Eğlence 19.03.2004 - netyorum.com / Sayı: 155

"Trilyonluk Cevap"

"Kim Zengin Olmak İstemez" olarak isimlendirilmiş bir yarışmada yarışmacılara sorular sorulup, bildiklerinde kazançları ikiye katlanıyor, bilemediklerinde ise iki alt seviyedeki kazançlarına geri dönüyorlarmış.

Adamımız yarışmada 500 Milyarı kazanmış. Son soruyu da bilirse 1 Trilyon alarak tüm zamanların en büyük ikramiyesine sahip olacakmış. Ancak yarışmaya devam etmezse 500 Milyarı cebine koyup, gidecekmiş. Herkes parayı alıp gitmesini beklerken, son soruyu da yanıtlayacağını söylemiş. Herkes şaşkınlık içinde beklerken soru da sorulmuş;

"Aşağıdaki kuşlardan hangisi kendi yuvasını yapmaz: a-Kızılgerdan b- Serçe c- Guguk Kuşu d- Ardıç Kuşu"

Adam bir süre düşünmüş ve hiç bir yanıt aklıma gelmiyor, son joker hakkımı kullanabilir miyim demiş. Son joker hakkı bir arkadaşına telefonlar sormakmış. İzin vermişler ve arkadaşını aramışlar.

Arkadaşını aramışlar. "Dostum, burada 1Trilyon ile 125Milyar arasında kaldım. Son sorudayız" dedikten sonra soruyu tekrarlamış arkadaşına.

Arkadaşı hiç beklemeden yanıtlamış: "Guguk Kuşu"

- Emin misin? Bak kaybedersek yanarız.

- Kesinlikle eminim.

Adam sunucuya dönerek; "Yanıtım c şıkkı. Guguk Kuşu" demiş.

Sunucu klasik olarak sormuş; "Son kararınız mı?"

- Evet, son kararım.

Sunucu bu yanıtı aldıktan sonra sonucu duyurmuş; "c şıkkı, Guguk Kuşu doğru yanıt. 1 Trilyon kazandınız. Tebrikler".

Yer yerinde oynamış, alkışlar, tebrikler doldurmuş ortalığı.

Ertesi akşam adam arkadaşı ile birlikte kutlamaya çıkmış kazandıkları parayı. Sohbet ederlerken sormuş:

- Söylesene dostum, sen kuşlardan hiç anlamazsın. Nereden bildin guguk kuşunun kendi yuvasını yapmadığını?

- Çok basit. Herkes bilir ki guguk kuşu saatte yaşar!

"Kurtuldular"

Aynı taraftan olmalarına rağmen sudan bir sebeple kavga etmeye başlamış iki asker düşmanın eline düşmüş. Düşman askeri silahını onlara doğrulttuktan sonra,

- Sizi vurmadan önce son dileğiniz nedir?

Birinci asker; "Yöresel marşımızı çaldıktan sonra beni vur".

Düşman ikinci askere dönmüş; "Senin son arzun nedir?

İkinci asker yanıtlamış; "Yöresel marşını çalmadan önce beni vur".

"Yavaş İşareti"

Çiftçi son derece sakin bir köy yolunda yaşamaktaymış. Ancak uygarlık geliştikçe yoldan geçen araç sayısı artmış. Bunun sonucunda da hemen hemen her gün çiftçinin tavuklarından bir kaçı otomobillerin altında ezilmeye başlamış.

Çiftçi polise müracaat etmiş ve "Bir şeyler yapmalısınız. Her gün tavuklarımdan bir kaçı otomobil altında kalıp, ölüyor" demiş.

- Ne yapmamızı istiyorsun?

- Hiç önemli değil, yeter ki tavuklarımı korusun.

Polisler ertesi gün gelmişler ve yol kenarına bir levha dikmişler: "YAVAŞ! OKUL GEÇİDİ"

İki üç gün sonra çiftçi polisi tekrar aramış; "Bu levha bir işie yaramadı. Eskisinden daha hızlı geçiyorlar ve tavuklarım ölmeye devam ediyor"

Polis tekrar gelmiş, bir levha daha dikmiş: "YAVAŞ! ÇOCUK ÇIKABİLİR"

Bu levha da işe yaramamış. Bir ay süresince gün aşırı çiftçi polisi aramış, polisler tedbir almaya çalışmışlar ancak çözüm bulamamışlar. Bir ayın sonunda çiftçi tekrar polisi aramış.

- Siz ne levha koyduysanız işe yaramadı. Acaba ben bir işaret koysam kabul eder misiniz?

Polis bakmış başa çıkılacak gibi değil; "Peki, kendi levhanı koy" demiş.

Aradan bir ay geçmiş, çiftçiden hiç ses çıkmayınca polis merak etmiş ve çiftçiyi aramış.

- Ne oldu, bir aydır ses seda çıkmıyor. Tavukların ezilmesi bitti mi?

Çiftçi; "Evet, bitti. O zamandan bu yana hiç tavuk ezilmedi. Herkes yavaş gitmeye başladı" demiş.

Bu yanıtı alan polis, arkadaşlarına; "Hadi, kalkın gidip bakalım. Sürücülerin sürat yapmasını engelleyecek bir uyarı bulduk sonunda" demiş. Yola çıkmışlar.

Çiftliğe yaklaştıklarında çiftçinin diktiği levhayı görmüşler: "YAVAŞ! ÇIPLAKLAR KAMPI"

"Şehir Merkezi"

İki sarhoş otomobilde son sürat yolda gidiyorlarmış.

Birinci sarhoş ikinciye dönüp, bakmış

- Galiba şehir merkezine yaklaşıyoruz.

- Nereden anladın ki?

- Giderek daha fazla insana çarpmaya başladık.