| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

06.05.2005 Tülay Çellek - netyorum.com / Sayı: 163

İNSANIN VE DOĞANIN YAPTIKLARI ÜZERİNE

Filmlerdeki gibi…

Doğa hala sürprizlerle dolu… Özellikle deprem söz konusu olduğunda…

İnsanların yaptıkları ise, doğanın yaptıklarını aratacak nitelikte…

İki felaket; deprem ve savaş… Biri doğa, diğeri insanın eliyle gerçekleşen ve yaşamı zehir eden… İkisi de hüzün verici… Yıkıcılıkları alabildiğine… Bağışlanmaması gereken hangisi? İnsan eliyle yapılanlar… Doğadan gelen başlıyor ve bitiyor…Önüne geçemiyorsunuz, bir anda oluveren ama çok yüksek sarsıntı yaratan yaşamda, duygularda…Sonucuna katlanıp daha az zararla nasıl çıkabilirsiniz, savaşını veriyorsunuz, aklınızı ve insanlık niteliğinizi kullanarak. Öbür taraftan, insandan gelenler ise yaşamınızın önemli bir sürecini mahvediyor. Üstelik de haksız yere.

Bakıyorsunuz, Güney Asya mahvolmuş depremden. Arkadan gelen görüntüye de bakıyorsunuz körpecik, sevdalarının hiçbirini doyasıya yaşamamış, insan olarak dünyaya vereceklerini henüz tamamlamamış gencin ülkesini savunmak amacıyla ölüme bile bile, diri diri gitmesi… Canından başka vereceği silahı olmadığından. Haksız yere işgal edilmiş ülkesini kurtarmak için…

Çocukları bile umursamayan, masumiyeti görmezlikten gelen, bir haksızlığı protesto etmek adına, kendileri bir başka haksızlığa neden olan rehineciler… Bir yönetimin haksızlıklarına kızıp, içinde bu haksızlıkta payı bulunmayan bir çok kişinin de ölümüne sebep olan kulelere saldırılar… Orada ağabeyi ölen bir gencin Türkiye’ye gelip, kendi yönetimini eleştiren nitelikli bir konuşma yapması, ailesinden bir insanı kaybetmesine karşın haksızlığın yanında yer almaması.

Aslında size muhtaç bireylerin, ulusların sanki siz ona muhtaçmışsınız gibi gösterme çabasıyla sizden istediklerini alması, hak etmediklerine kadar…Ya da gereksinmeler karşılıklı aslında, ama…

Bir ülke; kültürel birikimle oluşmamış, gelişmemiş. IQ ile hareket edip para kazanmış ve silaha yatırmış. Dolaylı yollardan değil, doğrudan ülkelerin bağımsızlığına, haklarına, kültürüne tecavüz etmesi gündeme oturmuş… Başka ülkelerin ise, kültürel birikiminden de kaynaklanan nedenlerle duygusal zekayla hareket edip diğer ülkelerin bağımsızlığını çaktırmadan tehdit etmesi…Aynı renk kapılar ama farklı renkte yola çıkıyorlar. Sonuçta her ikisi de durmadan alıyor, doymak bilmeden. Biri kabaca, diğeri nazikçe… Ya verene ne dersiniz?

Gücün gösterisi; dilde, ekonomide, eğitimde, en doğal hak olan yaşamda…

Gücün gösterisi; yukarılarda kalabilmek ve zengin bir hayat sürebilmek yani şahsi çıkarlarını her şeyin üstünde tutabilmek adına insanlık onurunu çiğnemek, başkalarının hakkını yemek…Yine bu nedenle kendisine ait, ülkesine ait var olma nedenlerine ve diline sahip çıkmamak. Bu konuda çalışmak yerine, hazıra konmayı tercih etmek. Beraberinde esaret geliyormuş umursamamak… Başkalarının yaşam hakkını, kendi lüksüne harcamak…

Diğerlerinin ise; yaşamı kucaklaması, hayata sarılanların yanında yer alması… Yardımcı olması…Kişilikli, nitelikli tavır göstermesi. Yaratması, ama olumluluk adına. Yok edilen, edilmesi düşünülen diğer yaşamların yanında yer alması. Yazması, çizmesi, bedenini siper etmesi, yüreğini açması, yürümesi, konuşması, koşturması, eğitimde yer alması…

Yaşamak onurla ve dostla…

Yaşamı var etmek;

güzellikle, iyilikle…

Yarınlarda görüşmek üzere…

Öğr. Gör. Tülay Çellek - 2.1.2005 / İstanbul
YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi (SANTAS)
e-posta: tcellek@yildiz.edu.tr 
http://www.amatorceedebiyat.com/tulay/


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
163. Sayı önceki yazı 163. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye