|
"Öykülerle Sözcükler" 02.08.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 80
GANİMET
Müslümanlığın çok tanrılı dinlerin anti tezi olduğu hepimiz tarafından kabul
edilen bir gerçektir. Asya'da şamanizm gibi, doğadaki her gücü ayrı bir tanrı
olarak adlandıran dinler vardı. Anadolu ve Yunan yarımadasında da yine benzer
biçimde her gücü ve olguyu ayrı bir tanrı ile anlatan ama bu sefer biraz
kişiselleşmiş tanrılar kullanan bir yaşam vardı yeryüzünde, tek tanrılı
dinlerden önce.
Şamanizmin de en az mitoloji kadar öyküleri vardı şüphesiz ama Türkler Müslüman
olduklarında bu öykülerin tamamını unutmak istemiş olmalarından olsa gerek
günümüze kadar gelen bir mitolojimiz olamamış. Ya da söze dayalı öykü ve
masallar zaman içerisinde belleklerden silinip gitmişler.
Oysa, Homereos ve Heredot gibi şair ve tarihçilerin varlığı, mitolojinin
günümüze kadar gelmesinin temel nedeni olmuştur. Bunlar bir yandan mitolojiyi
yazılı biçime dönüştürürken, diğer yandan da daha sonra gelişecek olan yazın
türlerinin de temelini atmışlardır. Bunlar genel sonuçlar. Bir de bizi
ilgilendiren sonucu var. Birçok mitolojik kahraman aynı zamanda birçok kavram ve
sözcüğünde hem temelini oluşturmuş hem de o kavramların uluslararası bir özellik
kazanmasına neden olmuş.
Hepimizin bildiği gibi Müslümanlıkta bir ganimet kavramı vardır. Başka
dinden olanlarla yapılan savaşlardan elde edilen mal ve insanlar ganimet olarak
değerlendirilirdi. Ganimetler belirli oranda devlet payı düşüldükten sonra
savaşa katılanlara pay edilir, savaş sonunda eğer galip gelinmişse savaşanlar
mal ve köle sahibi olurlardı. Bu da kutsal bir gelirdi.
Olay Müslümanlık boyutu ve hadislerle desteklenince ganimet'in Arapça bir sözcük
olduğu ve İslamiyetle ortaya çıktığı konusunda ben dahil herkes aynı fikirdeydi.
Şimdi size anlatacağım olayla ben ganimet'in Arapça'ya bir mitolojik öyküden
geçtiğine inanıyorum.
Troya kralı ve kraliçesi olan Tros ile Kallirhoe'nin Ganimedes (ganimed
okunuyor) adında yakışıklı mı yakışıklı bir oğulları vardır. Bunu diğer tanrılar
Zeus'a söylerler ve Zeus, Ganimedes'i bir gün Troya'nın dağlarında çobanlık
yaparken kaçırarak Olimpos dağına götürür ve tanrılara içki sunmak üzere saki
olarak kullanmaya başlar. Kendisinin olmayan bir şeydir Ganimedes, başkasınındır
ve zorla alınmış ama köle ya da başka bir adla kullanılmaktadır ve Zeus
tarafından yapıldığı için de dinsel bir boyutu vardır. Tıpkı ganimet gibi.
Bu öykü, ganimetin Arapça'ya oradan da bizim kullandığımız Türkçe'ye Latince'den
geçtiğinin bir göstergesi bence. Çünkü Orta Asya'da konuşulmakta olan Türk
dillerinde ganimet diye bir sözcük yok, "ulca" ya da "tabiş"
diyorlar onlar. Hatta yazılı kaynaklar Yıldırım Beyazid zamanında bile
Osmanlıların hala ganimete ulca dediğini gösteriyor.
Bir Anadolu insanı olan Ganimedes uzun bir yolculuktan sonra ganimet olarak
kendi topraklarına dönmüş galiba.
Nezih Kuleyin
e-posta:
nezih@semor.com.tr
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|