|
"Yansımalar" 13.03.2003 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 125
İçindekiler;
- Konu: Telefon Hattından Enerji
- Konu: Yok Saymak
- Konu: Niçin Düşünemedik?
- Film: Chicago
- Film: 8 Mile - 8 Mil
- Söz: Oscar Wilde
- Söz: Dennis Wholey
KONU: TELEFON HATTINDAN ENERJİ
Amerika'da ilginç bir takım cihazlar pazara sunuldu. Biliyorsunuz,
kullandığımız sabit telefon hatlarında bir miktar elektrik enerjisi vardır.
Elektrikler kesildiğinde dahi sabit telefonlar çalışmaya devam ederler. Bir süre
sonra bu telefonları kullananlara erişmek istediğinizde telefonla
konuşamayacaksınız çünkü onlar telefon hatlarına bağladıkları cihazları
kullanıyor olacaklar.
Bu yeni cihazlara "Telco Powered Products" - "Telefondan Enerjisini Alan
Cihazlar" deniyor.
Cihazların ihtiyaç duydukları enerji sabit telefon hatlarından gelen enerji
ile sağlanıyor. Standart telefon hattından gelen enerji bu cihazların çalışması
için yeterli. Bu cihazlar arasında saatli bir radyo, video kamera, polis
kanallarını da dinleyebilen bir telsiz var.
Cihazları üreten şirket yetkilileri; "elektrikler kesildiğinde yaşanan
sıkıntıları hepimiz biliyoruz. Bu cihazları bu sıkıntıları yaşamamanız için
oluşturduk. Artık elektrikler kesildiğinde ne olacak diye düşünmenize gerek yok,
telefon hattınız çalıştığı sürece enerjiniz kesintisiz ulaşacak" diyorlar.
Basit bir şekilde telefon hattından gelen enerji, cihazların ihtiyaç duyduğu
enerjiye çevriliyor.
Son icatları da karanlıkta dahi çalışabileceğini iddia ettikleri bir
vibratör.
internet erişim adresi:
http://www.sandman.com/telco.html
KONU: YOK SAYMAK
Yok saymak bir çözüm mü? Gündeme gelen konuları hiç yokmuşçasına göz ardı
ederek, yaşamımızı sürdürebilir miyiz? Bence pek olası değil ancak benim gibi
düşünmeyenler de var.
Beğenmediğiniz bir yayın mı var? Seyretmeyiver o kanalı. Beğenmediğiniz bir
yazı mı var? Satın alma o gazeteyi, dergiyi ya da kitabı.
Biraz daha ileri gidersek; sevmediğimiz televizyon kanallarının yayınlarını
ayarlamamak da düşünülebilir.
Peki, bu tür eylemler, kafasını kuma gömen devekuşu'nun yaptıklarına benzemez
mi? Yok sayamayız. Demokratik platformda gerekli tavrı göstermek, bu konularda
söz sahibi olabilmek için bilgi edinmek şart.
KONU: NİÇİN DÜŞÜNEMEDİK?
Geçtiğimiz günlerde televizyon kanallarından birinde gösterilmekte iken
yayından kaldırılan bir programın düzenleyicilerinden birisinin konuşmasını
dinledim. Diyordu ki; "Rakipler bizi çekemediler, onun için gündeme getirip,
şikayet ettiler. Bu konuyu niçin kendilerinin düşünemediklerine de kızdılar."
Ona göre, eğer rakipler aynı konuyu düşünseler, kendileri yapacaklardı. Ama
aynı avamlık seviyesinde düşünemedikleri için bu fırsatı kaçırdılar. mecburen
yasaklatma yoluna gittiler.
Eh, kişi haklı. Çünkü diğerleri avamlıkta yeteri kadar yarışamıyor.
Niçin kendileri düşünemediler diye kızıyorlarmış. Avamlıkta aynı seviyeye
gelemiyoruz, haklı!
İnsan kendisini bu kadar beğenebilir mi? Avamlık prim yapar oldu, yazık.
FİLM: CHICAGO
Amerika'da uzun süredir sahnelenen müzikal "Chicago" yönetmen Rob
Marshall ile beyazperdede. Film, Maurine Dallas Watkins'in eseri ve bunun
üzerine Bob Fosse'un oluşturduğu müzikale dayanıyor.
Başrollerde; Renée Zellweger, Catherine Zeta-Jones, Richard Gere, Queen Latifah
ve John C. Reilly yer alıyor.
2002'de "Bridget Jones's Diary" 'deki oyunu ile En İyi Kadın Oyuncu Oscar
ödülüne adaydı, Zellweger. Anımsayacağımız diğer filmleri; geçtiğimiz günlerde
televizyonda izlediğimiz "White Oleander", "Me, Myself & Irene", "The Bachelor"
ve "Jerry Maguire".
Zeta-Jones, "America's Sweethearts", "Traffic", "High Fidelity", "The Haunting",
"Entrapment" ve "The Mask of Zorro" ile anımsanabilir.
"Dr. T & the Women", "Autumn in New York", "Runaway Bride", "The Jackal", "Red
Corner", "Primal Fear", "First Knight", "Pretty Woman", "An Officer and a
Gentleman", "American Gigolo" ve geçtiğimiz sezon izlediğimiz "Unfaithful", "The
Mothman Prophecies", Gere'in bilinen filmleri arasında.
Latifah; "Set It Off", "Living Out Loud" , "The Bone Collector", "Brown Sugar"
filmlerinden, Reilly; "Boogie Nights", "Magnolia", "The Hours", "Gangs of New
York" filmlerinden anımsanabilirler.
Chicago, bu sene - 2003 - Oscarlarında En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi
Yardımcı Erkek Oyuncu (John C. Reilly), En İyi Kadın Oyuncu (Renée Zellweger),
En İyi Yardımcı Kadın oyuncu (Queen Latifah) tekrar En İyi Yardımcı Kadın oyuncu
(Catherine Zeta-Jones), En İyi Uyarlama, En İyi Görüntü, En İyi Sanat Yönetimi,
En İyi Kostüm, En İyi Şarkı, En İyi Kurgu ve En İyi Ses olmak üzere 13 aday'a
sahip.
Chicago 1920'li yıllar. Şehirde sansasyondan para kazanan gruplar söz konusu.
Kızkardeşi ile birlikte şarkı söyleyerek gösteri yapan Zeta-Jones, kocasını
kızkardeşi ile yatakta yakalayınca öldürür ve hapise girer. Zellweger ise
kendisine tapan kocasını kendisini meşhur edeceğini söyleyen bir başka erkekle
aldatmaktadır ancak erkek bunun sadece onunla yatmak amacıyla söylediği bir
yalan olduğunu belirttiğinde onu öldürür ve hapise girer. Gere ise bu tür kadın
mahkumların medyadaki etkilerini kullanarak cezadan kurtulabileceklerini düşünen
ve bunu da daha önce kanıtlayan bir avukattır. İki kadının avukat ve medya
dünyası ile ilişkileri, roller, hapishane yaşamı, çıkar ilişkileri, sahne
dünyası akıcı bir dille anlatılıyor. Oyuncuların performansı çok iyi zaten Oscar
adaylarına baktığınızda da bunu görebiliyorsunuz. İki tane En İyi Yardımcı Kadın
Oyuncu ve bir tane de En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar ödülü adayı. Gere, bu
filmde de Oscar adayı olmayı başaramadı maalesef.
Film, yaklaşık iki saat süren bir müzikal. Ancak o kadar akıcı işlenmiş ki,
şarkılar, danslar ve oyuncuların performansı, bittiği zaman niye bittiğini, daha
iki saat sürse izleyebileceğinizi, izlemeye yeni başladığınızı düşünmenize yol
açıyor. Kaçırılmaması gereken, özellikle sinema salonunda izlenmesi gereken bir
film.
Tabii, caz ve müzikal sevenler için bu söylediklerim. Bu tarz müzikten
hoşlanmıyorsanız, sıkıntıdan bayılabilirsiniz de.
Konuyu kapadıktan sonra bir iki cümlede AFM Carrefour Ümraniye sinema işletmesi
için yazayım. AFM o kadar fazla yerde salona sahip oldu ki, bazı uygulamalarında
keyfi davranabileceklerini düşünmeye başladılar sanki. 22:00'de başlaması
gereken film 22:15'de henüz başlamamıştı. Seyircilerin alkışları ile uyarılınca
- biraz da ben belki uyarmış olabilirim - 22:20 gibi film başlamadan önce
yetkili bir kişi açıklama yaptı; "Henüz 10 dakika geciktik - salondaki
seyircilerin saatleri ileri gitmiş, ne bilsinler bizim için 20 dakika, yetkili
için 10 dakikadır - gişedeki arkadaşların bileti siz alırken söylemeleri
gerekirdi, seansın sarkabileceğini. Bir diğer salonda daha gösterime girdik bu
film için ve tek makara var elimizde". Reklamlardan sonra film 22:30'da
başlamıştı. Bu şekilde gergin izlemeye başladığınız filmden ilk yarım saat ne
kadar keyif alabilirsiniz ki? Umarım AFM biraz daha özen gösterir izleyicilere.
FİLM: 8 MILE - 8 MİL
Müzikler çok iyi. Özellikle yaylı çalgıların kullanıldığı iki şarkı ve
filmdeki ana şarkı çok etkileyici. Şarkı sözleri argo ve küfürü içerse de
duyguların aktarılmasını sağladığı için çok rahatsız edici durmuyor. Rap
şarkıcısı Eminem'im başrolünde oynadığı, Curtis Hanson'un yönettiği "8 Mile -
8 Mil" filminden söz ediyorum.
Eminem, Kim Basinger, Mekhi Phifer ve Brittany Murphy başrollerde.
Hanson 1998'de "L.A. Confidential" ile En İyi Yönetmen Oscar ödülüne aday
gösterilmişti. Yine "L.A. Confidential" ile En İyi Senaryo Oscar ödülünü
almıştı.
Eminem'i şarkılarından tanıyoruz. Sinemaya yeni başlıyor. Önüzmüdeki dönemde de
devam edeceğe benzer çünkü kanımca film, ikincisi çevrilecek tarzda devamı
gelecek şekilde sonlandırılmış durumda.
Basinger, 1998'de "L.A. Confidential" 'daki oyunu ile En İyi Yardımcı Kadın
Oyuncu Oscar ödülünü kazanmıştı. Diğer filmleri, "Prêt-à-Porter", "Too Hot to
Handle", "Batman" ve "Nine 1/2 Weeks - 9.5 Hafta".
Mekhi, "Shaft", "A Lesson Before Dying" ve "I Still Know What You Did Last
Summer" ve çarpıcı güzel Murphy "Spun", "Don't Say a Word", "Summer Catch",
"Girl, Interrupted", "Drop Dead Gorgeous" ve "Clueless" filmlerinden
anımsanabilir.
Film, Detroit'te yaşayan fakir mahalle gençlerinin içinde bulundukları konumdan
çıkma yolundaki çabalarını anlatıyor. Çeteler, çıkar çatışmaları, ilişkilerdeki
duygu yoksunluğu - ancak sevginin yine de varolduğunu belirtme - kavgalar,
çaresizlik, kopuk ilişkiler, çıkar ilişkileri anlatılıyor. Eminem, kız arkadaşı
hamile olduğunu söyleyince ondan ayrılmış, arabasını da vererek, uzaklaşmıştır.
Kalacak yer için annesinin yanına gider. Küçük kız kardeşi ile ilişkileri,
annesinin sevgilisi ile diyaloğu, yaşamın acımasızlığını gözler önüne seriyor.
Bazı anlarda içinde bulundukları durumdan nasıl çıkacaklarını, bu şekilde
yaşamayı daha ne kadar sürdürebileceklerini düşünüyorsunuz. Ancak bir ümit her
zaman var.
Bizdeki saz çalan aşıkların atışması gibi orada da rap şarkıcılarının atışması
var ve kendini kanıtlayanın yaşamını düzeltebileceğine dair de bir umut.
Film bu konu üzerine sürüyor. Ancak devamı gelecek gibi bitiyor.
Argodan rahatsız olmuyorsanız, sefaleti ve köşeye sıkıştırılmış hissi ile
yaşananları izleyebileceğinizi düşünüyorsanız, kaçırmayın. Eminem'in müzik
tarzından hoşlanmıyorsanız zaten gitmezsiniz. Güzel işlenmiş bir film. Sınıf
ayrımı güzel vurguluyor ancak sanki biraz da toplumdaki siyah beyaz ayrımının
istendiğinde sorun olmayacağını da anlatmaya çalışan ticari bir yanı var.
SÖZ: OSCAR WILDE
"Ne kadar çok kişi benimle aynı fikirdeyse, o kadar çok
yanıldığımı düşünürüm". - Oscar Wilde.
Bizde bu görüşte olmadığı muhakkak. Ne kadar çok kişiyi peşlerinden
sürükleyebiliyorlarsa bir süre sonra yanlış olduğunu düşündüklerinin de doğru ve
yapılması gerekli olduğunu sanmaya başlıyorlar.
SÖZ: DENNIS WHOLEY
Amerikalı sunucu, televizyon program yapımcısı, yazar Dennis Wholey'den
bir söz, "İyi bir insan olduğunuz için dünyanın size adil davranmasını beklemek,
vejetaryen olduğunuz için bir boğanın size saldırmamasını beklemek gibidir..."
Bu sözü okuduğumda bazı öğretilerle çelişkide olduğunu düşündüm. Sizce ne kadar
doğru?
Söz için Sayın Neslihan Çağlak'a teşekkür ederim.
Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda.
Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta:
sinanoym@triosh.com
|