|
"Öykülerle Sözcükler" 22.02.2001 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 60
KAYIN
Oldum olası akrabaların adlandırılması dikkatimi çekmiştir. Sizin de
dikkatinizi çekmiştir kuşkusuz. Dolayısı ile bu akraba adlandırmalarında
kullandığımız sözcüklerin sihri üzerine yazdığım öykülerimi sizinle
paylaşacağım.
Akraba ilişkileri ile ilgili o kadar çok adlandırma yapılmıştır ki, bazen hangi
ad neyin karşılığıdır diye kısa bir süre düşünerek yanıt verdiğim ya da
seslendiğim çok olmuştur.
Bir düşünün akraba adlarını. Sadece akraba adlarını sıralasak bu haftaki yazımız
için ayrılan yerin tamamını doldurmamız olanaklı. Ben yine de işin büyüklüğü
gözünüzde canlansın istediğim için bir paragraf akraba adlarını sıralamak
istiyorum.
Anne, büyükanne, nine, ece, baldız, elti, görümce, enişte, bacanak, kayınpeder,
kayınata, kayınbirader, enişte, dayı, hala, kayın, kardeş, kız kardeş, erkek
kardeş, ağabey, abla… Bunların bazıları aynı anlama gelse de, hiçbir dilde bu
derece ayrıntılı bir adlandırma olmadığı dilcilerimiz tarafından vurgulanan bir
gerçektir. Neyse ben size kayın sözcüğünü çözdüğümü sanmama neden olan öykümü
anlatmak istiyorum.
Evlendiğimizin üçüncü günüydü. Eşim Nurten'in ağabeyi kendisini eve gelen
arkadaşıma tanıtırken "Ben kendisinin kaynı oluyorum" dediğinde içimden "işte
bir sihirli sözcük daha" diye geçirdim. Kayın nereden süzülüp dilimize girmişti
acaba?
Bir ara şöyle düşünmedim dersem yalan olur; "kayın ağacı sağlam bir ağaç".
Herhalde kayın da sağlam demek. "O zaman kayınbirader de güvenilir sağlam kardeş
demek" gibi akıl yürütmelerim oldu ama açıkçası tatmin olmuyordum.
İngilizce'de bizim kayın karşılığı bir sözcük vardı. İngilizler "in law" son eki
kullanarak bizim kayın ile yaptığımız sözcükleri elde ediyorlardı. Örneğin,
bizim "kayınvalide" onlarda "mother in law" yani yasal anne
oluyordu. Kayına karşılık gelen ek onlarda yasal demekti.
Ben kayını beynimin bir köşesinde sürekli bir biçimde didikleyerek yaşarken
Kazakistanın eski başkenti Almaati'de ünlü şairleri Abay'ın adını verdikleri
caddeden yukarı doğru çıkarken sokakta et satan, bizim tükürük köftecisine
benzeyen ve şaşlık yazan kulübemsi yerin önündekilerden birinin işi bitince
satıcının sonrakini çağırmak için "kayın" dediğini duydum. Benim düşüncemdeki
kayın ile ilişkili olduğunu açıkça söylemek gerekirse ilk anda anlayamadım. İlk
anda bu sözcüğü ilerleyin anlamına kullandığını düşünmüştüm ama yanıldığımı çok
kısa bir süre sonra çevirmenimiz bana anlatacaktı. "Kayın" demek "sonra"
demekti .
İşin sırrı çözülmüştü. Biz kayın dediğimiz zaman asıl akrabalarımızdan değil
düğünden ya da evliliğin başlangıcından sonraki akrabalarımızdan söz
ediyorduk. Kayınbirader'de sonradan kardeş demekti. Ama sorularım
bitmiyordu görümce bu yapının tamamını yıkarak yeni bir ad olarak
dilimize nasıl girmişti.
Bir sonraki öyküde, sözcüğümüz "görümce" olacak.
Nezih Kuleyin
e-posta:
nezih@semor.com.tr
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|