| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Öykülerle Sözcükler" 09.11.2000 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 46

YAŞLI

"Yaşlı". Bu sözcük bende inanılmaz sorgular yaratmıştır tüm yaşamım boyunca. Bence, yaşlı sözcüğü inanılmaz derinliği olan bir sözcüktü ve düşündükçe onun zenginliği içerisinde yaptığınız yolculuktan büyük bir zevk alıyordunuz. Önce, beni böyle düşündüren göstergelerden söz edelim biraz.

Yaş'ın genç ya da taze anlamında kullanıldığı kesindi. Bu konuda atasözleri dahi vardı. "Ağaç yaşken eğilir" demek, öğretmenlerimizden öğrendiğimize göre insan çocukken eğitilir demekti. Bir diğer şekli ile yaş'ın genç ya da zaman zaman halk ağzı ile kartlaşmamış anlamında kullanıldığı kesindi.

Bu kesinlik bir gün pazar yerinde kendisini kızdıran çocuğa kızan bir pazarcı kadının söylediği ve duyduğumda çok şaşırdığım bir beddua ile daha da sağlamlaştı. Kadın çocuğa, "yaşı yerde sayılası" diye bağırıyordu. Yani "ihtiyarlamadan ölesin" demek istiyordu kadın. Bu kadar acımasızca söylemezdi o bedduayı bilmese ama yine de söylemişti.

Yaş'ı genç olarak tanımlayınca yaşlı sözcüğü bende inanılmaz bir ilgi uyandırmaya başladı. Yaşlı'yı "et-etli", "söz-sözlü" ikilemeleri gibi birebir açıklamak olanaklı değildi. Hele yaş kökünden türetilmiş yaşam diye bir sözcük de ortada dururken.

Yaşlı sözcüğünü keşfetme yolculuğumda karşıma çıkan herkese soru sorma alışkanlığımı, bu sözcük için de yılmadan sürdürürken, tüm yol arkadaşlarımın bana "yine saçmalama" anlamına gelen kısa söylevler çekmeleri, yolculuğumun kısa kesilmesine neden olmadı. Yolculuğum, ta ki Türkmenistan'ın senatosu konumunda olan kuruluşuna "Yaşulu Maslahatı" dendiğini öğrendiğim güne kadar sürdü.

"Ulu" sözcüğünün Türkçe'de de yüksek anlamına geldiğini biliyoruz. Uludağ yüksek - başı bulutlarda dağ demektir. "Yaşulu" 'da yaşı yüksek demekti. "Yaşulu" kullanıla kullanıla yaşlı olup dilimize yerleşmişti. "Yaşlı" derken "Yaş Ulu" demek istiyorduk.

Daha sonra, Türkmence'de de Türkçe gibi ihtiyar anlamına gelen bir başka sözcüğün olduğunu öğrendim. Durduk yerde yaşulu olunmuyordu. Yaşulu olabilmek için yaşamını iyi değerlendirmiş ve deneyim sahibi olmak gerekiyordu. Eğer öyle olmazsanız size "yaşulu" değil "aksakal" denebilirdi.

Ululuğun içerisinde düşünsel bir boyut var gibi geliyor bana. Durduk yerde yaşulu olunamıyor Türkmenistan'da. Biz de, "acaba böyle mi düşünüyoruz" diye düşünmüyor değilim. Hakaret anlamında "ihtiyar bunak" deyimini duydum ama "yaşlı bunak" deyimini pek duymadım. Acaba bizde de böyle bir ayırım bilinçli olmasa da var mı?

Neyse. Bu sorgulamaların sonu yok. Onun için biz de yaşamımızı ilerde yaşulu olarak sürdürme dileklerimizle bu haftaki yazımızı bitirelim.  

Nezih Kuleyin
elektronik posta: nezih@semor.com.tr


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
46. Sayı önceki yazı 46. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye