| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 23.11.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 48

İçindekiler;

  • Konu: Mahir Kisses You
  • Konu: Romeo & Juliet
  • Oyun: Escape From Monkey Island
  • Film: The Cell - Hücre
  • Söz: Horace Mann

KONU: MAHIR KISSES YOU

Bundan yaklaşık bir sene önce Mahir'le tanıştık. Mahir bir anda internet camiasında popüler oldu ve bu sayede dünya tarafından tanındı. Bu konu üzerine netyorum'un ikinci sayısında 6/1/2000 tarihinde "Mahir'e Laf Yok" başlıklı bir yazı kaleme almıştım.

Bugün gelinen noktaya baktığımızda Mahir rüzgarı özellikle yurt dışında almış başını gidiyor. Mahir fan klüpleri çığ gibi büyümüş durumda. Mahir'in hayranları tarafından tasarlanmış yüzlerce internet sitesi var.

Mahir, dünyanın en büyük müzik şirketlerinden EMI ile bir anlaşma yaparak, single çıkarıyor. Mahir'in sayfasına göre 4 Aralık 2000, EMI'nin sayfasına göre 11 Aralık 2000'de single'ı piyasaya çıkıyor.

Mahir'in orijinal sayfası için;

http://members.nbci.com/_XOOM/primall/mahir/index.html 

EMI'nin Mahir için düzenlediği sayfa için; 

http://www.mahirkissesyou.com 

adreslerini kullanabilirsiniz. EMI'nin sayfasında Mahir'in klipi ve oyunu mevcut. Klip'ten dinlediğiniz şarkı tam Mahir'in tarzında. Herhalde kısa sürede listelerin üst sıralarına yerini alır.

Bunlara baktığınızda yurt dışı pazarın Mahir'i bir marka olarak görüp, değerlendirdiğini anlayabiliyorsunuz. Mahir'de bunun farkında.

Acaba Mahir işin başlangıcında bu konuyu bir proje olarak internet yatırım sermayesi şirketlerine götürse ne yanıt alırdı diye düşünüyorum. Sizce ne yanıt alırdı? Bana sorarsanız olumlu yanıt alamazdı. Çünkü bakarsanız, sitenin tanıtımı için billboard'lara, diğer internet sitelerine, gazetelere, televizyonlara reklam parası harcaması yok. Peki bu nasıl duyurulacak? Para harcamadan nasıl ortaya çıkacak? Mahir'in yöntemi ile.

Kimse kusura bakmasın ama ben buna yeni ekonomi derim.

Mahir, doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişi olmanın meyvalarını topluyor. Şunu da unutmamak gerek, uluslararası pazara hitap etmenin avantajına sahip.

Anımsayacaksınız; Mahir'den sonra pek çok kişisel sayfa haberi gördük. Hiçbirisi bu seviyeye erişemedi. Niçin diye düşünürseniz, yanıt kolay. Hepsi sadece Türkiye'ye yönelikti.

Mahir fenomenine eğilen internet yatırımcıları ilginç ipuçları bulacaklardır. Benden yazması. Önümüzdeki günlerde daha ne gibi sürprizlerle karşılaşacaksınız, netyorum.com'u izlemeye devam edin.

Tüm bunlardan sonra size bir bilgi daha. Ben sizin yerinizde olsam http://www.whokissme.com  adresini gözlem altında tutardım. "Mahir Kisses You"


KONU: ROMEO & JULIET

Shakespeare'ın ünlü eserinin adı nelere karıştı? Bugünleri görse herhalde canı çok sıkılırdı. Geçtiğimiz haftanın tehlikeli yazılımı yeni yıl kutlaması adındaki "navidad" idi. Bu hafta "Romeo ve Juliet" aramızda. Öyle gözüküyor ki yılbaşına kadar her hafta yeni ve ciddi bir saldırı ile karşı karşıya kalacak kişisel bilgisayar kullanıcıları.

Romeo&Juliet, Microsoft Internet Explorer, Outlook ve Outlook Express'in açıklarını kullanarak çalışıyor. Maalesef 5.5 sürümü de henüz bunu engelleyemiyor. Daha doğrusu bu worm'un bir türünü engelleyebiliyor ancak bir başka şekline karşı etkisiz kalıyor. Bu siz mesaja tıklamadan da aktif olabilen bir yazılım. Ön görünüm modunda dahi harekete geçip, sisteme zarar verebiliyor.

Korunmak için farklı yöntemler mevcut.

1. Microsoft'un internet sitesinden http://www.microsoft.com gerekli yamaları sisteminize indirip, yükleyebilirsiniz. Kesin çözüm olmadığını unutmayın.

2. Internet Explorer'da güvenlik ayarlarınızı "En Yüksek" seviyeye (Security settings "High") getirin. Bu bir şekilde koruma sağlayacaktır.

3. "Active Scripting" özelliğini kapayın. Bu durumda bazı elektronik mesajları görememe gibi bir sorununuz oluşabilir ama bir miktar koruma sağlayacaktır.

4. Anti virüs yazılımı kullanın. Bu tür bir yazılım kullansanız dahi mesajlar ekinde gelen dosyaları açmayın ya da açacaksanız çok dikkatli olun.

5. Son önerim ise görsel ve basılı yayın organlarını izleyin. Bu konularda yapılan uyarıları ciddiye alın. Özellikle, ".eml", ".nws" ve ".mhtml" uzantılarına sahip dosyalardan şüphelenin.

http://www.finjan.com adresinde ilginç bir yazılım var. Bu yazılım bilgisayarınıza erişen dosyaları önce karantinaya alıyor ve sistemden izole ederek, bir zarar verip vermediğini kontrol ediyor. Bunu yaparken olayı benzeşim yolu ile araştırıyor. Onun için bilinen bir virüs, worm, trojan olması gerekli değil. Sisteme zarar verip vermediğini doğrudan gelen dosyayı çalıştırarak test ediyor. Farklı bir yöntem. İşe yaradığını söyleyebilirim.

En azından bu sitede bilgisayarınızı kontrol etmenize yarayacak değişik test yazılımları mevcut. Ben bilgisayarımda anti virüs yazılımı kullanmama rağmen özellikle son sıralarda gündeme gelen bazı tehlikeli dosyaları yakalayamadım. Sisteme bir zarar gelmedi çünkü sadece bir simülasyon gerçekleşti. Ancak, gerçek bir saldırıya uğrasaydım sorun yaşayacağımı görebildim.

http://www.finjan.com/surfinguard adresinden ücretsiz olarak verilen "Surfinguard" yazılımını sisteminize kurarak korunmaya başlayabilirsiniz.


OYUN: ESCAPE FROM MONKEY ISLAND

LucasArts'tan dört gözle beklenen oyun pazarda. Beklediğimize de değmiş durumda. Eski dost, Guybrush Threepwood aramızda. Monkey Island serisinin dördüncüsünü oynamak için cd'yi bilgisayarınıza koyarak, oyunun yüklenmesi bittikten sonra çalıştırdığınızda kulağınıza aşina gelen müziği hemen duyuyorsunuz.

Bu macerada Threepwood sevgilisi Elaine Marley ile evlenmesine rağmen adalarındaki pek çok şeyi satın alan Avustralyalı bir adam ile mücadele etmek zorunda kalıyorlar.

LucasArts bu defa daha önce de "Grim Fandango" 'da denediği yöntemi uyguluyor ve iki boyutlu arka planların önüne üç boyutlu kahramanlarımızı yerleştiriyor. Bazı sahnelerde bu zorluk çıkarsa da genelde başarılı bir yöntem. Kullanıcıya daha rahat hareket olanağı sağlıyor.

Grafikler ve kahramanların hareketlendirilmeleri başarılı. Müzik için kimse olumsuz bir şey diyemez, seslendirme yine aynı oranda başarılı. Oyunda kullanılan metin gayet güzel, espriler yerlerinde kullanılmış. Zaten Monkey Island serisini kendine özgü bir güldürü anlayışı vardır. Bu yapıyı koruyorlar.

Standart herhangi bir bilgisayarda performans sorunu olmaksızın çalıştırabilirsiniz. Günümüzün bazı oyunları için eldeki avuçtaki tüm parayı yatırdığınız sistemlere ihtiyaç duymuyor.

Macera türü oyunlardan hoşlansanız da hoşlanmasanız da bu oyunu satın almanız bu türün devamı açısından önemli. Hep vurdulu kırdılı ya da stratejiye yönelik oyunların pazarı işgal ettiğinden yakınanlar için en güzel yanıt "Escape From Monkey Island". Edinin oynayın. Keyif alacaksınız.


FİLM: THE CELL - HÜCRE

Hiç size de olmuş mudur? Bazı filmleri izlemeye gidip, filmin çıkışında keşke bu filme değil de bir başka filme gitseydim diye düşündünüz mü? Bu film o tür filmlerden. Bir katilin fantezilerini seyretmek için ideal bir film.

Tarsem Singh'in yönettiği "The Cell - Hücre" filminin başrollerinde, Jennifer Lopez, Vince Vaughn, Vincent D'Onofrio, Marianne Jean-Baptiste, Jake Weber ve Dylan Baker yer alıyor.

The Cell, Singh'in yönettiği ilk film. Filmin senaryosunu Mark Protosevich hazırlamış.

Jennifer Lopez, Jennifer Lopez işte, şarkıcı. Vaughn'ı "Psycho", D'Onofrio'yu "Men In Black" ve "Malcolm X", Jean-Baptiste'i "Secrets & Lies", Weber'i "Dangerous Beauty", Baker'ı da "Happiness" filmlerinden anımsayabilirsiniz.

Seri cinayetler işleyen bir katilin yaşam öyküsü. Anne karnında iken gelişen bir oluşumdan ve ardından baba ile yaşanan sorunlardan dolayı kişilik bozulmasıyla birlikte yaşayan bir kişi. Kurbanlarını kırk saat süre ile bir hücrede tutarak, hücreyi su ile doldurarak boğulmalarını seyretmekte bu kişi. Cinayetlerin sayısı yediyi bulunca detektifler olayı çözmek üzere yola koyulur. Bu esnada zihinsel dalgalar konusunda araştırmalar yapan bir grup bilim adamı ile bir araya gelirler. Katilin son kaçırdığı kızın yerini bulmak için bu araştırmadaki doktorların yardımına başvurulur.

Bu filmin senaryosunu yazan kişiyi düşündüğünüz zaman bu kadar psikopat birisini beyaz perdeye aktarabilmek için inanılmaz bir hayal gücüne sahip olunması gerektiğini fark edeceksiniz.

Sadist birisini izlemek, işkence çekenleri görmek, cinsel arzuların değişik tatmin yollarını öğrenmek için birebir bir film. Ben seyretmenizi öneremem. Yine de yukarıda aktardığım bilgiler ışığında gidenler olacaktır.

Ben, "Hurlyburly - Senli Benli" filmine gitseydim keşke dedim.   


SÖZ: HORACE MANN

"Alışkanlık bir halata benzer. Biz her gün onu meydana getiren ince iplerden birini dokuruz ve sonunda onu bir daha koparamayız". Horace Mann (1796-1859) Amerikalı eğitimci.


M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
48. Sayı önceki yazı 48. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye