| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Öykülerle Sözcükler" 14.09.2000 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 38

netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


TABURCU NİNELER ve EREĞLİ

Çocukluğum, "insanı şair yapar" denilen bir kasabada geçti. Batı Karadenizin sonradan nedense adı "osmanlı çileği" olan kokulu çilek tarlaları ile bilinen Karadeniz Ereğli'de büyüdüm. O tarlaların kenarlarından yürüyerek ilkokula gitmenin özlemini hala burnumda hissederim.

İlkokul ikinci sınıftan üçe geçtiğimiz yaz tatilinin her nedense denize girilemeyecek kadar rüzgarlı bir gününde annemin hastahanede fıtık ameliyatı olmuş arkadaşını ziyarete gittiğimizde doktorun ikimizin yüzüne bakarak gayet ciddi bir anlatımla "Zahide hanım taburcu oldu" sözlerini işitince kendimi tutamadım.

-Ne oldu ?

-Taburcu

Bu sözcük yaşamımın bundan sonra söz tabanlı olarak sürmesine neden olan sihirli sözcüktü.

Yüzyıllar boyu yaralanan askerlerin taşındığı hastahanelerden iyileştikten sonra gidebilecekleri tek bir yer vardı, "tabur". İyileşemediklerinde ise gidebilecekleri yerde tekti; doğallıkla o da "mezar". Mezara gitmeyen bir asker için gidebileceği tek yer olan tabura geri dönmekten başka şans yoktu ve bu sözcük iyileşen her hasta için tekrar tekrar kullanılmaya başlandı ve kullanılmaya devam ediyor.

"Ayşe hanım doğum yapıp hastahaneden taburcu oldu", "Fatma nine katarakt ameliyatından sonra taburcu".

Taburcu sözcüğünün arkasındaki gerçeği bulduktan sonra çocukluğumda dünyam değişti. Artık her sözcüğü sorgulamaya başlamıştım. Her sözcük benim için bir hazineydi ve arkasındaki gerçeği öğrenmek için can atıyordum.

Bir başka olgunun farkına vardım. Türk halkı anlamını bilmediği her sözcüğü yakıştırarak açıklıyordu. Bu gerçek bana halkımızın anlambilime büyük bir katkı verme savaşımında olduğunu gösterdi.

Kütahya'dan Karadeniz Ereğli'sine geldiğimizin üçüncü yılı benim taburcu sözcüğünün sırrını keşfetmemin birinci yıldönümüydü ve ben Ereğli'nin ne demek olduğunu merak ediyordum.

Aklımca en eski kabul ettiğim Karadeniz Ereğlililerden başlayarak, bu soruyu önüme gelene sormaya başladım. Herkes önceleri "başka işin yokmu" gibisinden iç sorgulama ve yanıtlama işlemini tamamladıktan sonra bana Ereğli adının buralardaki arazilerin tamamına sahip olan eli eğri birisinden kaynaklandığını açıklıyorlardı. Ben de, Marmara'da ve Konya'da da Ereğli olduğunu atlasta görmüş birisi olarak, elieğri insanların nasıl olupta bu kadar araziyi satın almış olabileceklerini babama da soruyor ve bir türlü yanıt alamıyordum. Zamanla birşey farkettim ki; Ereğlililer bu eli eğri olayına o kadar inanmışlardı ki, nerelisin diye soranlara "eleğri" gibi bir yanıt veriyorlardı.

Sonra gerçeği öğrendim.

Ereğli Demir Çelik Fabrikalarının stok kontrol amirliğinde çalışan bir Necmi amca vardı ve o bana birgün "Gel sana işin gerçeğini anlatayım. Babanı sıkıştırıp durma" diyerek, "Ereğli demek Herkül demektir" dedi .

Herkül yani Heraklit, mitolojinin güç sembolü, anadolunun her köşesinde adına şehirler kurulmuş olan Herkül, bu şehirlerdeki adını, eli eğri isimsizlerden koruyamamıştı. Yöre halkı yöresini isimsiz elieğrilere teslim etmeyi binlerce yıllık tarihi akılda tutmaktan daha kolay olduğu için mi kabul etmişti, yoksa kendisine hiç anlatan bulunmadığı için mi bilinmez. Belki de mitolojinin zenginliğini yok eden tek tanrılı din kültürünün yaygınlaşmasının bir sonucuydu bu.

Bana geri dönersek taburcu'yu keşfeden ben Necmi amcadan Herkülün kentinde yaşadığımı öğrenince birden sözcüklerin sihirli olduğuna karar verdim.

Her sözcük aslında büyük derin bir dünyadan gelip keşfedilmeyi bekliyordu. 

Nezih Kuleyin
elektronik posta: nezih@semor.com.tr


Yorum Ekle Yorumları Listele
38. Sayı önceki yazı 38. Sayı sonraki yazı
  Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye