| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 06.03.2003 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 124

İçindekiler;

  • Konu: Markalı Sorun
  • Konu: Siemens 35 ve 45 Mobil Telefonlar Kilitlenir mi?
  • Konu: TBD Listesindeki Gelişmelere Hukukçu Yorumu
  • Konu: Ya Paranı Ya Canını
  • Film: Adaptation - Tersyüz
  • Söz: Konfüçyus
  • Söz: Wayne H.

 


KONU: MARKALI SORUN

Anlatacağım öyküde hiçbir abartma olmayıp, bazı bölümler yumuşatılarak aktarılmıştır ve gerçektir.

Çok yakın bir dost kişinin evindeki bilgisayarda bazı yazılımların çalışmadığı, bağlı bazı cihazlarda da sorun olduğundan söz edilince, bir de ben göreyim diyerek yola çıktım. Bilgisayar gayet güzel, modern parçalardan oluşmuş, markalı bir sistem. Düzenlenen bir kampanyadan satın alınmış ve alım esnasında cihaza ek hiçbir şey talep edilmemiş. Çünkü ihtiyaç duyabileceğiniz herşey var. Intel Pentium 4 işlemci, 512 MB hafıza, 40 GB sabit disk, LCD ekran, CD Okuyucu, CD Yazıcı, yerel ağ kartı, modem gibi. İşletim sistemi de Microsoft Windows 98 SE Türkçe.

İlk önce sistemde virüs var mı diye bir kontrol edelim dedim. http://www.grisoft.com adresinde ücretsiz kullanabileceğiniz, güzel bir antivirüs yazılım var. O program yardımı ile virüs taraması yaptık ki, sistemin yaklaşık %20 dosyasında virüs mevcut. Dört farklı virüs var. Anti virüs yazılımı bir kısım dosyadan virüsü temizledi, bir kısım dosyayı da sildi. Böylece sistem zaten düzgün çalışmıyordu daha da sorunlu hale geldi.

Bilgisayardaki bilgilerin ne kadar önemli olduğunu konuşup, çok önemli olmadığı, herşeyin silinip sıfırdan herşeyin kurulabileceği konusunda mutabakata varıldıktan sonra, sistem markalı ya, yanında verilen kitaplara ve CD'lere bakıp, ne yapacağımıza karar verelim dedik.

Türkçe bir kitap. Kitaba göre eğer sistem CD'den açılır hale getirilip, ilgili CD ile açılırsa, bilgisayar ilk alındığı güne geri dönüyor. Eh, bizim istediğimizde bu. Hemen başlayalım diyerek harekete geçtik.

CD'yi taktık, bilgisayarı kapatıp, açtık. Yok, CD'den çalışmadı. O zaman, BIOS'a girip, ayarlardan CD'den açıl seçeneğini işaretlememiz gerekiyordu dedik ve BIOS ayarlarını değiştirip, tekrar kapatıp, açtık, yine başarısız. Bir daha. Olmadı. Tekrar BIOS ayarlarına girdik, ne görelim, Güvenlik bölümünde CD'den açıl seçeneği ayrıca seçilmeli imiş. Ama kitapta bu bilgi yok. Neyse, buna şimdilik takılmayalım dedikten sonra ayar değiştirilip, kapanıp, açılınca bazı soruların sorulduğu kurulum işlemine geçildi.

Bir süre kendi kendine devam ettikten sonra, sistemin kapanıp, açılacağını yazdı. Tekrar açıldığında yine biraz daha çalışıp, sürücü CD'sinin takılmasını istedi. Taktık ama CD sürücüyü görmüyor sistem. Niye görmesin ki, biraz önce aynı sürücüyü kullanarak sistemi kurduk. Kapatıp, açtık. Aaa, o da ne, CD sürücüyü tanıdı. Sistem sürücülerini güncelle yazılımını - aslında burada Türkçe yazdım ama bu kısım İngilizce çalışıyor. Türkçeleştirme sadece işletim sistemi seviyesinde - çalıştırdık. İki adım yaptı, kapatıp, açacağım dedi, tekrar açıldı ama yine CD sürücü erişilemez durumda. Bu kadar da olmaz, yine kapadık.

Kitaptan teknik servis numaralarını bulalım da arayıp, destek alalım diye düşündük. Amerika 7 gün 24 saat hizmet veriyor, diğer ülkelerde tatil günleri dışında ve mesai saatleri içinde destek veriliyor. Yine de şansımızı deneyelim dedik ama fazla zorladığımızı biliyorduk çünkü yanıt vermedi servis numaraları. Amerika'yı arayıp destek alma düşüncesinden ise yeni bilgisayar almak daha ucuza geleceği için vazgeçtik.

Herhalde birşeyleri yanlış yaptık, tekrar en baştan başlayalım, nasıl olsa bilgiler uçtu. Bir daha, bir daha. Yok, bana mısın demiyor. Kitaba göre ilk alındığı güne getirilecek bilgisayar, biraz daha uğraşsak, hurdaya ayrılacak, bir başka deyişle moleküllere ayrılıp, atom seviyesine dönecek. Bu arada geçen zaman 7 saat ve 5 kez Microsoft Windows 98 SE Türkçe kurmuşuz. Ne sabır ama şimdi geriye baktığımda düşünüyorum.

Ne yapacağız, gece olmuş saat 22:00 . Ben, bilgisayarı alıp, götüreyim, şirkette hem teknik arkadaşlarla inceleriz hem de destek servisinden bilgi alırız dedim. Makul karşılanan bu istek sonucunda bilgisayarı attık arabanın arkasına yanında tüm CD'ler ve kitapçıklarla beraber.

Ertesi günü zor yaptım, uyku girmedi gözüme. Öyle ya, destek servisini arayacağım, sihirli sözcükler söylenecek ve bir gün önce 7 saatlik mücadele ile çalıştıramadığımız bilgisayar çalıştırılacak.

Sabah hemen servisi aradım. Sistemlerdeki sorundan dolayı arıza numarası alamadım ama sorunu anlatacağım bir kişi ile görüştüm. Daha önce yaptığımız prosedürleri tarif etti. Sürücü CD'sinde takıldığımızı duyunca, sistemi kapatıp, açılış esnasında BIOS'a girip, ayarları öndeğerlere çekerek, sistemi çalıştırmamızı istedi. Bunu yapınca CD'yi görür olduk. İlginç. Eh, bu durumda kişinin bize söylediği, isterseniz siz şimdi devam edin işlemlere bitince bizi arayın çağrısına olumlu yanıt verdik. Ancak yarı yolda yine CD'ye erişemez olduk.

Yine aradık, bu defa bir başka kişi çıktı. Sorunu bilmiyor doğal olarak. Herşeyi anlattık, "Olmaması lazım, daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmadık" gibi cümlelerden sonra, bilgisayarın BIOS'unu güncellersek düzelebileceğini söyledi. "Niye kitapta böyle birşeyden söz etmiyor, hani sadece bu CD'lerle aldığımız güne geri dönecekti" sorusunun yanıtını araştırmak olası değildi. Standart bir ev kullanıcısı, niye bunları yapmak zorunda kalsın ki, üstelik bilgisayar markasız olsa yanında verilen işletim sistemi kurulumu CD'si ile istediği gibi çalışır. Halbuki burada kapalı bir kutu söz konusu. Kur dediğinizde bir sürü şeyi kuruyor kendi kendine. Yetkili, BIOS'u güncelledikten sonra bizi bir daha arayın dedi. Peki, bu anlattıklarımı bir daha anlatacak mıyım? Hayır, ben arkadaşlara bilgi veririm.

BIOS'u yeniledikten sonra tekrar bir gün önce yaptığımız şekilde kuruluşa başladık. Aynı yerde aynı sorun. Olacak iş değil. Yine teknik servisi aradık, bir başka kişi çıktı bu defa. Konudan haberi yok. Bir daha anlattık. Şunu yapın, bunu yapın, dedikten sonra, diagnostic programını çalıştırın, sonucuna göre bizi arayın dedi. Peki, sizi nasıl bulacağız? Burada çok hat ve çok çalışan var. Beni bulamayabilirsiniz ama ben bilgi vereceğim arkadaşlara. Daha önce de bunu söylemişlerdi ama pek öyle olmadı. Yok, bu sefer bilgi veririz.

Söyleneni yaptık ama 10 dakika geçti sistemde hareket yok. Kapatıp, açtık ve başımızın çaresine bakmaya karar verdik. Tekrar ilk CD'den kurmaya başladık. Ardından sürücü CD'sini taktık ama akıllandık ya arada sistem kapanınca tekrar açılmadan önce BIOS'a girip, öndeğerlerle yükle konumuna getiriyoruz.

Ve nihayet oldu. Sistem kuruldu. Hemen sistem ayarları kısmına girdik, bir tane cihazın yanında Sarı bir Soru İşareti ve Ünlem. Modem gibi gözüküyor. Peki, niye kurmadı. Dahili bir modem var, sürücülerinde düzgün olması lazım.

Teknik servisi aradık. Bu sefer sistemler çalışmaya başlamış, bir numara verdiler. Bundan sonra aradığımızda bu numarayı verirsek, daha önceki işlemlerimizin çalışanlar tarafından da görülebileceğini belirttiler. Güzel ama sabahten beri yaptığımız görüşmeler nerede? Yok. Onlar CRM'de mevcut değil. Böylece müşteri arızası üçüncü ya da dördüncü seferden sonra izlemeye alınıyor ki, arıza oranı ve aranma sayısı düşük gözüksün. - Ben de neler düşünüyorum -

Yeni çıkan arkadaşa derdimizi anlattık. Dedi ki; "Bu modellerde modem yok. Sürücüsünü satın aldığınız yerden istemeniz gerekir". Biz bunu kampanyadan aldık, ek modem taktırmadık, para da vermedik üstelik. Cevap; "Bizim yapabileceğimiz bir şey değil. Aldığınız yer ile görüşün".

Alınan yer son derece kibar ve yardımcı olmaya çalışan yöneticilere sahip. Hemen telefona çıktılar, sorunumuzu anlattığımızda, dosyalara bakıp, modem'i kendilerinin taktıklarının görünmediğini ancak yine de emin olmak için bir süre sonra ararsak o sürede arşivden ana dosyalara erişerek daha sağlıklı bilgi alabileceğimizi söylediler. Güzel bir yaklaşım. Aradığımızda ofisten çıkmış olmalarına rağmen bizim arama ihtimalimize karşı ofistekilere not bırakmışlar ve cep telefonundan arayabileceğimizi belirtmişler. Aradık ve aldığımız yanıt, cihazın ana dağıtıcıdan geldiğinde modem ile birlikte geldiği. Onun için de sürücüsünün kendilerinde olmadığı ana firma ile görüşerek, kampanya detaylarını verirsek, modem olduğunu kabul edeceklerini belirttiler.

Tekrar teknik servis arandı. Mümkün değil, teknik servis kabul etmiyor, bu bilgisayarlarda dahili modem olduğunu. Başkasının taktığını söylüyor. Hatta bir de diyorlar ki, sizin kullandığınız CD'lerde yaşadığınız sorun da bundan kaynaklanabilir.

Satan yetkili bayi, dağıtan yetkili dağıtıcı, kampanyayı düzenleyen yetkili ama elimizdeki cihaz yetkisiz.

Kaldık ortada. Kitaba göre ilk güne dönecek cihaz, çalışmaz durumda. Daha fazla konuşarak bir yere varma şansımız yok. Modemin sürücü CD'sini bulmak gerekiyor. Evde yapılan bir arama ve ilgili olduğu varsayılan CD'inn tespiti. CD'yi hemen getirip, denedik. Hayır, olmuyor, bilgisayarla beraber verilen CD'deki modem sürücüleri uyumlu değil. Şirketteki arkadaşlara durumu anlattım. Biz internet'ten gereken sürücüyü buluruz dediler ve dediklerini yaptılar.

Sonuç mükemmel. Herşey sorunsuz çalışıyor.

Peki, biz memnun kaldık mı, aldığımız hizmetten. Hayır. Bu markayı önerir miyiz, bize sorduklarında. Hayır.

Markası ne? Size biraz iş çıkaralım, düşünüp, bulun. Geçtiğimiz sene bir başka markayı satın alma aşamasında yurt dışında büyük gürültüler kopan, şirket kurucuları ile ortakların, yöneticilerin ve hisse sahiplerinin yoğun tartışmalar yaşadıkları marka.

Gözüken durum o ki, bazı şeyler günü kurtarmak ve yasalara uyum sağlayabilmek adına yapılıyor. Gerçekten son kullanıcı bununla yola çıkıp, başının çaresine bakabilir mi, düşünülmüyor. Sağlık olsun.


KONU: SIEMENS 35 ve 45 MOBIL TELEFONLAR KİLİTLENİR Mİ?

Yaklaşık 1 haftadır internet haberleşme listelerinde ve bazı sitelerde Siemens cep telefonlarının 35 ve 45 serili modellerinin nasıl kilitlenebileceğine ve bunun sonucunda da bazen servise gönderilmesine neden olunacağına dair bilgiler dolaşıyor.

Verilen bilgiye göre;

Siemens 35 ya da 45 serisi telefonlara göndereceğiniz özel bir SMS, bu telefonun çevrime girmesine, bunun sonucunda pili bitene kadar ya da ilgili mesajı silinebilene kadar kullanılamamasına yol açıyor. Bir nevi DOS Attack dedikleri yöntem.

Mesaj çok basit: ilgili cep telefonuna "%English" gibi ya da dil seçeneklerinde yer alan dillerden birisinin ismini "%dil" şeklinde yazıp göndermek imiş sorunu yaşatan. Burada dikkat edilmesi gereken nokta mesajda " karakterlerini kullanmak ve dil kelimesinin ilk harfini büyük yazmak. Mesela; "%English" , "%Deutsch" gibi.

Buradaki özellik, eğer örneğin "%English" den sonra SMS merkezi bir karakter ekliyorsa bu mesajın ya da kelimenin arkasına, kilitlenme yaşanmıyor.

Yurt dışındaki mesajlara bakarsanız, bu mesaj sonucunda cihazının kilitlendiğini söyleyen de var, mesajı okurken cihazı kapatma tuşuna 1 saniye kadar sürekli basarsanız sorun yaşamadığını söyleyen de, hiç sorun yaşamadığını söyleyen de.

S35 modelleri için bir öneri var. O da, böyle bir mesaj geldiğinde okumaya kalkarsanız sistem kilitlenebilir ancak eğer Message Options seçeneğine gidip, gelen mesajlar dizinini seçip, Voice Memo düğmesine basarsanız, mesajı okumadan silme olanağınız var.

Bakalım arkasından neler çıkacak? Elde edeceğimiz yeni bilgileri size daha sonra ulaştıracağız. Şimdilik dikkat edin.

Ek: Bu sorunun Siemens 55 serisi telefonlar için olduğu da bildirildi.


KONU: TBD LİSTESİNDEKİ GELİŞMELERE HUKUKÇU YORUMU

netyorum'u sürekli izleyenler ya da Türkiye Bilişim Derneği TBD üyeleri haberleşme listelerini okuyanlar anımsayacaklardır, geçtiğimiz dönemde Genel Kurul'dan sonra gönderilen bir mesaj ve ardından oluşan gelişmeleri. Bunları netyorum eski sayılarında bulup, inceleyebilirsiniz.

Aşağıda konu ile ilgili Avukat Sayın Tolga İşmen ile yaptığım görüşmeler sonucunda edindiğim bilgiler var. Ancak kendisi yine de "derin bir hukuki analize girmenin gereği olmadığı gibi mahkeme dosyasını incelemeden sadece varsayımlara dayanabiliriz" demekte bazı kısımlar için. Demek ki, yeni vizyon grubunun mahkemeye yaptığı suç duyurusuna ihtiyacımız var. Maalesef biz de mevcut değil, açıklanmadı da.

- Listeye gönderilen bir mesaj gizliliği kalkmış ve kamuya mal olmuştur. Bunun için herhangi bir kişi mahkemeye müracaat ederek, delil tespiti isteyebilir.

- Mahkeme bunu ciddi bulursa - suç unsuru içermek zorunda değil - gerekli işlemleri yapar.

- Yeni vizyon grubu, mesajı gönderdiğini söylediği kişinin yanlış isim kullandığını söylemiş olabilir ki mahkeme delil tespiti müracaatını haklı bulmuştur.

- Mahkemenin talebi ile Superonline bu bilgiyi vermekle yükümlüdür.

- Mahkemeye ulaşan bu bilgiyi yeni vizyon gurubu yayınlamasa iyi olurdu ancak kişisel bilgilerin gizliliği açısından eksikler bulunduğu için buna karşı da yapılabilecek pek fazla bir şey yok.

- Aslında iki tarafta hatalı durumda. Kim kime dava açmaya kalksa diğeri de ona dava açabilir. Bu açıdan ilginç. Birisi benim bilgilerimi açıkladılar, bu ben değildim, çalmışlar, başkası kullanmış - ki diyemiyor çünkü kendisinin verdiğini açıkladı -, tehdit ettiler dese, diğer taraf yanıltıcı kimlik konusunu gündeme getirerek, daha ciddi
suçlar işleyebilirdi diyebilir. Üstelik yanlış kimlik ismi kullanan gerçek bir başka kişinin ismini kullandığı için ciddi sorun yaşayabilir.

Sayın Yurtsan Atakan'ın daha önce listeye gönderdiği ve konunun etik yönüne baktığı bir mesajdan da alıntı yapmak istiyorum:

"Ortada iki tarafın da utanması gereken bir durum var. Yeni Vizyon Grubu, kendilerine muhalefet eden bir kişiyi zor durumda bırakmak ve küçük düşürmek amacıyla suç unsuru taşımayan bir mesaj hakkında delil tespiti yaptırdığı için, Sayın Anaç ise İnternet aboneliğine sahip çıkamayıp, başkaları tarafından kullanılmasına yol açtığı için... Sayın Anaç'ı sahte imza ile mesaj gönderdiği konusunda suçlamak şu an için mümkün değildir. Yeni Vizyon Grubu dava açıp, tersini kanıtlamadıkça Sayın Anaç'ın beyanı esastır..."

Sayın Atakan'ın bir diğer tespiti de çok önemli.

"Her İnternet kullanıcısının bundan böyle endişe duymasını gerektirecek bir durum ortaya çıkıyor. Herkes, herkes hakkında delil tespiti bahanesiyle, kişisel bilgi toplayabilir. Yani ben, senin bana gönderdiğin bir mesaj hakkında bu sahte bir imzayla geliyor diye mahkemeye delil tespiti başvurusunda bulunabilir ve kişisel bilgilerini ele geçirebilirim".

Bir diğer nokta da, Sayın İşmen'in ekledikleri. Konuya sadece internet ortamında bir elektronik posta olarak bakmayıp, mevcut yasalarda klasik bir mektup gönderme şeklinde de yaklaşılması gereği.


KONU: YA PARANI YA CANINI

Bu başlığın altına pek fazla birşey yazmayı düşünmüyorum. Sadece geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamaları dinlemeye başladığımda birden aklıma geliverdi bu söz; "Ya Paranı Ya Canını". Ben pek anlam yükleyemiyorum da size de belirteyim dedim!


FİLM: ADAPTATION - TERSYÜZ

1999'da "Being John Malkovich" filmi ile En İyi Yönetmen Oscar ödülüne aday gösterilen Spike Jonze 'un yönettiği bir iflm "Adaptation - Tersyüz".

Başrollerde; Nicolas Cage, Tilda Swinton, Meryl Streep ve Chris Cooper yer alıyor.

Film, Susan Orlean'ın kitabının senaryosunun yazılması esnasında Charlie Kaufman'ın yaşadıklarının kendisi tarafından beyaz perdeye uyarlanması.

Film, 2003 Oscarlarında Nicolas Cage - En İyi Erkek Oyuncu, Chris Cooper - En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu, Meryl Streep - En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, Charlie Kaufman ve Donald Kaufman - En İyi Yazar, kategorilerinde olmak üzere 4 dalda aday.

1996'de "Leaving Las Vegas" 'daki oyunu ile En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülünü alan Cage'in anımsanacağı diğer filmler, "Captain Corelli's Mandolin", "The Family Man", "Gone in Sixty Seconds", "Bringing Out the Dead", "8MM", "Snake Eyes", "City of Angels", "Face/Off", "Con Air" ve "The Rock"

13 kez Oscarlara aday gösterilen Streep, 1980'de "Kramer vs. Kramer" ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, 1983'de "Sophie's Choice" ile En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almıştı. Ardından 8 kez daha aday gösterildi ancak ödüle erişemedi. Bakalım bu sene ne olacak? Diğer filmleri, "The Hours", "Music of the Heart", "Marvin's Room", "The Bridges of Madison County", "The House of the Spirits", "Postcards from the Edge", "A Cry in the Dark", "Out of Africa", "The Deer Hunter".

Swinton ise, "Vanilla Sky", "The Deep End", "Possible Worlds", "The Beach", "Protagonists" ve "Female Perversions" filmlerinden anımsanabilir.

Cooper, bu filmdeki oyunu ile 2003 En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülüne aday. Ayrıca "The Patriot", "Me, Myself & Irene" ve "American Beauty" anımsayacağımız diğer filmleri.

Yukarıda da söz ettiğim gibi film Susan Orlean'ın "The Orchid Thief" isimli kitabının uyarlanması esnasında senaristin yaşadıkları. Ancak kitabın içindekilerin de filme aktarılıp, ikinci bir karakterin devreye girmesi, kitabın kahramanlarının kitabın yazarı ile yaşadıkları, senaristin ikiz kardeşinin bir başka senaryo üretmeye çalışırken ki diyalogları, birden fazla konuyu sahneye çıkarıyor. O kadar çok iç içe konu var ki, izlemeden tanımlanması çok zor.

Yaklaşık 2 saat süren bu film, izlenmesi gereken filmler arasında. Oyuncuların performansı, konu, ani olaylar, yürek hoplatan sahneler, duygusal anlar, aşk, gerilim, ihanet, yaşamın iniş ve çıkışları, vurdumduymazlık bu filmde. Bu sezon bir film seyredecekseniz, bu olabilir.

Orkideler hakkında ilginç bilgiler aktarıyor, bilmediklerinizi öğreniyorsunuz. Zaten ne biliyorduk ki?


SÖZ: KONFÜÇYUS

"On beş yaşımda öğrenmeye gönül verdim.
Otuz yaşımda ayaklarımı sağlam olarak yere basıyordum.
Kırk yaşımda kuşkularımı yenmiştim.
Elli yaşımda göğün buyruklarının ne olduğunu biliyordum.
Altmış yaşımda buyrukları yumuşak başlılıkla dinliyordum.
Yetmiş yaşımda arzularımın gösterdiği yola yöneliyordum:
Çünkü artık beni yanıltmayacaklarını ve dengenin sınırını aşmayacaklarını biliyordum."
 
Konfüçyus


SÖZ: WAYNE H.

“İki yer arasındaki en kısa yol daima inşaa halindedir.” - Wayne H.


Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda. Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
124. Sayı önceki yazı 124. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye