02.05.2002 Prof. Dr. Eyüp İlyasoğlu - netyorum.com / Sayı: 108

DAVRANIŞ BİÇİMLERİ

Aklımı yıllardır kurcalayan bir soruya, yine cevap bulamadım.

Otuz senede bir çok vakıf, dernek, kooperatif, işveren sendikası, ihracatçı birlikleri, klüp ve çok-ortaklı ticari şirket yönetimlerinde görev aldım; hala da alıyorum.

Kuruluşun türü ne olursa olsun, yönetim kurullarında daima iki grup üyeye rastladım.

Birinci grup:

- İşi sırtlar, kurumu başarılı kılmak için elinden geleni yapar.

Başarılı olanlar kurumu daha ileri götürür. Başarısız olanlar ise, iyi niyetlidir, başarılı olmasa da mutluluk duyar.

Bunları anlar gibiyim!

İkinci grup ise, çok ama çok değişik tiplerde insanlardan oluşur:

- Bir kısmı arada sırada gelir, geldiği zaman da, geçmişte olanları bilmeden ahkam keser;

- Bir başka kısmı, işi veya kendi ile ilgili konular olduğu zamanlar gelir, kendi çıkarı doğrultusunda çaba gösterir, isteği yerine gelmezse küser, bir süre gelmez;

- Bir daha başkaları ise, yönetimde olmak için elinden gelen her türlü çabayı gösterir, kurumu kendi istediği doğrultuya çekmek ister, olmazsa küser, gider;

- Bir daha daha başkaları kurumu ikiye böler, sen-ben kavgasına yol açar, her toplantı bir azap olur, o da küsebilir gidebilir, ama muhakkak aynı oyunu bir başka yerde sahneye koyar;

- Bir kısmı ise, sadece ve sadece, orada olmak için vardır.

Ve nihayet son bir kısmı ise,

- Niye geldiğini bilmeden öylece oturur, "bitse de gitsem" der, fikri de yoktur, zikri de..

Bunların hiçbirini, ama hiçbirini anlayamadım!

Başta dediğim gibi, soruma yine cevap bulamadım.

Sevgilerim ve yine birinci grupta olmak dileği ile,

Prof. Dr. Eyüp İlyasoğlu
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: eyupi@triosh.com