| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

08.03.2005 Prof. Dr. İbrahim Ortaş - netyorum.com / Sayı: 160

BİLİM ADAMI OLMAK İSTEYEN GENÇLER, ÜNİVERSİTE TERCİHİNİZİ DOĞRU YAPIN

Üniversiteler sadece meslek elemanı yetiştiren kurumlar değildir. ÖSS'de yüzde 1'lik dilime giren başarılı öğrencilerin bilim adamı olabilmeleri için ilgili kurumların özel bir çalışma yapması gerekli.

Doğru Tercih Doğru Geleceği Belirler

Bugünlerde ÖSS sınavında yüksek puan alan öğrencilerin tercihlerini yaptıkları dönemdir. Öğrenciler tercihlerinde genellikle aldıkları puanın bir önceki yıl öğretim kurumlarının öğrenciler tarafından tercih edildikleri % dilimi üzerinden yapmaktadırlar. Bu dilimlerin önemi de daha çok seçilen alanın iş bulma şansı, ileriye yönelik para kazanma avantajı dikkate alınmaktadır. Benim esasında üzerinde durmak istediğim konu ise, bilim yapmak isteyen yüksek puanlı öğrencilerin yüksek puanla öğrenci alana alanlardan ilgi duydukları alana geçip ileride bilim adamı adayı olmalarını önermektir. Üniversiteler sadece meslek elemanı yetiştiren kurumlar değiller, aynı zamanda bilim adamlarını da yetiştiren kurumlardır. Başarılı öğrencilerimize benim önerim, tercihlerinizde bu konuyu da gözden uzak tutmayın.

Akademisyenlik 'iş kapısı' değil, bir yaşam tarzıdır

Uzun zamandır başta Fen Liseleri olmak üzere ülkemizde bilim adamı yetiştirmek amacıyla açılan özel liselerin yeniden öğrencilerin eğilim ve kapasiteleri dikkate alınarak eğitim bilimcilerinin de önersi ile diğer mesleklere yönlendirilmeleri gerekir diye düşünüyorum. Fen sosyal, eşit ağırlık ve dil puanı ile başarılı olan öğrenciler mutlaka iş garantisi olan paralı meslekler yerine biraz da geleceğe yönelik hem kafalarındaki projeleri gerçekleştirmek hem de geleceğin bilim adamı adayı olma konusunda ülkelerine katkıda bulunabilirler. Tabii bunu devletin çeşitli burs ve diğer güdülmeyici önlemlerle öğrencileri ülkenin gelecekteki nitelikli iş gücü dengesini sağlamaya yöneltmesi gerekir. Açıkça bazı fakültelerin gelecekteki kadroları konusunda şimdiden kaygılarım bulunmaktadır. Düşük puanlı, merakı ve motivasyonu düşük, öngörüsü zayıf, kendi kendine görev sorumluluğu yaratamayan, dil bilmeyen çok sayıda kişi bu fakültelerde akademisyenliği bir iş bulma kapısı olarak gördüğü için bu kurumların gerçek bilim adamı ihtiyacı devlet memuru zihniyetli kişiler ile dolacaktır. Bu bilim dallarında gelecekte de ülkemiz dünyanın gerisinde kalmaya mahkum olacaktır. Bu da dışarıya bağımlılığı artıracaktır.

Ülkenin Bilim Adamı Yetiştirme Programı, Bilim Politikası ile Birlikte Hazırlanması Gerekir

Başarılı öğrencileri doğru yönlendirelim:

ÖSS'de sıfır puan alan öğrenciler yanında tüm soruları doğu cevaplayan başarılı gençler de var. Bunlar ülkemizin gelecek parlak beyinleri. Ancak bu gençlerin de ülkemizde doğru değerlendirilememeleri sonucu yine beyin göçüne maruz kaldıkları görülmektedir. Özelikle ilk % 1'lik dilime giren çok başarılı gençlerin ülkemizde kalıp bilim yapmak ve geleceğine katkıda bulunmak yerine burs ve gelecek güvencesi ile batıya "pasaportsuz beyin göçüne" uğradıkları sıkça görülmektedir. Ancak son günlerde basında "Fırsatlar Ülkesinde Eğitim" vs. adı altında değişik "Akademik Danışmanlık Eğitim Danışmanlık" şirketleri aracılığı ile başarılı öğrencilerin dışarıya gitmesi teşvik edilmektedir (Milliyet 28/08/2004). Basına yansıdığı kadar on kadar şirket bu şekilde yabancı üniversitelere ve şirketlere beyin göçü sağlamaktadır. Bu konuda başta devletimizin üst makamları, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, TÜBA, TÜBİTAK, Üniversiteler yeni önlemler almalıdır. Batılı bir çok üniversite ülkemizde bu konuda özel bürolar ve misyonerlik faaliyetleri ile en parlak öğrencileri yurtdışında eğitim olanakları ile dışarıya cezbedenken, bizler de dışarıda burs bulduk diye kendi kendimize sevindirik olmaktayız. Daha önce beyin göçü konusunda yazığım bir yazıya yırtışındaki genç bilim insanlarımızdan gelen tepki, bize burada tanınan olanakların yarısını tanıyın, yöneticilerimiz bizim önümüzü kapatmasınlar hemen dönelim şeklindeydi.

Bilim adamı yetiştirme programı gereklidir

Ülkemiz üniversitelerinin en ciddi sorunu olan "bilim adamı yetiştirme" programının geleceğe yönelik uzun erimli olarak başlatılması ile bu gençlerin ülkemizde tutulmasının yolları aranmalıdır. Bugün Türk üniversitelerinde artan şekilde düşük profilli ve verimsiz akademik kadrolar oluşmaya başlamıştır. Bir çok başarılı öğrenci Ankara ve İstanbul'daki sınırlı üniversitelerin belirli mesleklerini seçmekte, diğer mesleklere ise genelde düşük puanlı öğrenciler zorunlu tercihlerinden dolayı kayıt yaptırmaktadırlar. Bu tercihlerde ailelerin de yüksek beklentileri veya başkasının çocuğuna karşılık benimkisi de şurada gibi "ben merkezlerini" doyurma isteğinin de etkili olduğunu düşünüyorum. Örneğin doğaya düşkün, meraklı, öğrenme dürtüsü yüksek ve iyi puan almış bir öğrencinin Ziraat, Orman veya Veteriner Fakültesi gibi bir alanı tercih etmesi eminim ki aile tarafından makbul karşılanmayacaktır. Ancak bu öğrencinin Ziraat Fakültesini tercih etmesi, ileriye yönelik araştırıcı olarak kurumda kalması ve kafasındaki merakını araştırma ile gidermesi hem ülkemiz bilimin kalitesinin yükselmesine hem de kişinin sağlıklı ruh haline kavuşması için de önemli olduğuna inanıyorum. Ziraat, Orman veya Veterinerlikte de temel bilimlerin çeşitli alanlarında en ince ayrıntısına kadar bilimsel araştırma yapılabilir. Açıkçası buralarda başarılı bilim adamı nitelikli kişilere ihtiyaç duyulmaktadır. Çok iyi puanla Elektrik-Elektronik Mühendisliğini kazanıp okulu bitiren yakınım olan genç bugün bir fabrikanın bir köşesinde maaşa talim etmekten öteye geçememektedir.

Yeni ÖSS sınavını yüksek puanla kazanan gençlerden bilim yapmak isteyenlere başta temel bilimler veya bunların uygulamalı alanlarına kayıt yaptırarak geleceğin bilim adamı adayı olabilirler. Örneğin biyoloji, fizik ve kimya biliminin bütün uygulama alanları tıp, ziraat, orman ve diğer bazı alanlarda işlenebilir. Elektrik-elektronik bölümünü kazanamayan bu konuda araştırmaları fizik, tıp, ziraatın ilgili bölümlerinde ortak projeler ile yürütebilir. Bugün bilim disiplinler arasında bu olanağı sağlayabilmektedir. Böylece daha başarılı ve motivasyonu yüksek gençlerin üniversitenin gelecekteki kadrolarını oluşturma şansı tanınmış olur.

Bölgesel Üniversiteleri Güçlendirelim

Bu bağlamda öğrencilerin tercihlerinde biraz da diğer mesleklere ve Anadolu'nun bazı Üniversitelerine yönelmeleri yararlı olacaktır. Ankara, İstanbul ve İzmir illerindeki üniversiteler dışında Çukurova, Uludağ, Dicle, Atatürk, Akdeniz, Karadeniz Teknik ve 19 Mayıs Üniversiteleri gibi Bölge Üniversitelerinde yurt içinde ve dışında iyi eğitilmış değerli öğretim üyeleri halen bazı alanlarda sınırlı ölçüde bilim yapmaktadırlar. Buralara şimdiden iyi öğrencilerin kayıt yaptırmaları ile bu üniversitelerin gelecekte daha nitelikli hale gelmeleri sağlanabilir. Devletin bu konuyu ihmal etmemesi gerekir. Belirtildiği gibi önlem alınmasa bu üniversiteler inbreeding (kendi içinden eleman alarak) sonucu yakın gelecekte kısır ve verimsiz kurumlara dönüşecektir. Bu üniversitelerin şimdiden başarılı öğrencileri bünyelerine çekmek için harekete geçmeleri gerekir. Maalesef bursların tek elde tutulması bu bakımdan yanlış olmuştur; yine de bazı önlemlerin alınması gerekir diye düşünüyorum.

Ölçüler objektif olmalı

Bu konuda üniversitelerinde liyakate uygun olarak hak eden başarılı öğrencileri bilim ordusuna kabul etmesi gerekir. Hepimize düşen görev kendimizden çok kurumların geleceğini düşünerek bilim adamı nitelikli kişileri kurumlarda tutmak için gençleri isteklendirmek zorundayız. Eğer adamı olan, bu bana daha yakın, akraba, eş dost işi, evet efendimci kişiler akademisyen adayı olarak tercih edilirse, gelecekte üniversitede değil ileri lisede kendi kendimize çalar oynarız.

Başarılı bilim adamı adaylarını üniversitelere kazandırmak için;

1. Akademik değerlendirme ilkeleri ve ölçütleri geliştirilmelidir.
2. Verimliliği yüksek, üretken bilim adamı yetiştirmek için çıtası yüksek tutulmuş ölçütlerle bilim adamı vasfına sahip olanlar üniversiteye alınmalıdır.
3. Sağlıklı ve evrensel ölçekte bilim adamının sağlanması için TUS benzeri bir sınavla belirli bir puanın üzerindeki adaylar üniversitelere Araştırma Görevlisi için açılan yeterlilik sınavlarına başvurmalıdırlar.
4. Doktorasını tamamlayan araştırıcı eğer üniversitede hoca olarak kalmak istiyorsa "ınbreeding"in ortadan kaldırılması ve üniversite dinamikliğinin sağlanması için mutlaka başka bir üniversitede kadro aramak zorunda olmalıdır.
5. Üniversiteler bilim adamı yetiştirme programlarını çağcıl şekilde yenilemeli. Enstitüler ders programlarında bilim tarihi, felsefe, uygarlık tarihi, strateji, bilimsel araştırma teknikleri, etik, istatistik ve insan kaynakları dersleri mutlaka işlenmelidir. İletişim çağında her yönü ile olaylara bütünsel bakmayı bilen, iyi yetişmiş, sezgileri yüksek, durumdan vazife çıkaran, sınırlar ve sorumluluk bilinci gelişmiş kişiler ile bilim yapabilir.

Sonuç olarak ülkemiz geleceğin yetişmiş elemanlarını ve üniversitelerinin yetkin bilim adamlarını yetiştirmek için şimdiden önlem alması gerekir. Aksi taktirde bazı fakülteler gelecekte gerçek bilim adamı sorunu yaşayacaklardır. Bu bağlamda öğrencilerin tercihlerinde bilim adamı olmayı hedefledikleri alanlara kaydırılması gerekir.

Bilim yapma meraklı üniversiteyi yeni kazanmış gençler tercihlerinizi bu yönde yapmakla ülkemizin geleceğine de sahip çıkmış olacaksınızdır. Aksi taktirde bugün bilim kuruluşlarını bir iş kapısı olarak gören memur zihniyetli kişiler ile üçüncü dünya ülkesi olarak az gelişmişlik kaderimizi kıramayız.

Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Çukurova Üniversitesi
e-posta: asportas@mail.cu.edu.tr


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
160. Sayı önceki yazı 160. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye