|
"Öykülerle Sözcükler" 09.01.2003 Nezih Kuleyin - netyorum.com / Sayı: 117
DAMACANA
Bu sözcüğün kesinlikle Türkçe bir sözcük olduğuna emindim çünkü
sözcük sanki ben Türkçe'yim diye bağırıyordu. Ses uyumu da tam Türkçe'deki ses
uyumunu sağlıyordu.
Yanıldığımı düşünmeme renklerin hızla kırmızıya dönüştüğü bir sonbahar günü,
Bolu pazarına alışveriş için girip pazara su getiren kamyonetin üzerindeki
yazıyı görmem neden oldu.
Eğer İstanbul'dan arabayla Ankara geliyorsanız ve yanınızda taze yeşil sebze
meraklısı arkadaşlarınız da varsa o zaman Bolu pazarı sizi her türlü
zenginliğini sunmak üzere kucağındaki sebzeleri bir çiçek bahçesi gibi süslemiş
bir köylü kızı gibi bekler. Orada dağ çileklerinden tutun da, kokusunu
metrelerce ileriden duyabileceğiniz köy peynirlerine kadar her şeyi
bulabilirsiniz.
Yine böyle bir gündü. Biz Yalova Belediyesindeki toplantımızı bitirmiş,
toplantıdaki konuların derinliğinden sıkılmış bir biçimde yolculuk yaparken Bolu
pazarına girmenin dayanılmaz baskısının üzerimizde olduğunu fark ettik.
Pazar yeri her zamanki güzelliği ile bizi bekliyordu ama park edecek bir yer
bulma konusunda zorlanıyorduk. Ben bir kamyonetin önünün boş olduğunu görüp
arkadaşıma oraya yanaşmasını söylediğimde kamyonetin önünde "Damacan Suyu"
yazdığını gördüm. Suyun adı "Damacan Suyu" ise onu taşıyan kaba verilen ad'mıydı
damacana? Yoksa cam olmasının bu adı almasına bir etkisi olmuş muydu?
Damacan suyu ise bu damacan denilen yer neredeydi?
Sorular ne kadar çok olursa olsun işin aslı düşündüğümden çok farklıydı.
"Damacana", kravat, döpiyes gibi dilimize Fransızca'dan geçmiş bir sözcüktü ve
çok ilginç damejeanne (kız jan) sözcüğünden geliyordu. Damacana'ya
bu ad yuvarlak tarafı çok büyük ama su dökülen çıkıntısı çok küçük olduğu için
verilmiş olmalı diye düşünüyorum çünkü aynı mantık İngilizce'de de var. Onlar da
damacana'ya demijohn (yarım erkek) diyorlar.
Sözcüğün kökeninde erkeklik organı ile dalga geçilen ya da kalçaları biraz büyük
bulunan bir Fransız jeanne yatıyordu.
Bolu pazarının benim sözcükler denizindeki yolculuğumu böyle etkileyeceğini hiç
düşmemiştim ama damacananın bu derece ilginç bir sözcük olduğunu öğrenmemin
aracısı olduğunu düşündükçe aklımdan her geçişte girip bir şeyler almak
geçiyor.
Nezih Kuleyin
e-posta:
nezih@semor.com.tr
netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel
yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine
tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya
link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)
|