| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 13.07.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 29

İçindekiler;

  • Konu: Futbol
  • Konu: Borsa'da İlkler
  • Mekan: Süleyman Nazif
  • Oyun: Diablo II
  • Film: Loss of Sexual Innocence
  • Kitap: Thencere Ghottin Khara - Erkal Zenger
  • Söz: Mustafa Kemal Atatürk

KONU: FUTBOL

Transferler bütün hızı ile sürüyor. Bu sene takımların yaptıkları transferlere şöyle bir göz attığınızda iyi paralar harcadıklarını, kadrolarını yetenekli isimlerle zenginleştirdiklerini fark edeceksiniz. Bu paraların nasıl bulunup, harcandığını, nasıl yerine konacağını hiç merak etmeyin. Bir yolunu buluyorlar.

Avrupa Kupasında çeyrek finale kadar geldik, Galatasaray ilk defa UEFA kupasını kazandı. Bunlar olumlu gelişmeler.

Ancak uzun bir süre önce Sayın Tınaz Titiz'den dinlediğim bir anektodu da anımsamadan geçemiyorum.

Futbol takımımızın Almanya ile oynadığı bir milli maçta, takımımız yenildikten sonra yapılan basın toplantısında Alman milli takımının teknik direktörüne soruyorlar; "Türkiye milli takımını nasıl buldunuz?"

Teknik direktör yanıtlıyor; "İyi oynadılar".

Muhabirler üsteliyor; "Doğruyu söyleyin".

Gelen yanıt; "Bu işe bu kadar meraklı ancak bu kadar kötü yapabilen başka bir topluluk görmedim".

Şimdi, aktarılan bu olay geçmişte geçerli olsa da, en azından futbol açısından son dönemi pek yansıtmıyor gibi. Ancak, futbol yerine başka terimleri koyup, anektodu tekrar edin. O zaman pek çok konuda bu olayın ne kadar gerçekçi olduğunu fark edeceksiniz.


KONU: BORSA'DA İLKLER

Galiba bilgi teknolojileri uzun süredir hak ettiği yeri alamamasına rağmen önümüzdeki günlerde durum farklı olacak. Bunun ilk belirtilerini kanımca iki firmanın borsaya açılmaları ile yaşamaya başladık.

İlki, Logo Business Solutions 'ın (LBS) İstanbul Menkul Kıymetler Borsasına kote olması. İkincisi ise Turkcell 'in New York Stock Exchange ile İMKB 'ye kote olması. Her ikisi de bilişim teknolojileri sektöründe yer alanlar için ileriye ümitle bakılmasını sağlayacak gelişmeler.

LBS'nin hisseleri 24.Nisan.2000 'de satışa sunuldu, 8.Mayıs.2000'de işlem görmeye başladı ve büyük ilgi aldı. İzleyebildiğimiz kadarı ile de şimdilik gayet iyi gidiyorlar. Yatırımcıları memnun ediyorlar. Bir yazılım firmasının İMKB 'de işlem görmesi hep gündeme getirdiğimiz yazılım sektörü konusuna da bir cevap. Önümüzdeki günlerin getireceği gelişmeleri izlemekte yarar var. (Halka açılma aşamasında yapılan tanıtım toplantısından haberimiz olmamıştı ancak medyadan yeterli bilgiyi toplamak olası).

Turkcell ise New York borsasına kote olan ilk Türk şirketi. Bu büyük bir aşama. Herşeyin şeffaf olduğu, dünyadaki yatırımcıların Türkiye ismini çok sık duyacakları, gelişmeleri yakından takip ederek, kararlarını gözden geçirecekleri bir durum.

Turkcell aynı zamanda İMKB 'de de işlem görmeye başladı. Öyle tahmin ediyorum ki, NYSE 'deki Turkcell hisselerinin konumunu izleyerek, ekonominin gidişi doğrultusunda yorumlar yapmak çok yanlış olmayacak. Belirtilen piyasa değeri 18 Milyar Amerikan Doları. Bu, telekomünikasyon şirketlerinin önümüzdeki dönemin en verimli şirketleri olacağının da bir göstergesi.

Türk ekonomisi için hayırlı olmasını dilerim. Emeği geçen herkesi kutlarım.


MEKAN: SÜLEYMAN NAZİF

Bu haftadan itibaren yeni bir köşeye başlıyoruz. Burada çeşitli mekanlardan söze edeceğiz. İlk hafta izlenimlerimiz Süleyman Nazif 'ten.

Süleyman Nazif, İstanbul Yeniköy 'de sahilde yer alıyor. Yeniköy motor iskelesinin yanında. Oturduğunuz yerden Yeniköy Beykoz arasında çalışan motorları izleyebiliyorsunuz.

Modern bir mekan. Renkler uyum içerisinde. Hem bar hem restoran olarak hizmet veriyorlar. Servis çok iyi, herşey aksamadan yapılıyor. Otopark sorunu kapıdaki görevliler aracılığı ile çözümlenmiş.

Müzik, günümüzün popüler yabancı şarkılarından seçilen eserlerden oluşuyor. Çok yüksek bir ses olmadığı için sohbet etme olanağından mahrum kalmıyorsunuz. Bu şekilde zamanın nasıl geçtiğini de anlamıyorsunuz.

Yemeklere gelirsek tek kelime ile mükemmel. Bunda, Süleyman Nazif 'teki mutfak operasyonundan sorumlu Ömer Uras 'ın payı büyük. Sayın Uras reçetesini sadece kendisinin bildiği sosları kullanarak, çeşitli mutfakların seçkin örneklerini müşterilerin beğenisine sunuyor. Benim önerim; fırınlanmış sebze ile başlangıç, en sonunda da kapanışı meyve fondü ile yapın. Ancak diğer yemeklerde gayet güzel.

Rezervasyon yapmadan gittiğiniz takdirde yer bulamama sorununuz olacaktır. Bazı geceler tamamen belirli toplantılar için kapatılabiliyor.

Fiyatlarda İstanbul ölçülerine göre makul. Çok rahat gidebilirsiniz.


OYUN: DIABLO II

Yaklaşık üç buçuk sene pazara verildiğinde bilgisayar kullanıcılarının büyük bir bölümü sabahlara kadar Diablo için harcamışlardı. Şimdi sırada Diablo II var. Geçmişin başarılı oyunu yeni şekli ile oyun severlerin ne kadar beğenisini kazanacak? Bu soruya yanıt vermek kolay. Çünkü o kadar uzun bir süredir bekleniyordu ki, piyasaya sunulduğu andan itibaren büyük bir taleple karşılaştı.

Oyunu hem tek kullanıcılı, hem de çok kullanıcılı olarak oynayabiliyorsunuz. İlkinden farklı olarak bu defa oyunun içerisinde daha fazla diyalog mevcut. Beş farklı sınıftan karakterinizi oluşturarak oyun oynuyorsunuz. Ayrıca 3 kategoride 10 farklı nitelik olmak üzere 30 özelliğe sahip olabiliyorsunuz.

Oyunun türü RPG. Ancak son kullanıcıya biraz daha yatkın olması açısından kolaylaştırılmış. İşin içine macera ve hareket eklenmiş. Bu da değişik bir tat almanızı sağlıyor. Oyunda bilgisayarın kontrol ettiği karakterlerde yer alıyor. Çeşitli konularda yardımlaşıyorsunuz.

Grafikler günümüzün eğilimlerinin aksine maksimum 640x480 çözünürlükte. Yine de gayet güzel duruyorlar. Rahatsız edici aksi bir etkisi yok. Müzikler ve bölüm aralarındaki canlandırmalar güzel.

Zorluk derecesi normal. Bu tür oyunlara yeni başlayanları sıkmayacak, ancak bunun yanında ustaları da istedikleri taktirde zorlayacak bir mekanizmaya sahip. Eğer temin edebiliyorsanız, 3 CD'lik bu oyunu edinin. Zevkle oynayacaksınız.


FİLM: THE LOSS OF SEXUAL INNOCENCE
- CİNSEL MASUMİYETİN KAYBOLUŞU

Mike Figgis'in yazıp, yönettiği, başrollerinde Julian Sands, Saffron Burrows, Stefano Dionisi ve Kelly MacDonald'ın yer aldığı bir film, "The Loss of Sexual Innocence - Cinsel Masumiyetin Kayboluşu"

Figgis'i 1996'da Oscarlarında aday olduğu "Leaving Las Vegas" 'tan anımsayacaksınız.

Filmin kategorisini iki kelime ile ifade edebiliriz, sanat filmi. Bu ne demek? Her sinema izleyicisi bu filmden yeterli zevki almayacak, bu filmin niçin çevrildiğini, ne anlatmak istediğini, amacını anlamayacak, takip ederken zorlanacak demek.

Kaçamak bir bakış, gözle çaktırmadan takip, beğeninin ifade edilmesi, arzuların öne çıkması filmde izleyicilere sunulan kısa kısa kareler. Film, içinde birbirinden bağımsız gibi görünen ancak filmi birden fazla izlediğinizde aralarında bağlantı kurabileceğiniz üç farklı öyküden oluşuyor. Filmde yer alan bazı sahneler pek çok izleyiciyi açıklık derecesi olarak rahatsız edecek türden. Ancak bu cümleye bakarak tamamen erotik bir film seyredeceğinizi düşünmeyin.

Sinema sanatı ile yakından ilgilenenlerinin muhakkak izleyecekleri türden bir film. Her günkü izleyici için ise zaman kaybı gibi görünebilir.


KİTAP: THENCERE GHOTTIN KHARA
- ERKAL ZENGER

Kitabın adına bakar mısınız? "Thencere Ghottin Kara" anlamı "Büyük Reis Herşeyi Bilir - Afrika Atasözü".

Kitabın yazarı Erkal Zenger, çok uzun seneler siyasetçilerle çalışmış, politikanın içinde yer almış, hemen hemen her yerde toplantılarda ses düzenlerini kurmuş kişi, bir seslendirme uzmanı. Bu kitapta Sayın Zenger'in siyasi anıları yer alıyor. Yakın dönemin siyasilerini, politikacılarını Zenger'in ağzından dinlemek, kaleminden okumak çok keyifli.

Ben genelde bu tür kitaplardan çok kısa bir iki alıntı yaparak, sizlere aktarırdım. Ancak bu kitap için bu olası değil. Aktarılacak o kadar fazla olay var ki, hangisini yayınlasanız diğerlerine ayıp olacak. İyisi mi, siz kitabı alın ve okuyun. Bu yaz sıcaklarında gülümsemenizi, düşünmenizi, siyasilerin aklındakileri görmenizi sağlayacak güzel bir kitap.

Kitap, 21. Yüzyıl yayınları tarafından pazara sunulmuş durumda. Öyle tahmin ediyorum ki, bu yaz sezonunun iyi satan kitaplarından birisi olmaya aday. Hem bir fıkra hem de yakın tarih siyaset anıları kitabı. Okurken kendi kendinize güldüğünüzde etrafınızdakilerin bakışları ile karşılaşabilirsiniz.


SÖZ: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

"Biz, cahil dediğimiz vakit, mutlaka okulda okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmemektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikati gören hakiki alimler çıkar". Mustafa Kemal Atatürk.

Kim üstüne almak istiyorsa alabilir. 


M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
29. Sayı önceki yazı 29. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye