"Yansımalar" 27.04.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 18

BİLİŞİM ÖDÜLLERİ

Her sene düzenlenen bir törenle sahiplerini bulan "İnterpro Bilişim Ödülleri" kapsamı değiştirilerek bu sene de verildi. Törenden sonra aklımda kalanları şöyle kısaca özetlemek istiyorum.

Herşeyden önce güzel düşünülmüş, düzeyli bir organizasyondu. Bunun için emeği geçenlere teşekkür ederim. Sektörün sesinin duyurulması, çalışanların teşvik edilmesi için bu tür organizasyonlara ihtiyaç var. Gönül ister ki buna benzer bir etkinlik sektör dernekleri tarafından da gerçekleştirilsin. Ancak öyle görünüyor ki; "İnterpro" sektörün derneği konumunu da üstlenmiş durumda.

Hangi projelerin ödül aldığını muhtelif basın yayın organlarından nasıl olsa öğrenirsiniz. Burada önemli olan projelerin ödüllendirilmesi, ürünlerin değil. Tursoft'un daha önce yaptığı araştırmalara göre proje, hizmet ve danışmanlık ihraç etme şansımız yüksek, ürün bazında şansımız azdı. Bu da gösteriyor ki o dönem yapılan araştırmalar doğru. Yurt dışı şansımız ürün bazında, proje ve hizmetlere göre daha az.

Peki proje kapsamında hiç bir ürün ödül almadı mı? Aldı. Buna örnek olarak Translator/Web Gösterimci gösterebiliriz. Bu ürün gerçekten internet kullanıcılarına ciddi kolaylık sağlıyor.

Birden fazla kategoride aday olup maalesef aradığını bulamayanlar da vardı. Şöyle bir bakarsak; Coretech, Datel, Meteksan ve Türkiye Bilişim Vakfı.

Öyle gözüküyor ki, ödül müracaatı için hazırlanan dosyalar çok önemli. Verdiğiniz dosyalar sizi ve projenizi tanıtıyor. Belki bu konuda bir danışmanlık iş kolu oluşabilir.

Koç Sistem'in dört dalda büyük ödülü alması pek çok konuda ne kadar iddialı olduklarını ve iyi hazırlandıklarını gösteriyor. Dikkat ederseniz iki kategoride aynı proje ile ödül aldılar.

VeezyGo'nun ve Eduko'nun aldığı ödüllere denecek hiç bir şey yok.

Seneye ödül törenini smokinle izlemeye gelecekler için bu sene ben gelirken başımdan geçenleri aktararak bir uyarıda bulunayım. Yolda gelirken arabanın önünü kesenlere vermek üzere yeterli sayıda zarf hazırlayın. Işıklarda durduğunuz zaman gerekiyor. Törenin yapıldığı yere gelene kadar arabanın peşini bırakmadılar. Çocukları ikna etmeniz olası değil. Neyse ki zarfları önceden hazırlamıştım. Benden söylemesi.

Tüm yarışan projelerin ekiplerini kutlarım. Önümüzdeki sene farklı ancak yine en az bu kalitede projeleri göreceğimizi ümit ederim. Bir sonraki sene nasıl olmalı, neler eklenmeli, neler değiştirmeli konusu bu sayfaların içeriğinde yer almayacak. Muhtelif toplantılarda gerekirse gündeme getiririm. Seneye daha iyi olacak. Bunu söylerken bu senekinin iyi olmadığı anlamında belirtmedim. Bu tören her geçen sene kendini daha iyiye götürüyor. Onun için gelişmenin devam edeceğini biliyorum.

* * * * *

İlk filmimiz "Boys Don't Cry - Erkekler Ağlamaz". Gerçek bir yaşam öyküsünden sinemaya aktarılan filmin yönetmeni, Kimberly Peirce . Başrollerde Hilary Swank, Brendan Sexton III, Alicia Goranson, Peter Sarsgaard ve Chloe Sevigny var. Swanki filmdeki oyunu ile bu sene En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödülünü aldı.

Filmde, cinsel kimlik karmaşası yaşayan Teena Brandon isimli genç kızın başından geçenler aktarılıyor. Teena Brandon kendisini erkek olarak hissetmekte ve kızlarla çıkmaktadır. İsmini de buna uygun olarak Brandon Teena olarak kullanmaktadır. Bu yaşam biçimi içerisine çeşitli kanun dışı işlerde girmektedir. Yaşadığı şehirde barınamayınca bir başka bölgeye yerleşir. Burada tanıştığı bir kız ve arkadaşları değişik duygular içine girmesine neden olur. Toplumun değişik kesimlerinin bakış açısını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Gerçek bir yaşam öyküsüne dayanması filmi biraz daha izlenebilir yapıyor.

Çok kolay izleyeceğiniz, kabul edebileceğiniz bir film değil. Bu tür ilişkilerin bu kadar rahat sergilenmesinden rahatsızlık duyabilirsiniz. Hilary Swank performansı ile Oscar'ı ne kadar hak ettiğini kanıtlıyor.

* * * * *

İkinci filmimiz "Erin Brockovich - Tatlı Bela". Yine gerçek bir yaşam öyküsü karşımızda. Filmi, Steven Soderbergh yönetiyor. Susanah Grant'ın aynı adlı eseri beyaz perdeye uyarlanmış. Julia Roberts, Albert Finney ve Aaron Eckhart başrollerde. Dört kez En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülüne aday gösterilen ancak başaramayan, Finney'i "Breakfast of Champions" filminden, Roberts'ı ise "Pretty Woman" ve "Notting Hill" filmleriyle kolayca anımsayacaksınız.

Üç çocuk ve iki eski koca sahibi Roberts (Brockovich), geçirdiği bir kazanın tazminat davasını verdiği Finney'in davayı kaybetmesi üzerine biraz zorla da olsa, Finney'in avukatlık bürosunda çalışmaya başlar. Bürodaki çalışması esnasında eline geçen bir ev satışı değer belirlemesi davasının dosyasında gördüğü kayıtlarla ilgilenerek, konunun bir çevre sağlığı davası haline dönmesini sağlar. Buna göre PG&E şirketinin üretiminde oluşan kimyasal atıklar yeraltı sularına karışmakta ve bu da çeşitli kanser hastalığı türlerine neden olmaktadır.

Hukuk deneyimi olmayan Roberts kişilerle rahat diyalog kurabilmesinin getirdiği avantajlar Amerika'nın en büyük tazminat davalarından birisine öncülük eder. Bu arada evdeki üç çocuğa da komşusu Eckhart (bu ilişki daha sonra aşka dönüşür) sahip çıkar.

Çevrenin ve insan sağlığının ne kadar önemli olduğunu, yaşamın zorluk, çaresizlik ve sevinçlerini, bir işe yaramanın getirdiği hazzı gözler önüne seren duygu yüklü bu filmi izleyin.

* * * * *

Fransız matematikçi ve filozof Rene Descartes (1596-1650) 'den bir alıntı; "Sağduyu, dünyada herkese en fazla eşit olarak dağıtılmış olan bir şeydir. Çünkü herkes ona yeter derecede sahip olduğuna inanır. Hatta başka yeteneklerin taksiminden kolay kolay memnun olmayan kimseler bile sıra sağduyuya gelince sahip olduklarından daha fazlasına ihtiyaç göstermezler."

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com