| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
Eğlence 13.03.2003 - netyorum.com / Sayı: 125
Üniversitedeki dersliklerde artık ömrünü doldurmak üzere olan mekanik duvar saatlieri bulunuyordu. Bu saatlerde bir dakika geçerken yelkovanın yürümesi ani bir hareketle gözle görülür şekilde gerçekleşiyordu. Üniversite kurallarına göre eğer dersin öğretmeni ilk 15 dakika sınıfa gelmediyse, öğrenciler dışarı çıkmakta serbestlerdi ve yok yazılamazlardı. Bİr gün sınıfta otururlarken eğer tahta silgiyi saate nişanlayıp atarak denk getirdiğinde saatin bir dakika ileri gittiğini keşfettiler. Bundan sonra işi oyuna döktüler. Dersin hocası gelmeden önce bir kaç kişi tahta silgisi ile saate atış yapıp, saati 15 dakika ileri alıyor ve sınıftaki öğrenciler de derse girmeden dışarı çıkıyorlardı. Hocanın da bundan şikayetçi olduğu görülmemişti. Ara yıl sınavı için derslikte herkes yerini aldıktan sonra, öğretmen sınav kağıtlarını dağıttı ve "süreniz 1 saat" diyerek belirtti. Ardından tahta silgilerini toplayarak, saate atmaya başladı. İki üç dakika sonra 1 saat ileri giden duvar saatini göstererek, sınavın bittiğini söyledi ve kağıtları topladı. "İşte Pazarlama" Şirket içi futbol karşılaşması düzenleyen iki departman, pazarlama departmanı ve teknik destek departmanı maça başlamışlar. Maç sonunda teknik destek grubu açık farkla pazarlama departmanını yenmeyi başarmış. Ertesi gün şirket içi haber bültenini hazırlayan pazarlama departmanı, duyuru panosuna şu haberi koymuş; "Bu sene düzenlenen şirket içi futbol turnuvasında gururla belirtiriz ki, pazarlama departmanı sadece bir maç kaybederek, ikinci olmuştur. Teknik destek departmanı ise kötü bir sezon geçirmiş ve tek bir müsabaka kazanabilmiştir". "Tasarruf" Sarışın saat tamircisine gelip, başucundaki büyük elektrikli saatin zamanı yanlış gösterdiğini söylemiş. Tamirci saati almış, incelemiş ve "Saatiniz de bir problem yok. Sadece prize takıp, elektriğe bağlamamışsınız" demiş. - Hayır, takıyorum. Sadece fazla elektrik sarfetmesin diye saate bakacağım zaman prize takıyorum. "Reçete" Mutsuz gözlerle bakan adam eczanenin kapısında girmeiş ve eczacıya, siyanür almak istediğini söylemiş. Eczacı, profesyonel davranmaya çalışarak, niçin istediğini sormuş. Adam; "Karımı öldüreceğim". Eczacı; "Üzgünüm beyefendi ancak belirttiğiniz nedenden dolayı size siyanür satmam olası değil" Bu yanıt üzerine adam arka cebinden cüzdanını alarak, içinden karısının fotoğrafını çıkarmış ve eczacıya uzatmış. Eczacı bir süre fotoğrafa baktıktan sonra; "Özür dilerim efendim, reçeteniz olduğunu söylememiştiniz"
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |