| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

12.07.2001 Ebru Türkol - netyorum.com / Sayı: 79

BİR DOSTLUK ÖYKÜSÜ

- Kan kardeşi olalım mı Betül?
- Olalım, ama nasıl yapıcaz ki?
- Bak şimdi parmaklarımızın ucunu azıcık kesicez, sonra birleştirip kanlarımızı karıştırıcaz.
- Ama ben korkarım...
- Korkma canım bir şey olmaz!

Meltem böyle diyerek mutfak çekmecesinden aldığı bir bıçakla Betül' ün ve kendinin parmak uçlarını ufak bir kesik atar ve daha ilkokul sıralarında oluşan gerçek dostluğun hikayesi böyle başlar. Geceleri gündüzleri beraber geçer. Meltem elindeki bir parça ekmeği Betül ile paylaşmaktan zevk duyar, Betül Meltem' in üzüntülerinde ağlar, sevinçlerinde güler. Birbirlerinin sırdaşı, kardeşi, arkadaşı kısacası bir elmanın iki yarısı gibi olurlar. İyi kötü pek çok günleri, haftaları, yılları geçer beraber. Çokta çalışkan iki öğrencidirler. İlkokul sıralarından sonra ortaokulda ve lisede de beraber okurlar. Sıra üniversiteye geldiğinde ise ayrılık çanları çalmaya başlar ve her ikisi de bunun hüznünü yüreklerinin ta derinliklerinde yaşarlar. Meltem üniversite eğitimi için ailesiyle beraber İstanbul' a giderken; Betül yine oturdukları şehirde İzmir'de bir okulu kazanır. Bir yanda yüksek eğitim yapmanın o güzel heyecanı, diğer yanda ayrılığın acısı.

"Ama olsun, mektuplaşırız, telefonlaşırız, tatillerde görüşürüz" diye teselli ederler birbirlerini. Gerçekten de öyle olur. Hemen hemen her gün yazılan mektuplar, edilen telefonlar, tatillerde kucaklaşmalar derken gelir çatar son seneleri. Meltem İstanbul' da daha mezun olur olmaz güzel bir iş bulur. Ayrıca sevdiği adam da kendisine evlenme teklif eder, İstanbul' da yerleşmeye karar verirler. Artık İzmir'e dönmesi için hiçbir neden kalmamış gibidir. Zaten mezun olduğu günden beri Betül' den ne tek bir satır mektup, ne de bir telefon alamamaktadır. Kendini çok yoğun bir hayat temposu içinde bulan Meltem' in İzmir' e gitmesi de o sıralar mümkün olmaz. Ve bir süre arkadaşını arayıp sormaya fırsat bulamaz. Ama Betül' ün düğününe mutlaka geleceğini bu mutlu gününde onu asla yalnız bırakmayacağını düşünerek davetiyesini postalar. Düğün günü gelir çatar, gözleri arkadaşını boş yere arar salonda. Hayır Betül gelmemiştir. Meltem' in içinde birşeyler acır.

"Bu muydu kan kardeşliğimiz bu muydu bunca yıllık arkadaşlığımız, en güzel günlerimde yanımda olmayan birini bundan sonra ben de aramayacağım. Okulu bitirdiğinde beri bir haller oldu, çok değişti, beni bile gözü görmüyor artık" diye düşünür. Gerçektende aradan geçen iki sene zarfında bir daha Betül' ü aramaz.

Bir gün iş görüşmesi yapmak üzere İzmir' e yolu düşer. O güzel hatıraları, sımsıcacık arkadaşlıklarına olan özlemi onu Betüllerin evlerinin önüne kadar götürür. Belki ondan bir haber alırım ümidiyle sorar arkadaşını kapıyı açan yabancı kadına. Kadın onların iki sene önce taşındığını ancak kendisinin adreslerini bildiğini isterse verebileceğini söyler. Meltem verilen adrese gider. Kapıyı Betül' ün annesi açar, sevgiyle kucakladıktan sonra Meltem' i içeri alır ama Betül ortalarda gözükmemektedir. Arkadaşını sorduğunda kadıncağız hıçkırıklarla ağlamaya başlar. Söylediği şeyler Meltem' i beyninden vurulmuşa çevirir.

Betül, okuldan mezun olduğu günün akşamı, kankardeşi Meltem' e sürpriz yapmak, bu mutlu günlerini paylaşmak ve onu sevindirmek için İstanbul' a doğru yola çıkmıştır. Ancak bindiği otobüs korkunç bir trafik kazası geçirmiş ve Betül daha oracıkta can vermiştir. Meltem arkadaşının cenazesinde bile olamamanın ve onu ihmal eden asıl kişinin kendisi olduğu düşüncesinin verdiği utançla ve vicdan azabıyla ömrünün sonuna kadar bu acı olayı unutamaz.

Ebru Türkol
e- posta: barutt@turk.net


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
79. Sayı önceki yazı 79. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye