın aklına kamuflaj yaparak bir banka
soyup, zengin olabilecekleri fikri gelir. Bunun gerçekleşebilmesi için
arkadaşlarını toplar ve bankaya bir tünel kazmak üzere, yakındaki bir dükkanı
kurabiye fırını şeklinde kullanmak için kiralarlar. Dükkanın işletimini karısı
yapmakta, bu esnada dükkanın altında bankaya doğru tünelin kazılması işlemi
devam etmektedir. Film bu doğrultuda devam ediyor ve dükkanın kazancının bankayı
soydukları zaman elde edeceklerini aşması ile sürüyor.
Minik kavgalar, ayrılıklar, para hırsı, sosyeteye girme
çabaları, mutluluklar filmde yer alan diğer öğeler.
Yaklaşık bir buçuk saat süren bu komedi filmini, Allen
hayranları zaten kaçırmayacaktır. Benim önerim sinemada izlenebilir ancak
televizyonlarda da gösterime gireceğini unutmayın.
SÖZ: MOLIERE
Fransız oyun yazarı Moliere (1622-1673) demiş ki; "Doğa
karşısında insan nedir ki? Sonsuzluk ile bağımlı olarak hiç bir şey. Hiç bir şey
ile bağımlı olarak her şey. Ya da hiç bir şeyler ile her şey arasında ortalama".
Doğanın gücünü düşündüğünüzde bazı konularda ne kadar zayıf
olduğumuzu fark ediyor musunuz?
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta:
sinanoym@triosh.com
|