| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 19.03.2004 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 155

İçindekiler;

  • Konu: Çeşitli Bilgiler
  • Konu: Kitaplar
  • Konu: Filmler
  • Konu: Programcıların 20 Tepkisi
  • Söz: Lord Chesterfield
  • Söz: Değer
  • Söz: Nietzsche

KONU: ÇEŞİTLİ BİLGİLER

Yaklaşık 1 aydır yazmayınca bir sürü konu birikiyor. İzlenecek filmler, okunacak kitaplar aktarılamıyor. Teknolojik gelişmeler izleniyor ancak paylaşılamıyor. Bu nedenle bu sayıda her konuya yer vermeye çalışağım. Bundan sonra da buna benzer şekilde uzun uzun değil, özet bilgilerle sizlerle birlikte olacağım.

1- RFID - uzaktan radyo dalgaları aracılığı ile izleme - yöntemi yurt dışında çok gürültü kopardı. İngiltere'den sonra Almanya'da da bu konuda tüketici örgütleri çalışmaya başladı. Kişisel hakları ciddi olarak zedeliyor. Bu konuda Türkiye'de uygulamay geçecek bir mağaza ya da ürüne nasıl davranacağımızı çok merak ediyorum.

2- İnternet'e kablo televizyon şebekesi üzerinden iletişimin sağlanmasında büyük gelişmeler olacağını, özel şirketlerin tamamen devreye gireceğini, sayısal yayına başlayacaklarını, kanal sayılarını artıracaklarını falan duyumuştum ama ses seda kesildi. Ne zaman, neler olacak acaba?

3- netyorum'un yeni sayısı çıktığında e-posta aracılığı ile duyurulduğu listemizin üye sayısı 1,100 'ü geçti. Herkes bu tür konularda sihirli rakam olan 1000'i kullanır ama biz 1100'ü seçtik. Herkese çok teşekkür ederiz.

4- "Kendinize ait bilgisayarınız var mı?" anketinden çıkan sonuca göre; netyorum okurlarının %79'u bilgisayar'a sahip. %21 kendisine ait bilgisayarı olmayanlar var.

5- Metroseksüel'den sonra Teknoseksüel çıktı. Yurtdışında konuşuluyor, İnternet siteleri de var. Türkiye'ye ne zaman gelir sizce?

6- Geçtiğimiz aylarda Boğaziçi Üniversitesi Yöneylem Araştırma Kulübü BUYAK 'ın İnternet sitesinin "Ayın Konuğu" köşesinde yer aldım. İnternet erişim adresi; http://www.buyak.boun.edu.tr/interviewofthemonth.asp . Bu yazıyı hazırlayan Sayın Nida Alaca'ya çok teşekkür ederim. Endüstri Mühendisliği ile ilgili çok keyifli bir sohbet ortamı gelişti.

7- Bilgisayar donanım dünyasında herşey çok hızlı gelişmeye başladı. Grafik kartı, anakart, işlemci ve bellek seçimi iyice zorlaşmış durumda. Hangisi hangisi ile uyumlu, daha iyi performans verir, sorun çıkartmaz konuları üzerine açık oturum düzenleseniz sonuç alamadan bitirmek zorunda kalırsınız artık.


KONU: KİTAPLAR

Okuduğum bazı kitapların isimlerini ve görüşlerimi aktaracağım.

- "Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok" - Osman Pamukoğlu. General Osman Pamukoğlu, 1993-1995 yılları arasında Hakkari Dağ ve Komando Tugayı ve Güvenlik Komutanlığı yapmıştır. Görev yaptığı süre içinde muharebeleri bizzat yöneten ve fiilen çatışmalara giren Osman Paşa, 778 günde yapılanları, muharebelerin detaylarını ve Kuzey Irak'ta yaşananları ilk defa okurlara sunmaktadır. Muhakkak okunması gerekiyor. Okudukça üzerimizde neler oynandığını kavrıyorsunuz. Harmoni Yayıncılık'tan yayınlandı.

- "Aşk, Seks ve Kadınlara Dair" - Seda Kaya Güler. Kitabın başlığı neyel karşılaşacağınızı anlatıyor. Her kesimden, her düşünceden kadının yaşamından kesitleri izliyorsunuz. Kolay hazmedilecek bir kitap değil. Pek çok ilişkiye şüphe ile bakmanızı getirebilir. Okunabilir. Epsilon Yayınevi'nden yayınlandı.

- "Da Vinci Şifresi" - Dan Brown. Çeviri; Petek Demir. Bu kitap bizim netyorum 'da daha önce yayınladığımız "Seymonlu" fıkrasına çok iyi oturuyor. erişim için tıklayın. Kitap iyi tanıtımla iyi sattı ama bence okunmasa da olurlar arasında. Altın Kitaplar'dan yayınlandı.

- "Otisabi / Başımdan Geçti Bunlar" - Yılmaz Aslantürk. Çizgi roman şeklindeki kitap, kahramanımızın kadın erkek ilişkileri ile nasıl başa çıktığını anlatıyor. Güzel. Okunmalı. Epsilon Yayınevi'nin yayını.


KONU: FİLMLER

Geçtiğimiz dönemde epeyce film izledim. Bir kısmı sinema salonunda bir kısmı sayısal ortamda. Ancak vizyona bu sene girmiş filmler çoğunlukta değil. Galiba ilgimi çeken film sayısında biraz azalma oldu. Özellikle yurt dışında beğeni toplamış, nitelikli sanat filmlerinin gösterime girmesinde yavaşlama var. Ağırlıklı olarak ticari filmler gösterime alınıyor. Umarım düzelir.

İzlenmesi gerekenler:

"Dogville" - Yönetmen: Lars von Trier, Başrol: Nicole Kidman. Ağır tempolu, 2 saatten uzun bir film. Tam bir sanat filmi. Dekor olarak bütün bir kasabanın yere çizili olarak tasvir edildiği ortam. Her ev eş zamanlı izlenebiliyor böylece. Birilerinden kaçan Kidman kasabaya sığınır. Niçin kaçtığı, arayanların kim olduğu filmin sonuna doğru netlik kazanıyor. Tabii ki kasabada başına gelenleri izliyoruz bu arada. Tek başına kalmış bir kadının nelerle karşılaşabileceğini aktarıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun fark etmiyor.

"25th Hour - 25. Saat" - Yönetmen: Spike Lee. Yazan ve uyarlayan: David Benioff, Başrol: Edward Norton, Philip Seymour Hoffman, Barry Pepper, Rosario Dawson. Uyuşturucu satarak para kazanan Norton, kız arkadaşı ile oturduğu evin bir ihbar sonucu basılması ile yakalanır. Yedi senelik hapis cezası çekmek üzere hapishaneye gitmeden önce özgür dolaşacağı günler sayılıdır. Bu dönemde kendisi ile hesaplaşması, arkadaşlarının özeleştirileri yaşamın zorluklarını göz önüne sürer. SOnucuna katlanamayacağınız işlere kalkışmayın. Temposu ağır bir film.

"Usual Suspects - Olağan Şüpheliler" - Yönetmen: Bryan Singer Başrol: Stephen Baldwin, Gabriel Byrne, Benicio Del Toro, Kevin Pollak, Kevin Spacey. Yaklaşık 10 sene sonra izlediğim bir film. Çok seveni var bu filmin. Filmin sonundaki sürprize hazır olun. Bir suçtan dolayı yakalanan 5 kişi ilişkileri olmadıkları belirlenince serbest kalırlar ancak yapacakları işler için bir araya gelirler ve eyleme geçerler.

Televizyonlarda gösterildiğinde izlenebilecekler:

"Stuart Little - Küçük Kardeşim" - Yönetmen: Rob Minkoff, Kitap: E.B. White, Uyarlama: M. Night Shyamalan Başrol: Michael J. Fox (sesi ile), Geena Davis, Hugh Laurie, Jonathan Lipnicki. Minik fareyi evlat edinen aile, çocukları ile kaynaşması için çaba sarfeder. Bu arada minik fare kendisine düşman kediler ve üzerinden para kazanmak isteyen kötü kalpli farelerle mücadele etmek zorundadır. Hoş bir aile filmi. Keyifle izlenebilir.

"Two Weeks Notice - Aşka İki Hafta" - Yönetmen: Marc Lawrence, Başrol: Sandra Bullock, Hugh Grant. Yaşadığı bölgedeki insanlara zarar gelmemesi için çalışan avukat bunu yapmayı düşünen şirkette çalışmaya başlar. Şirket sahibi ile arasındaki ilişki yeni düşüncelere yol açacaktır. Rahat izlenebilir bir film.

"Underworld - Karanlıklar Ülkesi" - Yönetmen: Len Wiseman, Başrol: Kate Beckinsale, Scott Speedman ve Michael Sheen. Kurt Adamlarla Vampirlerin savaşı.

"National Security - Bela İşbaşında" - Yönetmen: Dennis Dugan, Başrol: Martin Lawrence, Steve Zahn. Detektif olmak isteyen siyahi bir kişi ile polis olan beyaz kişinin çekişmeleri ve zorla da olsa birlikte çalışmaya başlamaları. Komik bir film.

"Punch-Drunk Love" - Yönetmen: Paul Thomas Anderson, Başrol: Adam Sandler, Emily Watson. Kendisine ait bir şirketi olan adam sürekli kız kardeşlerinin çekiştirmesi altındadır. Sıkıntıya düştüğü bir gece telefonla sohbet edilen bir servisi arar. Bu servisi aramasının kendisine şantaj yapılacak bir yolu açacağından habersizdir. Bu arada işin içine bir de hoşlandığı bir kız girince bu çıkmazdan nasıl kurtulacağını aramaya başlar. Henüz sinemalarda oynamadı.

İzlenmese de olacaklar:

"10 Things I Hate About You" - Yönetmen: Gil Junger, Başrol: Pek çok oyuncu. Kalabalık bir kadroya sahip. Gençlik filmi.

"Dude Where's My Car - Çılgınlar ve Sevgililer" - Yönetmen: Danny Leiner, Başrol: Ashton Kutcher, Seann William Scott, Jennifer Garner. Akşamdan kalma iki kafadarın anımsadıkları uzaylıların da işe karıştığı bir maceraya dönüşür.


KONU: PROGRAMCILARIN 20 TEPKİSİ

İnternet'teki haberleşme listelerinde okuduğum bir yazıyı aşağıya sizlerin de okumanız için alıntılıyorum.

Yazdıkları program çalışmadığı zaman programcıların verdikleri "Top-20" tepki aşağıda sıralanıyor:

20. "Çok garip..."

19. "Daha önce hiç böyle yapmamıştı."

18. "Dün çalışıyordu ama."

17. "Nasıl olur ki?"

16. "Bir donanım hatası olmalı."

15. "Çökmesi için hangi hatalı bilgiyi girdin?"

14. "Verilerde garip birşey olmalı."

13. "O modüle haftalardır dokunmadım!"

12. "Sendeki yanlış sürüm olmalı."

11. "O sadece talihsiz bir tesadüf olmalı."

10. "Her şeyi test edemem ki!"

9. "Bu onun kaynağı olamaz."

8. "Çalışıyor, ama henüz tam test edilmemiş."

7. "Birisi benim kodumu değiştirmiş olmalı."

6. "Sistemde virüs olup olmadığını kontrol ettiniz mi?"

5. "Çalışmasa bile, görüntüsünü nasıl buldunuz?

4. "O sürümü sisteminizde kullanamazsınız."

3. "Niçin öyle davranmasını istiyorsunuz ki?"

2. "Program çöktüğünde siz nerdeydiniz?"

1. "Benim makinemde çalışıyor ama."


SÖZ: LORD CHESTERFIELD

"Bazen bazı şeyleri söylemeye hakkım var diyorum, ama söylersem karşımdakine haksızlık olacak, susuyorum. Yine bazen söyleyeceklerimi karşımdakinin duyma ve bilme hakkının var olduğunu görüyorum, ama bu kez bakıyorum benim söylemeye hakkım yok, yine susuyorum. Ancak gördüm ki olgun ruhlar, sözcükler olmadan da duyuyorlar, anlıyorlar, konuşuyorlar ve paylaşıyorlar" - Lord Chesterfield


SÖZ: DEĞER

Bir yılın kıymetini anlamak için sınıfta kalan bir öğrenciye sor.
Bir ayın kıymetini anlamak için çocuğunu bir ay erken doğuran anneye sor.
Bir haftanın kıymetini anlamak için haftalık yayın çıkaran bir editöre sor.
Bir günün kıymetini anlamak için günlükle çalışan bir işçiye sor.
Bir saatin kıymetini anlamak için kız arkadaşını bekleyen bir erkeğe sor.
Bir dakikanın kıymetini anlamak için uçağını kaçırana sor.
Bir saniyenin kıymetini anlamak için kazadan kurtulana sor.
Bir milisaniyenin kıymetini anlamak için Olimpiyatlarda gümüş madalya kazanana sor.
Bir nanosaniyenin kıymetini anlamak için donanım mühendisine sor.

Ve hala zamanın kıymetini anlayamıyorsan, sen muhakkak yazılım mühendisi olmalısın

Şimdi de İngilizcesi

To realize the value of one year, ask the student who has failed a class.
To realize the value of one month, ask the mother who has given birth to a premature baby.
To realize the value of one week, ask the editor of a weekly.
To realize the value of one day, ask a daily wage laborer.
To realize the value of one hour, ask the man waiting for his girlfriend.
To realize the value of one minute, ask the person who has just missed his flight.
To realize the value of one second, ask the person who has survived an accident.
To realize the value of one millisecond, ask the person who has just won silver in the Olympics.
To realize the value of one nanosecond, ask a hardware engineer.

And if you still don't realize the value of time, you must be a software engineer.

Ve dusuncelerimiz bizi alip Nietzsche’nin misralarina goturuyor:

“Ucmayi seviyorsan dusmeyi’de bileceksin. Korkarak yasiyorsan,yalnizca hayati seyredeceksin.”
 


SÖZ: NIETZSCHE

“Uçmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredeceksin”

Nietzsche


Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda. Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
155. Sayı önceki yazı 155. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye