| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 20.07.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 30

İçindekiler;

  • Konu: ICANN'e Üye Olun
  • Konu: Fotoğraf Çerçevesi
  • Müzik: Elbette - Candan Erçetin
  • Oyun: Deus Ex
  • Film: For Love of The Game
  • Kitap: Kırmızı Işıkta Son Tango - Cengiz Hortoğlu
  • Söz: Mevlana

KONU: ICANN'E ÜYE OLUN

ICANN 'in ne olduğunu herhalde biliyorsunuz. ICANN (The Internet Corporation for Assigned Names and Numbers) Türkçesi "İnternet Atanmış İsim ve Numaralar Kurumu"

Geçtiğimiz seneye kadar internet platformunda alan isimleri Network Solutions şirketinin kontrolünde Amerikan hükümetinin denetiminde idi. Geçtiğimiz sene Amerikan hükümeti artık bu işle ben ilgilenmek istemiyorum, kendinizde bir organizasyon kurarak, işin yürütülmesini üstlenin dedi ve adına ICANN denilen kurum ortaya çıktı.

Bu organizasyon tüm dünyadaki internet kullanıcılarının ortaklaşa aldığı kararlar doğrultusunda uzlaşma metodu ile çalışma prensiplerini belirliyor. Yönetim kurulunda kullanıcılarda temsil edilecekler. Özellikle kıtalar arasında büyük çekişme var. Avrupa Birliği ülkeleri işi çok ciddiye alıyorlar. Ancak son istatistiklere göre Japonlar bütün ağırlıklarını buraya vermiş durumdalar. Gerçi bunda şu sıralarda devam eden her sene düzenlenen INET toplantısının Japonya'da yapılıyor olmasının da etkisi var.

Her neyse, ICANN "Membership Implementation Task Force" 'un "Middle East & North Africa" grubunda Türkiye'den iki kişi yer alıyor. Beş kişiden oluşan grupta ben (Sinan Oymacı) ve Ali Kia yer alıyor. Ben, ayrıca grup başkanlığı görevini yürütüyorum. İnternet'in yeniden yapılandırılması çalışmalarında aktif rol alacak grupta yer almak sevindirici.

Burada yer almak size ne sağlayacak? İleride internet'teki alan adları niye böyle diye şikayet etmeyeceksiniz. Sizde bu düşünce üretiminin içinde yer alacaksınız. Beni kim dinler diye düşünmeyin. Yurtdışı bir organizasyondan konuşuyoruz ve herşey son derece şeffaf herkese açık bir platformda yürütülüyor. En azından sizin söylediğiniz fikirler gerçekleşmese bile ben söylemiştim deme şansınız olur.

At-large grubuna gelirsek, herkes buraya üye olabilir. Bazı önemli tarihler şu şekilde;

1) 31.Temmuz'a kadar müracat edebiliyorsunuz. Hiçbir ücrete tabi değil. Sadece siteye gidip bir form dolduruyorsunuz. Bir süre sonra size posta ile bir numara gönderiyorlar.
2) 1-31.Ağustos arasında kendinizi yönetim kuruluna aday gösterebilirsiniz.
3) 1-30.Eylül arası adaylar kampanya çalışmaları yapacak.
4) Oylama tarihleri 1-10.Ekim arası.

18.7.2000 11:40 EST itibarı ile toplam üye sayısı 52661.

Türkiye'den üye sayısı 75 kişi. Bunların %50'si 20-29 yaş grubunda.

Japonya 20,000 üye ile birinci, Amerika 12,000 üye ile ikinci, Almanya 8,000 üye ile üçüncü sırada.

http://members.icann.org adresine gidip, müracaat edin. İnternet'in önümüzdeki tarihlerdeki yapılanmasında sizin bir katkınız olsun. Bir oy, bir oy'dur. Bir oy'dan ne olur diye düşünmeyin. Çok kıymetli.

İnternet'in kimin olduğuna karar verme çabalarına katkıda bulunmayacaksanız, başkaları sizin adınıza bunu yapacak ve sizler ve bizler bunlara uymak zorunda kalacağız. Hiç olmazsa bu konuda aktif olun. Bu bilgiyi tanıdıklarınıza iletin, kampanyaya katılın. Türkiye'nin sesini duyuralım.

Zaman çok kısa. 31.Temmuz'da üyelik müracaatları bitiyor. Son günler yaklaştığı için talep aşırı arttığından sayfalar inanılmaz yavaş. Biraz sabırlı olmanız gerekiyor.


KONU: FOTOĞRAF ÇERÇEVESİ

İnternet bağlantılı fotoğraf çerçevesi. İşte ben buna yaratıcı fikir derim.

Bu tür fikirleri ortaya çıkaranların hayal güçlerinin yanında ortaya ürünü koymaları sonucunda başarı geliyor.

Ürün çok ilginç. Gerçi şu anda sadece Amerika'da çalışan bir cihaz. Ancak önümüzdeki dönemde aldığı tepkilere göre dünyanın diğer bölgelerinde de dağıtımı yapılabilir. Bunu için ürünün alt yapısında değişiklik yapılması ve yerel bağlantı noktaları gerekiyor.

Kısaca, ürün bir fotoğraf çerçevesi. Ancak özelliği, bu çerçevede görmek istediğiniz fotoğrafları internet üzerinde firmanın sisteminde saklıyorsunuz. Çerçeveyi bir telefon hattına bağlayıp, gerekli ayarları yaptıktan sonra, çerçevede istediğiniz fotoğraf görüntüleniyor. Sistem öyle ayarlanmış ki, dilerseniz sizin vereceğiniz filtrelere uygun olarak sizin dışınızda kişilerin sisteme gönderdiği resimlerde görüntülenebiliyor. Düşünebiliyor musunuz, çalışma masanızda ve salonunuzda her yarım saatte bir görüntüsü değişen bir fotoğraf çerçevesi. Üstelik fotoğraf seçimini sisteme bıraktıysanız, sürekli farklı bir resim.

Adresi; http://www.ceiva.com .

Artık bu ürün ile ilgili haberleri önümüzdeki günlerde bizim diğer yayın organlarında okursunuz. Ama ilk önce nereden haber aldığınızı unutmayın. - netyorum.com


MÜZİK: ELBETTE - CANDAN ERÇETİN

Çok uzun bir süredir sözlerinden bu kadar etkilendiğim bir şarkı içeren çalışma dinlememiştim. Candan Erçetin'in "Elbette" isimli şarkısının yer aldığı "Elbette" albümü Topkapı Müzik tarafından pazarda.

Erçetin bu albümündeki eserleri ile son dönemlerin en güzel çalışmasına imza atmış durumda. Bu senenin hit çalışmalarından. "Elbette" şarkısının sözlerini bu haftanın dostluk köşesinde bulabilirsiniz. Buradan erişmek isteyenler tıklayın.

Albümde yer alan eserlerin büyük bir bölümünün sözleri Candan Erçetin'e ait. Her şarkı kendi başına bir değer ifade ediyor.

Bu yaz rahatlıkla, tekrar tekrar dinleyebileceğiniz bir albüm. Edinin. Özellikle "Elbette" şarkısının sözlerinde yatan düşüncelere dikkat.


OYUN: DEUS EX

Yılın oyunu olmaya ilk aday. "Unreal" alt yapısı kullanılarak geliştirilen "Deus Ex", birinci şahıs bakış açısından oynanan bir strateji, savaş, taktik geliştirme, yardımlaşma oyunu.

Grafikler eğer iyi bir donanımınız varsa çok iyi. Ancak sistem açısından şanslı değilseniz performans sizi üzecektir. Müzik, diyalog ve efektler güzel. Oyunun atmosferini tamamlıyor.

Oyunun en güzel tarafı ise hiçbir sorunun bir tane çözüm yolunun olmayışı. Böylece herkes kendisine göre farklı bir tarz seçebiliyor. Örneğin başlangıçtaki eğitim bölümlerinde askerlere görünmeden bir kapıya gitmeniz gerekiyor. Burada askerlerin arkasından sürünerek gidip, son anda koşarak kapıya gidebildiğiniz gibi, gölgelerde saklanarak, kimi zaman askerleri şaşırtmak için farklı yönlere çeşitli cisimler atıp, dikkatlerini oralara çekip, ilerleyerek, kapıya ulaşmanızda olası. Ayrıca oyunda ilerledikçe yetenekleriniz gelişiyor. Böylece daha önce beceremediğiniz konularda da çalışmaya başlayabiliyorsunuz. Bu açıdan baktığınızda bir tür RPG 'de denebilir.

Oyun içerdiği şiddet öğeleri yüzünden 17 yaş ve üzeri kişilere uygun. Buna bizde ne kadar uyuluyor, tartışılır.

Unreal alt yapısının bir dezavantajı var. O da, bu alt yapı 3dfx Glide için optimize edilmişti. Onun için D3D 'de performans sorunları yaşamanız olası. Ancak, geçtiğimiz hafta "Unreal" pazara sunulalı iki seneden fazla olmasına rağmen, şirket son defa oyunu iyileştiren bir yama çıkardı.

Son kullanıcıya verilen bu değer inanılmaz. Düşünün ki, "Unreal" 'ı yaklaşık iki sene önce pazara sunmuşlar. Yılın oyunu ödüllerini almışlar ve çok fazla satmışlar. Ardından geçtiğimiz aylarda devam niteliğinde "Unreal Tournament" tamamen yeni bir alt yapı geliştirilerek pazara verilmiş ve çok kullanıcı platformlarda Quake III 'mü, Unreal Tournament 'mi tartışmalarına neden olmuş. Bu durumda üretici firmanın Unreal 'ı artık desteklemeyeceğini düşünenler bulunurken, bir anda firma kaç sene öncesinin oyununu daha iyi performans ile çalıştırmanızı sağlayacak yamayı hazırlamış. Buna ancak şapka çıkarılır. Bu felsefeden etkilenmesi gereken çok üretici firma var.

Tek cd'lik bu oyunu bu türün meraklılarının kaçırmaması gerekiyor.


FİLM: FOR LOVE OF THE GAME
- AŞK OYUNU

Sam Raimi'nin yönettiği "For Love of The Game - Aşk Oyunu" filminin başrollerinde, Kevin Costner ve Kelly Preston yer alıyor.

Raimi'yi "Army of Darkness" ve bir korku filmi klasiği olan "Evil Dead" 'den anımsayacağız. Costner için ne diyebiliriz ki, "Dances With Wolves - Kurtlarla Dans" ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film Oscar ödülü ve oynadığı "Bodyguard" filmi ancak bunların yanında "The Postman" ve "Waterworld". Preston'a gelirsek, "From Dusk Till Dawn" ve "Addicted To Love" 'dan anımsarız.

Film, Michael Shaara'nın romanından Dana Stevens tarafından beyaz perdeye uyarlanmış. Stevens bundan önce "City Of Angels" 'ın aktarımında yer almıştı.

Costner'ın bir beyzbol oyuncusunu canlandırdığı film, kişilerin iş yaşamları, idealleri uğruna neleri feda edebileceğini gözler önüne seriyor. Sonunda sanki bütün bunlara değer miydi sorusunu düşündürüyor. Eğer sonunda o noktaya erişebiliyorsanız, bence değer. Yok erişemeyeceğiniz konusunda en ufak bir düşünceye sahipseniz hiç uğraşmayın. Herşeyi oluruna bırakıp, yaşamaya bakın. Akıntı sizi nereye sürüklüyorsa, sürüklenip gidin.

Bu tür filmler hırs, başarı arzusu, inanç, takım oyunu ve zirveye ulaşma duygularını aktarıyor. Tüm bunların yanına aşk veya sevgi, paylaşma, yüksek tempolu bir yaşam, büyük bir başarı ile tarihe geçme eklenince ortaya keyifli bir yapıt çıkıyor.

Keyifle, sıkılmadan izleyebileceğiniz bir film.

Bu filmi bir de hala devam eden indirimden yararlanarak Emek sinemasında seyretmek bir ayrıcalık. Evet, yanlış okumadınız. İstanbul Beyoğlu Emek sineması yeni dekoru ile hizmete başladığında uygulamaya koyduğu indirimli fiyata devam ediyor. Kaçırmayın.


KİTAP: KIRMIZI IŞIKTA SON TANGO
- CENGİZ HORTOĞLU

Yaklaşık birbuçuk sene önce bir toplantıda konuşurken Türkiye'deki trafik sorunu üzerine Sayın Tınaz Titiz bir kitaptan söz etmişti. O zaman bir kenara not aldığım bu kitabı geçtiğimiz günlerde temin ettim ve çok etkilendim.

Kitabı adı "Kırmızı Işıkta Son Tango". Yazarı, avukat Cengiz Hortoğlu. Kitap Çınar Yayınları tarafından basılmış Kitapçılarda bulmanız çok kolay değil. Ancak temin etmek için uğraşın. Aldığınıza değecek. Etkilenecek ve trafik sorununun nerelerden başladığını görecek, aydınlanacaksınız.

Kitabın son sözünü aktarmak istiyorum;

"Sizin trafik kazalarıyla ilgili olarka doğrudan hiçbir sorununuz olmayabilir.

Evden hiç çıkmıyor, trafiğin acılarını hiç yaşamıyor olabilirsiniz.

Ya da bu acıları yaşayıp "Nasıl olsa hiç bir şeyi değiştiremem" diye de düşünüyor olabilirsiniz.

Ne güzel yaşayıp giderken ya da "vur patlasın çal oynasın" eğlenirken bu sorunları görmek, anımsamak istemeyebilirsiniz.

Ya da "nasıl olsa birileri uğraşıyor bana mı kaldı?" da diyebilirsiniz.

Ama hiç tanımadığınız küçük bir çocuk bir gün karşınıza çıkar; o bir trafik kazası kurbanıdır. Annesini kaybetmiştir veya bir kolunu ya da bacağını... Başını yukarı kaldırır, kocaman gözleriyle size bakar. "Neden?" derse umarım verecek bir yanıtınız vardır. Eğer yoksa o gözler sizi ta yüreğinizden öyle vurur ki, okyanusun en derinlerinde yediğiniz vurgun hiç kalır".

İşte böyle. Bu konuya birey olarak hepimizin sahip çıkması gerekiyor. Sayın Cengiz Hortoğlu birbuçuk sene önce böyle bir yola çıkmış. Geçtiğimiz aylarda Sayın Boray Uras İstanbul'dan Ankara'ya yürüyerek, dikkatleri bu konuya toplamaya çalıştı.

Haydi, sizlerde katılın. Elinizden ne geliyorsa katkıda bulunun. "Nasıl olsa hiç bir şeyi değiştiremem" diye düşünmeyin. El ele verilirse altından kalkılamayacak sorun yok. En azından; "Canım, bir kadehten bir şey olmaz. Haydi şerefe" demeyin.


SÖZ: MEVLANA

Mevlana'dan bir söz aktaracağım; "Öyle adamlar gördüm üstünde elbisesi yok. Öyle elbiseler gördüm içinde adam yok".

Tam bu günleri yansıtıyor diyebileceğimiz gibi o günlerden bugünlere hiç değişiklik olmamış da diyebiliriz. 


M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
30. Sayı önceki yazı 30. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye