| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 02.08.2001 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 80

İçindekiler;

  • Konu: Yeni Esintiler
  • Oyun: Max Payne
  • Müzik: Time of Rhythm / Harem II - Turkish Percussion Group
  • Söz: Jacques Brel

KONU: YENİ ESİNTİLER

Geçenlerde bir ahbabıma ziyarete gittiğimde bilgisayardaki işini bitirmek için bir süre izin istedi. Yazıcıdan bir çıktı alması gerektiğini belirterek, şimdi yazıcıya gönderiyorum belgeyi dedi, bir ikonu tıkladı ve "Yallah Şoför Yallah" diye bir melodi mırıldandı. Ardından; "Şu sisteme bu tür melodiler koysalar ne kadar eğlenceli olur, çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamayız" dedi.

Bunun üzerine ben işletim sisteminde ve bazı uygulamalarında kullanılan komutlar çalıştırıldığında ne tür melodiler çalınırsa kullanıcılara cazip gelebilir, listesini yapmaya karar verdim.

- Yazıcıya belge gönderildiğinde: "Yallah Şoför Yallah"

- Bilgisayar açılıp, işletim sistemi devreye girerken: "Pencerenin Perdesini Aç Bana Göster Yüzünü"

- Herhangi bir dosya silindiğinde: "Yandı Bitti Kül Oldu"

- Silinen bir dosya kurtarılmak istendiğinde: "Gel Yanıma Gir Koluma"

- Yeni bir belge oluşturulurken: "Tanrım Beni Baştan Yarat"

- Arama işlemi yaparken: "Ararım Sorarım Seni Her Yerde"

- İşletim sisteminden çıkıp, bilgisayar kapanırken: "Elveda Meyhaneci"

- Hatalı bir komut verildiğinde: "Peki Peki Anladık"

Bundan sonrası hayal gücünüze kalmış durumda. Bunlara katkıda bulunmak sizlerin elinde. Katkılarınızla bu listeyi büyütmek istiyorum. Lütfen mesajlarınızı iletin.


OYUN: MAX PAYNE

Remedy Entertainment tarafından geliştirilen God Games tarafından yayınlanan "Max Payne" 2001'in en iyi oyunlarından birisi olmaya aday. Dört senedir PC oyunseverlerin yayınlanmasını beklediği Max Payne, gerçekten beklemeye değdi. Remedy Entertainment, Finlandiyalı bir oyun geliştiricisi. İskandinav ülkelerinden güzel oyunlar çıkıyor. Örneğin; Norveçli Funcom'un "The Longest Journey" oyunu. 

Oyunu kurduktan sonra çalıştırdığınızda dikkatinizi grafiklerin ne kadar özenle çalışıldığı çekecek. Özellikle arka plan atmosferi çok detaylı. Konu New York'ta geçiyor ve sokaklar, metro istasyonları gerçeğe yakın canlandırılmış. Aynı şekilde karakterlerin giyimleri ve hareketleri de çok gerçekçi. Tek sorun; konuşma esnasında yüz ifadelerinde değişiklik yok, ağız hareket etmiyor.

Pentimu III 850 Mhz işlemcili Geforce3 64 MB grafik kartlı, 128 MB hafızalı bir sistemde 1024x768 çözünürlükte performans sorunu yaşamadan oynayabiliyorsunuz.

Oyunun en büyük özelliği üçüncü şahıs gözünden oynanan oyunlara "Bullet Time" denilen bir kavramı getirmesi. Bu özellik Matrix filmindeki ağır çekim hareket eden kişilerin hareketlerine benzer bir etki yaratıyor. Bu moda geçtiğiniz anda karakterinizin hareketi ağırlaşıyor, uçarak ateş edebiliyorsunuz ve kurşunun hareketini izliyorsunuz. Tarif edilmesi çok zor bir sahne. Oyunun kendisinde görmeniz gerek.

Oyunun kontrolleri rahat uyum sağlanabilecek şekilde tasarlanmış, sorun yaşamıyorsunuz.

Müzikler ses efektleri gayet iyi. Hem oyunun atmosferini hem de konunun geçtiği ortamı iyi bir şekilde tamamlıyor.

Oyunun açılışı esnasında izleyeceğiniz sahneler sizi etkileyecektir ve bu sayede konuya adapte oluyorsunuz. Başından kolay kolay kalkamayacağınız tarzda bölümler birbirini izliyor. Bölüm geçişlerinde biraz bekleniyor ancak oyunun internet sitesindeki yamasını indirip, yüklediğiniz taktirde bu bekleme süresi azalıyor. Max Payne bir polis ve onun yaşamından bir bölümü canlandırıyorsunuz. Konu oyunun içine güzel bir şekilde entegre edilmiş, çizgi roman kareleri olarak bölüm geçişlerinde sunuluyor.

Bir diğer eksik ise, karşınıza çıkan herkesi öldürmeniz gereken oyunlardan bir diğeri olması. Halbuki; "Sin", "No One Lives Forever", "Omikron" gibi oyunlarda yer alan interaktif başka kişilerinde yaşadığı bir atmosfer geliştirilse idi, çok daha etkileyici olurdu. Eğer oyunu alıp, incelerseniz göreceksiniz ki, dolaştığınız şehirde sadece ortadan kaldırmanız kişiler değil de, şehir yaşamı da sürdürülse idi, bu oyunun üzerine uzun yıllar daha iyi bir oyun çıkması beklenirdi.

Bir artı ise oyun için, bulunduğunuz ortamdaki herşeyle interaktif ilgilenebilmeniz. Televizyon varsa çalıştırabiliyorsunuz, bir kapıdaki kilidi ateş ederek parçalayabiliyorsunuz, telefonları yanıtlayabiliyorsunuz.

Sürekli birileri ile kavga ederek, ateş ederek mücadele ettiğiniz için oyunun şiddet seviyesi yüksek. Kullanabildiğiniz silah çeşidi çok fazla ve hepsinin efekti güzel.

Unutmadan belirtilmesi gereken bir diğer konu da; "Max FX Tool" diye bir yazılımında verilmesi. Böylece kendinize özgü karakterler, bölümler oluşturabiliyorsunuz. Bakalım ne kadar sürede üçüncü kişilerin yaptığı bölümler dolaşmaya başlayacak. Biliyorsunuz; "Half Life" 'ın bu kadar popüler olmasının bir nedeni de kullanıcıların oluşturduğu bölümlerdi. "Counter Strike" bunlara bir örnek.

Çok kolay ve çabuk bitirebileceğinizi sanmayın. Kanımca bir, iki hafta sürebilir. Bu söylediğim tüm modlarda bitirebilmeniz için gerekecek süre. Her zorluk derecesinde bitirdiğinizde bir sonraki seviye aktif oluyor ve sadece düşmanların hareketleri çabuklaşmıyor, bunun yanına belirli bir zamanda görevleri bitirmek gibi ek taleplerde geliyor.

Maalesef çok kullanıcı seçeneği de yok. Ancak, grafikleri ve bullet time efektini göstermek için arşivinizde bulunabilecek ve tekrar tekrar oynanabilecek bir oyun. Muhakkak temin edip, oynayın. Keyif alacaksınız. Arşivinizde yer alması gereken ender oyunlardan. Biliyorsunuz orijinal oyunları satın almayı destekliyoruz. Türkiye pazarına ne zaman gelecek bakalım?


MÜZİK: TIME OF RHYTHM  HAREM II - 
TURKISH PERCUSSION GROUP

Onları ilk olarak geçtiğimiz sene "Rhythm Colour - Harem" adlı çalışmaları ile tanımıştık. Bu albüme 2/11/2000 tarihinde yer vermiştim. Bu yaz, Turkish Percussion Group, "Time of Rhythm - Harem II" ile karşımızda.

Tarz hemen hemen aynı. Yine vurmalı çalgılarla karşımızdalar ancak nefesli sazların da ağırlığı duyuluyor.

Trance'dan HipHop'a, Keman ve Klarnet Solo'dan Trompet'e ve oyun havalarına 16 değişik çalışması bu albümde dinliyoruz.

"The End Legendary" isimli eser kanımca Avrupa Dans listelerine girebilecek tam bir Trance klasiği. Diğer serlerde kendi içlerinde güzel ancak biraz önce söz ettiğim hakikaten dinlemeye değer. "Üsküdar" isimli şarkıda "Besame Mucho" 'nun kullanılması da ilginç.

Bu albümde Mega Müzik tarafından dağıtılıyor.

Sıcak yaz günlerinde enstrümental, hem batı hem doğu ve oryantal çizgiler taşıyan bu çalışma edinmeye değer. Genelde pek çok ikinci takip albümü ilki kadar iyi çalışılmaz ancak Harem II bu görüşü değiştirecek gibi.


SÖZ: JACQUES BREL

Belçikalı şarkıcı, besteci, söz yazarı Jacques Brel (1929-1978) 'den bir alıntımız var; "Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan, güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan, yarına inanmak için günbatımına, iyi kalpli gözükmek için zayıflığa ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa; Demek ki hiçbir şey anlamadın!!!"

Jacques Brel hakkında detaylara http://www.jacquesbrel.org adresinden erişebilirsiniz.

Herhangi bir şey yapabilmek için bir dış etkene ihtiyaç duyanları ne kadar güzel yanıtlamış. Kendi kararlarını alarak uygulayabilme gücüne sahip olmak yapılması gereken.


Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda. Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
80. Sayı önceki yazı 80. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye