| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

02.08.2001 Ebru Türkol - netyorum.com / Sayı: 80

BİZ NASIL YAŞIYORUZ BÖYLE?

Bazen düşünüyorum da, biz insanların iç sesleri dışa yansısaydı durum ne olurdu acaba?

- Bugün ne kadar güzelsin!
( Hadi ordan, şu saçın rengine bak, ciyak sarı ne çirkin bir renk! )

- Seni çok özleyeceğim!
( Aman mümkün olduğunca uzağa git! )

- Ülkenin durumu iyiye gidiyor!
( Ne iyisi battı, battı!)

- Biz sizi ararız!
( Hiç sanmıyorum bir daha arayacağımızı! )

- Seni seviyorum!
( Ama daha iyisini bulana kadar!)

İçimizden geçenle dışa yansıttığımız düşünceler birbirinden tamamen farklı olabiliyor. Maskeli bir baloda gibi kimin ne hissettiğini anlayamadığımız bir dünyada yaşıyoruz. Bazen de anladığımız, gerçekleri bildiğimiz halde katlanmak zorunda kalıyoruz bu aldatmacalara. Hatta kendimiz bile oyuncusu olabiliyoruz bu sahnelerin. Aldatılıyoruz, aldanıyoruz, aldatıyoruz... Keşke herkes olduğu gibi görünse ya da göründüğü gibi olsa. Ne yazık ki bu mümkün değil. Biz son derece art niyetsiz düşünceler içinde iken karşımızda nasıl bir kurt olduğunu bilmeyen masum bir kuzucuk gibi kalabiliyoruz.

Ve bu genelde yaşamın her basamağında karşımıza çıkan "of gene mi?" dedirten bir olay. Ailede, arkadaşlıkta, toplumda, devlette, aşkta her şeyde...

İçimizden geçen ve asıl hissettiğimiz şeyleri söylemememiz gerektiğinden bazen maskeyi takıp yalanlar söyleyen biz oluyoruz. Mesela işverenimize "Senden nefret ediyorum, ne biçim bir insansın!" gibi bir şey söyleyemeyeceğimizden "Sayın patronum bugün ne kadar da iyi görünüyorsunuz!" yalanını atıveriyoruz.

Bu aldatmacalar kimi kez zorunluluk, kimi kez ise bir şeyleri elde etme isteğinden kaynaklanıyor. Zorunluluk hallerini bir kenara bırakırsak, bir şeyleri elde etme amacıyla insanları aldatmanın, duygularıyla, inançlarıyla oynamanın hiçte doğru olmadığını düşünüyorum.

Aslında hiç sevmediği birine sırf onun parasını, pulunu, bedenini vb. elde etmek amacıyla "seviyorum" maskesini takmak gibi...
Dini duyguları sömürerek insanları yanlış politikaların esiri yapmak gibi...

" Paranı deve yapacağım " diyerek masum bir vatandaşın belki de son kuruşunu elinden almak gibi...
" Seni şöhret yapacağım " diyerek kızları, delikanlıları kötü yola düşürmek gibi...

Evet, bunlar yaşanıyor, yaşatılıyor. Ne kötü bir şey dediğimiz böyle olaylarla her an, her yerde karşılaşabiliyoruz. Keşke iç seslerini duymak fırsatımız olsa. En azında böyle acil durumlarda. Yapacak tek şey gözü açık ve tetikte olmak...

Her an emniyettte ve maskesiz bir dünyada olmanız dileğiyle...

Sevgilerimle,

Ebru Türkol
e- posta: barutt@turk.net


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
80. Sayı önceki yazı 80. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye