| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 19.10.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 43

İçindekiler;

  • Konu: ICANN'deki Gelişmeler
  • Konu: Yeni Bir Akım
  • Oyun: Metal Gear Solid
  • Müzik: Tango - "Band-O-Neon"
  • Kitap: Şemsi Efendi, Atatürk'ün İlk Öğretmeni - Azmi Koçak
  • Film: Me, Myself & Irene - Ben, Kendim Ve Sevgilim
  • Söz: Philippus Aureolus Paracelsus

KONU: ICANN'DEKİ GELİŞMELER

ICANN (The Internet Corporation for Assigned Names and Numbers) Türkçesi "İnternet Atanmış İsim ve Numaralar Kurumu" 'nu biliyorsunuz. Bu kurum etrafında bugünlerde iki konu dönüyor. İlki, geçtiğimiz hafta içerisinde sonuçlanan seçimler, ikincisi de, üst alan adları. İki konu hakkında elimize ulaşan bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Ele alacağımız ilk konu, seçilenler.

Geçtiğimiz hafta sonuçlanan seçimle ICANN yönetim kurulunda internet kullanıcılarının seçtiği beş kişi belirlendi. Seçim tamamen elektronik ortamda internet üzerinde yapıldı ve sonuçlar çok kısa sürede açıklandı. 19 kişiden oluşan yönetim kurulunun 5 üyesi bu metot ile belirleniyor. Bu kişiler seçimle göreve getiriliyorlar. Seçime kadar neler olduğuna dair bilgiyi benim daha önceki bir yazımda bulabilirsiniz.

Karl Auerbach "Kuzey Amerika", Andy Mueller-Maguhn "Avrupa", Masanobu Katoh "Asya", Nii Quaynor "Afrika" ve Ivan Moura Campos "Latin Amerika" 'yı temsil edecekler.

Burada iki kişi tüm internet camiasının dikkatini çekmekte. Karl Auerbach ve Andy Mueller-Maguhn.

Cisco'da çalışan Auerbach, seçimlerden önce ICANN'in başkanlığını yürüten Mike Roberts'a internet'teki kendi sitesinde yönelttiği eleştirilerden dolayı tanınıyor. Benzer şekilde Almanya'da "Chaos Computer Club" üyesi ve görevlisi Andy Mueller-Maguhn'da sert eleştiriler yöneltmiş durumda ICANN'in mevcut yapısına.

Auerbach, ICANN'i konsept olarak desteklediğini ancak mevcut yapılanmayı yeterli görmediğini ve gerekirse tamamiyle yeniden yapılanması gerektiğini söylüyor. Kendisi ayrıca IETF "Internet Engineering Task Force" 'un bir üyesi.

Maguhn'ın üyesi olduğu aktivist bir organizasyon olan "Chaos Computer Club" 1,600 üyeye sahip. Maguhn'un pek çok hükümet sitesinin hack edilmesi olayına karıştığı söylentisi yaygın. Maguhn'da ICANN'in şeffaf bir şekilde çalışması gerektiğini belirtiyor.

Şimdi neler olacağı merakla bekleniyor.

ICANN yönetiminin önündeki en önemli konu bizim de ikinci konumuz; üst alan adı uzantıları. Yeni üst alan adı uzantılarını belirleyecekler. Bu ne demek? Şu anda pek çoğumuzun bildiği gibi bir alan adı almak istediğinizde ".com", ".org", ".gov", ".edu" gibi uzantılara sahip olabiliyorsunuz. Ancak zaman içerisinde yine bilindiği gibi bu konuda çeşitli sıkıntılar yaşandı ve yaşanmakta. Pek çok firma veya ürün bu alan adını bir başkası aldığı için sahip olamadı. Bu konuda Türkiye'de yaşanan gelişmelere de daha önce yer vermiştik.

Bu tür sıkıntıları bir miktar azaltabilmek için yeni üst alan adı uzantıları oluşturulmasına karar verildi. ICANN bunun için firmaların, kurumların, kuruluşların müracaat etmesini talep etti. Bu müracaat için geri ödenmeyecek 50,000.- Amerikan Doları istendi. 47 kuruluş müracaat etti. Bunlardan ikisi ücreti ödemedi. Yaklaşık 2 Milyon Amerikan Doları'nın üzerinde bir gelir elde edildi. Hangi kuruluşların hangi adların dağıtımını üstlenmek istediklerini

http://www.icann.org/tlds/tld-applications-lodged-02oct00.htm 

adresinden öğrenebilirsiniz. Liste çok uzun olduğu için buraya tamamını alamıyoruz. Ancak hemen dikkat çekenler; ".biz", ".xxx", ".sex", ".kids", ".wap", ".nom", ".inc" gibi. Özellikle ".kids" ve ".sex" uzantısı üzerine geniş tartışmalar mevcut. Bu iki uzantı onaylandığında nasıl kullanılacağı ve/veya nasıl denetleneceği tartışılıyor. ICANN'in bir denetleme yetkisi olmadığı, onun için de bu uzantıyı kimlerin kullanacağına karışılamayacağı söyleniyor. Öyle görünüyor ki, burada internet etik kuralları devreye girecek ve kullanıcılar bu uzantıların ne türde kullanılacağını belirleyecek.

Bu sıralarda ".com" 'u yakalayabilecek uzantı olarak ".ws" görülüyor. "Web Space" anlamına gelen bu uzantıda bir alan adını http://www.webspace.ws adresinden alabilirsiniz. Buradaki ilginç nokta ise, bu firma geçtiğimiz günlerde bir bülten yayınlayarak, "Fortune 500" listesindeki firmaların .ws uzantılı alan adlarının sadece ilgili firmaya verileceğini duyurdu. Bunu belirli bir süre için yaptığını, bu süre içerisinde ilgili alan adı .ws uzantısı ile alınmadığı taktirde isteyenlere satacağını da ekledi.  


KONU: YENİ BİR AKIM

Bu sıralarda mobil telefon kullanıcıları arasında yeni bir akım var. Tahmin yapma akımı.Mobil telefonunuzu kapıyorsunuz. Çıkacak sanatçıyı tahmin etmeye çalışıyorsunuz.

Haberiniz vardır. Telefon işleticileri eğer mobil telefonunuz kapalıysa veya erişilemez durumda ise sanatçıların seslendirdiği mesajları arayan kişiye dinletiyorlar.

Buradaki oyun şöyle çalışıyor;

Arkadaşlar bir araya geldiklerinde bir tanesi mobil telefonunu kapatıyor. Diğerleri sıra ile kapalı olan numarayı arıyorlar. Ancak aramadan önce hangi sanatçının mesaj okuyacağını tahmin ediyorlar. Bilen ödülünü alıyor. Aniden yayılmaya başlamış bu oyun salgını bakalım ne kadar devam edecek?

Ödül ne mi? Ben nasıl bilebilirim?


OYUN: METAL GEAR SOLID

Bundan yaklaşık iki sene önce yurt dışında yaşayan bir arkadaşımla telefonla konuşurken sordum; "Bu sıralarda ne yapıyorsun?". Yanıt ilginçti; "İşi gücü bıraktık. Oyun oynuyoruz". Ne oynadıklarını sorduğumda, Sony Playstation için yayınlanmış "Metal Gear Solid" isimli oyunu oynadığını söylemişti. Bu üç ay süresince devam etti. Daha sonra ilk günlerdeki hızı azaldı ise de, popülerliğini yitirmedi. Genelde kişisel bilgisayar kullanarak oyun oynayanlar playstation oyunlarına pek eğilmezler. Ancak bu oyunla birlikte pek çok kişinin playstation'a bakışı değişti. Playstation'da şimdiye kadar geliştirilmiş en iyi oyunlar listesinin en üst sıralarında yerini aldı.

Bu oyun şimdi kişisel bilgisayarlar için uyarlandı ve piyasada. Üstelik orijinal olarak Türkiye'de de satılıyor. Gerçi oyunun ikincisi playstation2 için hazırlanıyor ve yakında pazara çıkacak ama olsun. PC'ciler bununla devam etmek zorunda.

Oyun "Konami" şirketi tarafından geliştirilmiş ve "Microsoft" tarafından dağıtımı üstlenilmiş. Playstation ortamından kişisel bilgisayar ortamına aktarılırken bazı iyileştirmeler yapılmış. Yine de grafik olarak günümüz teknolojisine uygun, son özelliklerin kullanıldığı oyunların gerisinde. Ancak oyunun atmosferi bunu kolayca anlamanızı engelliyor. 1024x768 çözünürlük destekleniyor. Bu da yeterli.

"Snake" adlı hükümet ajanını canlandıran karakteriniz ile verilen görevleri yerine getirmeye çalışacaksınız. Her önünüze çıkanı öldürmek gibi bir düşünceniz olmamalı. Görevi aldıktan sonra dikkatlice plan yaparak, adım adım sonuca varmalısınız.

Bölüm geçişlerindeki sinematik gösteriler çok iyi. Müzik ve ses efektlerini de unutmayalım. Oyunun etkisine katkıda bulunuyorlar. Oyun birinci şahıs gözünden oynanabildiği gibi üçüncü şahıs gözünden de oynanıyor. Onun için birinci şahıs gözünden oynanan oyunlarda hareket hastalığından dolayı rahatsızlık duyanlar için sorun yok. Üstelik üçüncü şahıs görüş açısının daha rahat olduğu da bir gerçek.

Oynanabilirlik olarak rahatça kontrollere alışabilirsiniz. Sürekli ateş etmek, bir yerleri yıkmak yerine, güvenlik kameraları ve görevlilerinden kaçmak, sessizce hareket etmek gibi davranışlarda bulunmak zorundasınız. Sonuçta oyunda ilerlemeniz strateji geliştirmenize bağlı.

Bilgisayar sürümünün playstation sürümüne bir başka avantajı daha var. O da playstation'da ayrıca satılan "VR Missions" eklentisinin de bu sürüme eklenmiş olması.

İki CD'de gelen bu oyunu eğer daha önce playstation'da oynamadıysanız ya da bir emülatör ile bilgisayarınızda görmediyseniz edinin. Çok keyif alacaksınız. Playstation sürümüne sahip olanlar ise bunun yerine playstation2 için çıkarılacak ikinci sürümü bekleyebilirler.   


MÜZİK: TANGO - "BAND-O-NEON"

Avusturya'lı bir tango topluluğu olan Band-O-Neon (Orquesta Tipica de Tango) 'un "Tango" isimli albümünden söz edeceğiz. Albüm Universal Müzik tarafından dağıtılıyor.

"Bandoneon" tango müziği yapılırken kullanılan, akordiyon'a benzeyen temel bir çalgı. Bu çalgı ile ilgili detaylara; http://laue.ethz.ch/cm/band/bandoneon.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Topluluğu Mart 2000'de Armada Otel'de yapılan "Tango Geceleri" 'nde tanıma fırsatı bulmuştuk. Ardından Pera Palas'ta albümlerinin tanıtımını yaptılar. Son olarak bugünlerde İstanbul'da tango severlerle buluşuyorlar.

Amaçlarını tangoları orijinal şekilleri ile yorumlamak olarak belirtiyorlar ve bunda başarı elde etmiş durumdalar. Tangoları modernize etmiyorlar. Avusturyalı bir "Otantik Tango Orkestrası" olmalarına rağmen 1925-1955 yılları arasındaki Türkçe tangoları da seslendiriyorlar. Albümde "Buenos Aires'den" "İstanbul'a" on üç eser yer alıyor. Tango'nun seçkin örneklerini dinleme fırsatı buluyorsunuz.

Tango severlerin ve müzikle yakından ilgilenenlerin kaçırmaması gerekir. Rahat dinlenen bir albüm.

Albümde yer alan eserlerden birisi olan "Özleyiş (Kemanımla Ona Bir Ses...)" şarkısının sözleri için tıklayın. 


KİTAP: ŞEMSİ EFENDİ, ATATÜRK'ÜN İLK ÖĞRETMENİ
- AZMİ KOÇAK

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Compex fuarında bir de "Tel-e-vizyon" isimli Telepati dergisinin öncülüğünde organize edilmiş bir fikir alışverişi toplantısı vardı. Bu toplantının devamında yapılan organizasyon çıkışında güzel bir kitap katılımcılara sunuldu.

Azmi Koçak'ın hazırladığı "Şemsi Efendi, Atatürk'ün İlk Öğretmeni" kitabı, Düşler Sokağı şirketi tarafından yayımlanmış ve az sayıda basılmış. Önümüzdeki günlerde yeni baskılarının yapılacağı belirtiliyor.

Kitap, adından da anlaşılacağı gibi, Atatürk'ün ilk öğretmeni Şemsi Efendi'nin yaşam öyküsünü aktarıyor. 1851'den 1917'ye uzanan bir dönemde neler yaşamış "Muallim Şemsi Efendi", bu kitapta bulacaksınız. Kitabın önsözünden bir cümle aktarmak istiyorum; "Atatürk'ün düşünce yapısının oluşumunda, Şemsi Efendi'nin çok ayrı bir yeri bulunduğu şüphesizdir".

Fotoğraflar ve belgelerle süslenmiş bu güzel çalışmayı kitap dünyasına kazandıranlara teşekkür ederim. Büyük bir keyifle okuyacağınız, bilmediklerinizi öğreneceğiniz bu kitabı herkese öneririm.


FİLM: ME, MYSELF & IRENE - BEN, KENDİM VE SEVGİLİM

Farrelly kardeşler olarak bilinen Bobby Farrelly ve Peter Farrelly'nin yönettiği filmin başrollerinde Jim Carrey ve Renee Zellweger yer alıyor.

Farrelly kardeşleri "There's Something About Marry" ve "Dumb & Dumber" isimli komedi filmlerinden anımsayacaksınız. Carrey'e gelince anımsamak kolay. "The Mask", "Liar Liar" ve "The Truman Show" hemen akla gelenler. Komşunun kızı görünümünde masum bir güzellik sergileyen Zellweger ise "Jerry Maguire" 'deki oyunu ile akıllarda kalmıştı.

Bir polis memuru olan Carrey, evlendikten bir süre sonra üç çocuğu kendisine bırakarak ayrılan eşinin ardından düzenli bir yaşam kurmaya başlar. Ancak bu sırada çifte kişilik rahatsızlığına yakalanır. Bir kişilik iyi kalpli, pısırık iken, diğeri tam aksine kaba, kötü kalplidir. Görevine devam ederken trafik suçundan arandığı belirlenen bir hanımı başka bir şehire götürmesi gerekir. Yolda Carrey'in çifte kişiliği devreye girince olaylar başlar ve birbirini takip eder. Bir iki sahne, özellikle Carrey'in iki kişiliğin birbiri ile kavga etmesini canlandırdığı sahne etkileyici.

Carrey, oyunculuk gücünü çok iyi kullanıyor. Özellikle mimiklerle farklı bir tipleme ortaya çıkarabiliyor. İzlerken güldüğünüz, bazı sahneleri çok abartılmış bulabileceğiniz, seyircinin ilgisini çekebilmek için seks gibi öğelerden de yararlanılmış bu film, önümüzdeki dönemde televizyonlarda gösterime girer. O zaman izlersiniz.  


SÖZ: PHILIPPUS AUREOLUS PARACELSUS

Philippus Aureolus Paracelsus (1493-1541) Alman-İsveç simyacı ve kimyagerinden bir alıntı.

"Hiç bir şey bilmeyen hiç bir şeyi sevmez.
Hiç bir şey yapmayan hiç bir şeyden anlamaz.
Hiç bir şeyden anlamayan kişi değersizdir.
Ama anlayan kişi hem sever, farkeder, hem de görür".

Bilgi ve sevginin birbirine ne kadar bağlı olduğunu aktaran güzel bir söz. Eğitimi geniş kitlelere yaygınlaştırarak, bilgiye verilecek değerin artışı ile birlikte sevgi dünyasının büyümesine yardımcı olalım.  


M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
43. Sayı önceki yazı 43. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye