|
"Öykülerle Sözcükler" 23.01.2003 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 119
PİYAZ
1973 yılı bizim küçük ve şirin kasabamızı üniversiteye gitmek
amacı ile eskiye oranla daha uzun süre terk etmeye başladığımız yıldı. Mavi ve
yeşilin uyum merkezi kabul ettiğimiz kasabamızdan ayrılık bize aynı zamanda yeni
tatları da öğreneceğimiz ayrı bir okulun da yoluydu.
Bizim orta öğrenimimizi aldığımız yıllarda Kdz. Ereğli kendine özgü ev yemekleri
yanı sıra incecik hamuru ile kendine özgü bir kıymalı pidesi olan küçük bir
kasabaydı. İlk lahmacun satıcısı çocuğu sokakta gördüğümüz zaman yemek alanında
yeni bir devrimin olacağını hissetmiştik ama, yine de kasabada şöyle işkembe
çorbasından sonra kelle ile birlikte piyaz yiyebileceğimiz bir lokantamız
olamamıştı.
Biz piyazla Ankara'nın o soğuk kış günlerinde kitaplarımızı aldığımız Zafer
çarşısından çıktıktan sonraki ara yolda çarşının ismi ile anılan işkembecide
tanıştık. Üç arkadaş ortaya bol soğanlı bir piyaz söylemeyi yemeklerimizin
ayrılmaz parçası haline getirmiştik.
Haşlanmış kuru fasulye, soğan, zeytinyağı ve limonun müthiş birleşimi olan bu
mükemmel şeyin adını sorgulamak hiç aklımın köşesinden geçmemişti. Ben bu adın
mutlaka bu bileşim için yaratılmış oduğunu düşünüp her seferinde bol soğanlı
bir piyaz istemeyi unutmuyordum.
Ahmet Güvener'i mutlaka tanırsınız. Her tartışmalı gol pozisyonundan sonra tüm
kanallar kendisine bağlanıp pozisyonda hakemin bir hatası olup olmadığını
sorarlar o da olaya en doğru yanıtı vermek için tüm hakemlik bilgisini en ince
ayrıntısına kadar kullanır. Ama bilinmeyen başka yönü o sadece bir futbol adamı
değil iyi bir bilişimci, iyi bir araştırmacıdır da.
Geçen hafta İstanbul'a yaptığım seyahatte her zaman olduğu gibi kendisi ile
sohbet ederken bana dönerek "ya Nezih, yandaki lokantada az soğanlı piyaz
istedim getiremediler meğer bu sosyetik semtte millet 'bir piyaz ver soğansız
olsun' diyormuş. Dolayısı ile lokanta piyaza soğan koyarken gecikti. Ulan
soğansız piyaz olur mu? Piyaz demek zaten soğan demektir" diyerek konuşmaya
devam ederken benim yüzümdeki şaşkınlığa bakıp "Ne yoksa, bilmiyor muydun?
Farsça'da da Kürtçe'de de piyaz demek soğan demektir oğlum"
diyerek benim gibi sözcük meraklısına bilmediği bir şeyi öğretmenin hazzını
yaşarken bende eskiden "bol soğanlı piyaz" dediğimde aslında ne komik bir
sipariş verdiğimi düşünerek gülmeye başlamıştım bile.
Nezih Kuleyin
e-posta:
nezih@semor.com.tr
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|