| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 20.03.2003 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 126

İçindekiler;

  • Konu: Büyü Dükkanı ve Bir Soru
  • Konu: Yok Diye İptal Etmek
  • Film: The Hours - Saatler
  • Söz: Ahmed Arif
  • Söz: Budha
  • Şiir: Bir Çin Şiiri - Can Yücel

 


KONU: BÜYÜ DÜKKANI VE BİR SORU

Öyküyü bilirsiniz; büyü dükkanının sahibine orta yaşlı bir kadın gelir. Dükkanda her derde deva bulunduğu söylenmektedir. Dükkanın sahibine, yaşamının bundan sonraki bölümünde hep mutlu olmak istediğini, bedeli ne ise ödeyeceğini belirtir. Dükkan sahibi alim, bunu sağlayabileceğini ancak bedelinin yüksek olacağını söyler. Kadın, her ne ise ödeyebileceğini söylediğinde, bedelinin geçmişteki tüm anıları olduğunu belirtir. Eğer kabul ederse, kadın geldiğinde tüm anıların zihninden silineceğini ve ömrünün sonuna kadar da mutlu olacağını aktarır. Alim kadına, cevabı hemen vermesi gerekmediğini, ertesi gün öğlene kadar süre tanıdığını söyler. Kadın gider. Gece düşünür, aklına eşi ile ilk tanışması ve tartışması, çocuklarının doğuşu, onların kendisini kızdırması ve üzmesi, sevdikleriyle yaptığı münakaşalar gelir. Ertesi gün dükkana gidip, bu bedelin yüksek olduğunu ve geçmişteki anılarını vererek bundan sonraki yaşamında mutlu olmak istemediğini söyler ve dükkandan ayrılır.

Sevgili Nezih Kuleyin bunu anlattıktan sonra bir şey daha söyledi. Sizinle de paylaşıyorum. Acaba dükkan sahibi geçmişteki tüm anıları değil de sadece mutsuz olanları bedel olarak isteseydi, kabul edermiydiniz? Güzel bir soru. Bu talebin bedeli ne olabilir? Gelecekteki sürekli mutluluk uğruna geçmişteki mutsuzlukları yitirmeyi kabul eder misiniz?


KONU: YOK DİYE İPTAL ETMEK

Hep, kendi kendime söz veriyorum, bir daha Türkiye'deki bazı internet elektronik ticaret sitelerinden alışveriş yapmayacağım diye ancak yine de kendimi tutamayıp, bu sefer belki düzelmişlerdir diye sipariş veriyorum, düzelme yok.

Aslında servis iyi, ürünleri gerekli sürede temin edip, iletebiliyorlar ancak stok yönetimi negatif.

Yüklü bir sipariş verdiğinizde, içindeki ürünlerin birisinin temin edilemediğini, sipariş elinize ulaştığınızda öğreniyorsunuz. Daha önce bir haber vermek yok. Ancak paranın kredi kartınıza iade edilme işleminde de hızlılar. Burada haklarını yememek gerekir. Öyle deneyimler dinliyoruz ki, ürün gelmediğinde, paranın iade edilmesi de uzun süreler alabiliyor.

Lütfen biraz daha fazla müşteri memnuniyetine özen gösterelim. Müşteri ile haberleşmek bu kadar zor değil. Altı üstü bir e-posta göndereceksiniz. Siparişi eksik teslim ettikten sonra, e-posta'yı gönderip, bildirmek ne işe yarar!

Yakında bir yazıda internet elektronik ticaret sitelerinden alışveriş yapıp, kötü deneyim yaşayanların maceralarını bir araya toplayacağım. Site isimlerini de yayınlayacağız ki, kullanıcılar ne ile karşılaşabileceklerini bilsinler.


FİLM: THE HOURS - SAATLER

Karmaşık, çapraşık ilişkiler. Filmi izlediğinizde aklınıza gelecek düşünce. Stephen Daldry'nin yönettiği "The Hours - Saatler" filminden söz ediyorum. Neredeyse herkes herkesle ilişkide, cinsiyet de farketmiyor.

1999'da Pulitzer Ödülü ve Pen Faulkner ödülünü bu roman ile almış Michael Cunningham'ın aynı adlı eserinden David Hare tarafından beyazperdeye uyarlanmış.

Yönetmen Daldry'i 2001'de En İyi Yönetmen Oscar ödülüne aday gösterildiği "Billy Elliot" filminden anımsayacağız.

Film, 9 dalda Oscar ödüllerine aday. En İyi Kadın Oyuncu - Nicole Kidman, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu - Julianne Moore, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu - Ed Harris, En İyi Yönetmen - Stephen Daldry, En İyi Film, En İyi Kurgu, En İyi Müzik, En İyi Kostüm, En İyi Uyarlama.

Başrollerde; Nicole Kidman, Stephen Dillane, Julianne Moore, John C Reilly, Meryl Streep ve Ed Harris yer alıyor.

2002'de "Moulin Rouge" ile En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödülüne aday göterilen Kidman, "The Hours" 'ta uygulanan makyaj ve takma burunla pek Kidman'a benzemiyor. Diğer filmleri; "The Others", "Eyes Wide Shut", "Practical Magic" ve "The Portrait of a Lady"

Moore, 1998'de "Boogie Nights" ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, 2000'de "The End of the Affair" ile En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödüllerine aday gösterilmişti. Bu sene ise iki filmdeki rolü ile Oscar ödüllerine aday: "The Hours" ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve "Far from Heaven" ile En İyi Kadın Oyuncu. Diğer filmleri; "Evolution", "Hannibal", "Magnolia", "Psycho", "The Big Lebowski" ve "Surviving Picasso".

Streep, 13 kez Oscarlara aday gösterildi. 1980'de "Kramer vs. Kramer" ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, 1983'de "Sophie's Choice" ile En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almıştı. Ardından 8 kez daha aday gösterildi ancak ödüle erişemedi. Bakalım bu sene ne olacak? Diğer filmleri, "Music of the Heart", "Marvin's Room", "The Bridges of Madison County", "The House of the Spirits", "Postcards from the Edge", "A Cry in the Dark", "Out of Africa", "The Deer Hunter".

Dillane, "Spy Game" 'den anımsanabilir.

Harris, "A Beautiful Mind", "Enemy at the Gates", "The Truman Show", "Absolute Power", "The Rock", "The Firm" ile anımsanabilir. 2001'de "Pollock" ile En İyi Erkek Oyuncu, 1999'de "The Truman Show" ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, 1996'da "Apollo 13" ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar ödüllerine aday gösterilmişti.

Chicago'da da izlediğimiz John C. Reilly, aldatılan saf koca rolünde daha çok karşımıza çıkacağa benziyor.

Konu ile ilgili çok detaya girmeyeceğim çünkü film birden fazla konuyu, sürpriz gelişmelerle işliyor. Bunları önceden bilmeden giderseniz, alacağınız keyif artacaktır. Buna romanı okumanız da dahil. Eğer romanı okuyarak gittiyseniz, güzel bir uyarlama olarak izleyeceksiniz. Ancak romanı okumadan gider, izler ve ardından romanı okursanız, alacağınız keyif daha da fazla olacaktır. Çünkü filme aktarılmayan, kitapta kalan bölümler mevcut. Film, Virginia Woolf'un yaşamından ve "Mrs. Dalloway" adlı romanından alıntılarla, üç kadının yaşamını üç farklı zaman diliminde ancak benzerlikleri ön plana çıkararak anlatıyor. Aslında bir süre sonra bakıyorsunuz ki, yaşamlar biribirinin devamı da olabilir.

Ödüllü bir romanı alın, ödüllü bir yönetmenle, ünlü oyuncularla beyazperdeye aktarın, konu da Aids ve eşcinsel ilişkiler içersin. Oscar'a aday olacak bir yapıt ortada.

Bu sezonun iyi filmlerinden. İzlemenizi öneririm. Pek çok mesaj veriyor. Sevgi, aşk, toplumsal yaşam değerleri, çocuk dünyasına bakış, yetişme dönemindeki aile tavırlarının ileriye etkisi, sanatçıların yaşamı aktarılıyor. Çoluk çocukla izlemenizi önermem.

Can Yayınlarından çıkan kitapla ilgili görüşlerimi önümüzdeki hafta aktaracağım. Ancak şunu belirteyim ki, kitap daha fazla sürpriz içeriyor.


SÖZ: AHMED ARİF

"Erkekçe olsun isterim, dostluk da düşmanlıkta" - Ahmed Arif


SÖZ: BUDHA

SADECE SEVGİ

Öfkeliye, canayakınlıkla cevap ver
Kötüye iyilikle...
Cimriye, hediyeler ver
Gerçeklerle yalancıyı sustur...
Galibiyet nefret uyandırır
Çünkü, yenilen mutsuzdur.
Yeryüzünde nefretle nefretin önüne geçilmez
Sadece SEVGİYLE...

Budha

Sayın Gülümser Ulaş'a teşekkür ederim.


ŞİİR: BİR ÇİN ŞİİRİ - CAN YÜCEL

Bir Çin Şiiri

Davacı zengin, davalı yoksulsa
Zenginden yana işler yasa

Davacı yoksul, davalı zenginse
Davalıda kalır yine nizali arsa

Davacı da davalı da zenginse davada
Özür diler çekilir aradan kadı.

Davacı da davalı da yoksulsa, bak,
Sade o zaman işte yerini bulur hak.

Can Yücel


Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda. Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
126. Sayı önceki yazı 126. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye