| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Eğlence 20.03.2003 - netyorum.com / Sayı: 126


"Çamaşır"

Çogunlugunu Lazların oluşturduğu komando bölüğü, on gündür ormanda, çamurda, aç susuz, pislik içinde eğitim yapmaktadır. Onbirinci gün komutan, Çavuş Dursun'u çağırır:

- Çavuş, on gündür bölük gayet iyi bir performans gösterdi. Biz de onları ödüllendirelim, bugün çamaşır değiştirebilirler artık...

- Başüstüne Komitanum...

Dursun çavuş bir heves koşarak bölüğü toplar:

- Sizlere çok sevineceğunuz bir haber cetirdum... Komitan izin verdi, bugün erat çamaşır değiştirecek, sıraya geçin değiştirun... Temel, sen İdrisle... İsmail, sen Kemalla.... Sadık sen Cemalla...


"Çinlinin Sosisi"

Hikaye bir İngilizin bir Çinli bayan ile evlenip Londra'ya yerleşmesiyle başlar. Çinli kadın İngilizce konusunda oldukça zayıftır ancak Tarzanca da olsa eşi ile anlaşabilmektedir. Sorun, kadın alışverişe yalnız çıktığında oluşmaktadır.

Bir gün kadın, kasap'a dana butu almaya gider ama bir türlü derdini anlatamaz. En sonunda eteğini sıyırarak kendi poposunu gösterir ve kasap kadının ne istediğini anlayarak but'u verir.

Ertesi gün bu kez kasap'a tavuk göğsü almaya gider ve bu kez de gömleğinin düğmelerini açıp, göğüslerini göstererek istediğini alır.

Üçüncü gün bu fakir çinli bayan, sosis almak ister ancak ne yapacağını bilemez. Onun için yanına kocasını alarak kasap'a gider.

Kasap'ta;

Peki, gittiğinde ne mi olmuş, aşağıya bakın.

Huhuuuuuuu aklınız ne kadar da fesat.

Unuttunuz galiba, Çinli olan bayandı, kocası İngilizce konuşabiliyor. Hadi işinize geri dönün şimdi.


"Benzer İş"

Adam bardan içeri girer, barmenin yanına gider ve bir bira ister.

Barmen; "Tabii beyefendi, hay hay. Elli bin Lira der."

Adam, şaşkınlıkla; "Elli Bin Lira'mı?"

- Evet, doğru duydunuz.

Adam, menüyü alır ve "bir biftek, bol patates kızartması, büyük bir salata" ister.

Barmen; "Tamam, ancak bunlar için de para ödemeniz gerekir"

- Ne kadar?

- Yüzelli Bin Lira.

Adam, daha büyük bir şaşkınlıkla; "Ne kadar ucuz? Buranın sahibi nerede?"

Barmen yanıtlar; "Karımla beraber üst katta."

- Üst katta mı? Karınla ne yapıyor üst katta?

- Ben burada onun işletmesine ne yapıyorsam, onu!


"Mükemmel"

Uzun zaman önce mükemmel erkek ile mükemmel kadın tanışırlar. Mükemmel bir arkadaşlığın ardından mükemmel bir törenle mükemmel bir evlilik yaparlar. Yaşamları tabii ki mükemmeldir. Karlı ve fırtınalı bir yılbaşı gecesi, bu mükemmel çift, mükemmel otomobillerini virajlı bir yolda sürerlerken, yolun kenarında yerde birisini görürler. Mükemmel bir çift oldukları için hemen yardım etmek amacıyla dururlar. Yerde sırtında oyuncak dolu bohçası ile Noel Baba yatmaktadır. Çok yorgun olduğunu söyler. Mükemmel çift bu havada Noel Baba'yı bekleyen çocukları da düşünerek oyuncakları ve Noel Baba'yı otomobillerine alırlar. Amaçları bir an önce hediye bekleyen çocuklara armağanlarını ulaştırmaktır. Ancak hava ve yol durumu o kadar kötüleşir ki, mükemmel çift maalesef kaza geçirir. Kazadan sadece bir tanesi kurtulabilir. Şimdi sorumuz şu: "Kazadan kim kurtulmuştur, mükemmel erkek, mükemmel kadın ya da Noel Baba?"

Yanıt için biraz aşağıya bakın:

- Mükemmel kadın kurtulmuştur. İk sırada oturan tek kişidir. Çünkü herkes bilir ki, Noel Baba olmadığı gibi mükemmel erkek'te mevcut değildir.

Evet, bayanlar yazının bundan sonrasını okumasın çünkü fıkra burada bitti.

Fıkrayı okuyan erkekler aşağıya inerek, yazının geri kalanını okumaya devam etsinler, lütfen.

.

.

.

.

.

.

.

.

- Bu durumda eğer Noel Baba ve Mükemmel erkek yoksa, otomobili mükemmel kadın kullanıyor olmalı. Bu da kazanın neden olduğunu açıklıyor.

Bu arada eğer bu kısmı okuyorsanız ve kadınsanız, bir başka noktayı daha belirtmemize izin verin: Kadınlar hiçbir zaman söyleneni dinlemezler ve yapmazlar. Yukarıda, "bayanlar yazının bundan sonrasını okumasınlar" demiştik.


Yorum Ekle Yorumları Listele
126. Sayı önceki yazı 126. Sayı sonraki yazı
Eğlence Önceki Yazı Eğlence Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye