| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

09.01.2003 Daruma - netyorum.com / Sayı: 117

KÖMÜR KARASI

Kapkara gözler, kapkara gür saçlar, kapkara eller, ayaklar, kirden rengi belli olmayan bir gömlek, yırtık bir pantolon ve ayakkabısız çıplak ayaklar.

Beşiktaş'ın kalabalık bir Cumartesi günü. Sakince bir köşeye çekilmiş, hayatın acılarını koklarken unuttuğu, başka insanların pahalı ayakkabılarını yapıştırmak için veya vs. işlerde kullandığı Bally ellerinde... Küçücük, zayıf bedeni ile parçalanmış hayatını, kırılmış kalbini yapıştırıyordu galiba. Yaşı en fazla 12-13 göründü bana.

Yoldaki satıcıdan kiraz alıyordum. Birden sanki bana biri seslendi. Dönüp baktığımda arkamda kimse yoktu. Satıcıya döndüm, “sanki bir ses duydum” dedim. Satıcının gözleri benim yüzüme dönük ama aşağıya doğru bakıyordu. Tekrar döndüm, O’nu gördüm. Yerde oturmuş bana bakıyordu. Ellerimdeki alışveriş paketlerimi cüzdanımdan para çıkarmak için yere bırakmıştım. Meğer onun yanına bırakmışım. Satıcı güya beni uyarıyor! biraz da yalakalık gibi geldi bana, “dikkat edin çalar” dedi.

Bir an düşündüm. Alışveriş torbalarımın içinde yiyecek maddeleri vardı. Büyük bir ihtimalle karnı açtı. Tok günlerin sayılı olduğu bir hayat yaşıyordu. Bense çok fazla kilo almıyayım diye yiyeceklerime dikkat ediyor ara sıra rejim yapıyordum. Benzer bir tarafımız vardı, ben lüksten o ise yokluktan yemiyordu/yiyemiyordu. Hiçbir şey demedim, tezgahdan bir avuç kiraz aldım, yemek ister misin diye sordum. Hiç konuşmadı, başıyla hayır anlamında bir hareket yaptı. Kirazlar avucumda kaldım. Satıcıya döndüm, istemedi dedim ve kirazları tezgaha bıraktım. Ödememi yaptım, torbalarımı aldım, giderken tekrar baktım. Döndüm. Para verirsem alır diye düşündüm. Bütçeme göre, onun bir haftalık karnını doyurabileceği bir miktarı uzattım. Satıcı yine müdahale etti. Vermeyin şimdi gidip onunla Bally alır dedi.

Dizlerimin üzerine oturarak, gözlerimi onun göz mesafesine getirerek, alır mısın dedim. Bu sefer sesli cevap verdi. İstemiyorum dedi. Sesinde biraz sitem, biraz öfke ve kırgınlık vardı. Aslında verdiği cevap beni çok üzdü. Ama satıcının yüzüne bakınca ve onun ikinci bir kez, bir Sokak Çocuğu tarafından, üstelik, küçümsediği, hırsızlıkla suçladığı, üzerine dilenciliği yapıştırdığı bu küçük çocuk tarafından, büyük bir ders alması beni çok mutlu etmişti. Üzüntüm ise parayı alsaydı sanki vicdanım daha rahat olacaktı.

Yanlışım da buradaydı zaten. Tabii ki bana da bir ders vermişti. Aslında yapmam gereken çok daha farklı olmalıydı. Onlara ulaşacak, onları koruyan, onları topluma kazandıracak sivil toplum örgütlerine yardım etmem gerekiyordu.

Okulların açılmasına yaklaşık bir ay kaldı. Okullar, sıralar, beyinlerinde çiçek açmasını sağlayacak kitaplardaki bilgiler çocukları bekliyor.

Kömür karası gözler, kömür karası hayatlar yaşıyor. Renklerini gri’ye de mi çeviremeyiz. 

Daruma - 8.8.2002


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
117. Sayı önceki yazı 117. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye