|
"Yansımalar" 02.05.2002 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 108
İçindekiler;
-
Konu: Megalomani
-
Konu: Siz Yazın da
-
Kitap: Şeytan ve Genç Kadın - Paulo Coelho
-
Kitap: Ayrılmak - Dan Franck
-
Film: In The Bedroom - Yatak Odasında
-
Film: Le Pornographe - Pornografi
-
Film: Monsters, Inc. - Sevimli Canavarlar
-
Söz: Albert Einstein
KONU: MEGALOMANİ
netbul.com'a göre; Megalomani ya da büyüklük hezeyanı, kişinin
kendisine gerçekle uyuşmayan üstün nitelikler yakıştırmasıdır. Derin bir ruhsal
sorunun belirtisidir... Büyüklük hezeyanları kişinin, yetenekleri, nitelikleri
ve yaşantısı hakkındaki mantıksız inançlara dayanır. Nedenleri, belirtileri ve
tedavisi için
http://www.netbul.com/superstar/ozeldosyalar/saglik/hastaliklar/ruhvesinir/megolomani.asp
adresine bakabilirsiniz.
Şimdi bu tanımı niye verdiğimi merak edenler çıkacaktır muhakkak. Gündemi
izleyenlerdenseniz bu tanıma uyanları fark edebilmeniz ve ona göre
hareketlerinizi belirlemeniz için verdim. Dikkatli olmak da yarar var. Neyle
karşılaşacağınızı bilmeniz iyi olur.
Bu tanıma tam uyan bir iki örnek elimde var ancak kırılıp, gücenecekleri,
küsecekleri için yazmayı uygun bulmuyorum. Umarım bu tanımı okuduktan sonra
belirtileri kendilerinde sorgulayıp, tedavi olmaya başlarlar. Ya da
çevrelerindeki dostları onları tedavi olmaları konusunda ikna eder.
KONU: SİZ YAZIN DA
Geçenlerde bir mesaj okudum ve hemen not aldım. Mesajda yazılım geliştirmek
konusunda devam eden bir dizi yazışmanın arasında "elin kadıköy korsanı kırıp 2
milyona satmazsa 3 kuruş para kazanıp onun da yarısını vergi verecem. Hiç işim
olmaz hiiiç." cümlesi dikkatimi çekti.
Bu düşünce tarzı ile devam ettiğimizde hiçbir şey üretmeden oturmak daha iyi
sonucuna varabilirsiniz. Öyle ya, kazak üretseniz ve bir marka koysanız, onun da
taklidini yapabilirler. Kitap yazarsanız, korsan baskısını yapıp, satarlar.
Benim diyeceğim; "Siz yazın, üretin de hep birlikte korsana karşı mücadele
edelim". Elimizde kendi ürettiğimiz ürünler olmadıktan sonra hep yabancıların
markalarının haklarını mı savunacağız?
Başkaları haksız kazanç elde edebilecek diye üretim yapmayı niye durduralım, hiç
mücadele etmeden?
KİTAP: ŞEYTAN VE GENÇ KADIN - PAULO COELHO
Simyacı adlı kitabın yazarı Paulo Coelho'nun 11.baskısını yapan "Şeytan
ve Genç Kadın" eseri, içerdiği mesajlarla okunması gereken kitaplardan.
İnternet'teki bazı haberleşme listelerine üye olanlar, kitabı okuduklarında
karşılaşacakları satırlarda şaşırabilirler. Çünkü kaynak belirtilmeden
gönderilen bazı yazıların bu kitaptan alındığını fark edecekler.
Hemen bir örnek vereyim; Leonardo Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" adlı tablosunun
İyi ile Kötünün anlamını aktaran mesajlar bu kitaptaki, bir bölüme ait. Buna
benzer diğer örneklerle de karşılaşabilirsiniz.
"Şeytan ve Genç Kadın", "Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum, Ağladım" ile
başlayan "Veronika Ölmek İstiyor" ile devam eden bir üçlemenin son kitabı.
Kitap, İlknur Özdemir'in çevirisi ile Can Yayınları tarafından okurlara
ulaşıyor.
Arka kapaktan aldığım bilgilere göre kitap; "İyi ile Kötü arasındaki savaşı ve
insanın Tanrı ile karşılıklı ilişkisini" konu alıyor.
Bir dağ köyünde yaşamakta olan genç kadın, köy yaşamını sıkıcı bulmakta ve
ayrılma planları yapmaktadır. Bu arad köye geln bir yabancı köy halkına
şaşırtıcı bir öneride bulunur. Bu öneri köy halkının yaşamını ve yaşama bakış
açısını tamamen değiştirecektir. Buna göre; yabancı, köy halkına yedi gün süre
tanır. Yedi günlük sürenin sonunda köy halkının davranışları ile iyi ile kötü
arasındaki farkı görmek istiyordur. Eğer yedi günün sonunda köyden birisi ölü
bulunursa insanların içinde kötülüğün olduğunu düşünecek ve on bin altını köy
halkına verecektir. Buna benzer başka bilgileri de kitabı okuyarak
öğreneceksiniz artık.
Yaşam, değer yargıları, dürüstlük, ihanet gibi felsefi konuları farklı bir
tarzda aktarmaya çalışan bu kitabı herkese öneririm.
KİTAP: AYRILMAK - DAN FRANCK
Hazmetmesi kolay olmayan, içerdiği mesajları ve aktardığı yaşam öyküsü
kendinizi huzursuz hissetmenizi sağlayabilecek bir kitap, Dan Franck'ın "Ayrılmak"
eseri.
"Ayrılmak... Günün birinde adam her zamanki gibi kadının eline uzanır,
parmaklarını yakalayamaz. Motosikletle giderler, kadın adamın beline sarılmaz.
Kadının gülüşü, tebessümleri artık adama yönelik değildir. Adam kadını anlamak
ister, anlayamaz. Beklemek zorundadır, bekleyemez" diye başlıyor, kitabın arka
kapağında tanıtım.
Haydar Sayılı'nın çevirisi ile İletişim Yayınları tarafından bizlerle buluşuyor.
"Dünyanın en büyük mutluluklarından biri, bana öyle geliyor ki, fikirlerini,
duygularını, izlenimlerini bir başkasıyla paylaşabilmektedir... Hımm!.. Bu
dğşğnce Almanca'dan çevrilmiş bir eserden alınmıştır. Adını hatırlamıyorum"
Gogol, Bir Delinin Hatıra Defteri kitabından alınan bu cümlelerle başlıyor,
kitap.
Yedi yıllık evli, beş yaşında ve yedi aylık iki çocuk sahibi bir çiftin
birbirinden kopuşunun öyküsü. Adam, kadının kendisinden kopuşunu önce ciddiye
almamaya çalışır ancak zaman kadından vazgeçemeyeceğini gösterir. Kadın ise
adamla oynamaktadır. Sürükleyici bir tempo ile kısa sürede soluksuz bitirmenizi
getirecek.
Kadın erkek ilişkilerini olduğu gibi gözler önüne seren, içinde abartma
olmadığını düşündüğüm bir kitap. Her ne kadar erkeklerin romanı dense de
kadınların da pek çok mesaj bulabileceği bir kitap.
Karmaşık düşünceler, evlilik, sevgi, aşk, çocuklar, iş yaşamı, arkadaşlar
konusunda mesajlar veren güzel bir kitap.
Arka kapakta dendiği gibi; "Her şey geride kaldığında varılan sonuç bu değildir,
şudur: Sadece gerçek bir kopuş insanı olgunlaştırabilir."
Benim söyleyeceğim ise, "Aman, olgunlaşmak için ayrılmanın gerekli olduğunu
filan düşünmeyin". Olgunlaşmanın başka yolları da var. "Ayrılmak" kitabını da
bir kitap olarak değerlendirin.
FİLM: IN THE BEDROOM - YATAK ODASINDA
Ailesinin tek çocuğu bir delikanlı, anne ve babası, delikanlının sevgilisi
olan daha yaşlı bir genç kadın, küçük iki çocuk ve kadının anlaşamadığı için
ayrı yaşadığı bir koca.
Todd Field'ın yönettiği "In The Bedroom - Yatak Odasında" filmi bu
karakterlerin çevresinde dönüyor.
Başrollerde Tom Wilkinson, Sissy Spacek, Nick Stahl, Marisa Tomei ve William
Mapother yer alıyor.
"Nonnie And Alex" filminden anımsayabileceğiniz Todd Field, "In The Bedroom"
filmi ile 2002 senesi Oscarlarında En İyi Film ve En İyi Uyarlama ödüllerine
aday gösterildi.
Wilkinson "Sense And Sensibility", "The Patriot", Stahl "The Man Without A
Face", "The Thin Red Line", Mapother "Mission: Impossible II", "Swordfish"
filmlerinden anımsayacağız.
Wilkinson bu sene En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülüne aday gösterildi.
Spacek 1977'de "Carrie", 1983'de "Missing", 1985'de "The River", 1987'de "Crimes
of the Heart" ile En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödüllerine aday gösterildi. Ayrıca
1981'de "Coal Miner's Daughter" ile En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödülünü aldı. Bu
filmdeki rolu ile de 2002'de En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödülüne aday gösterildi.
Tomei "My Cousin Vinny" ile 1993'de En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödülünü almıştı.
Bu sene de En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar ödülüne aday gösterildi. Tomei'yi
ayrıca "What Women Want" 'dan da anımsayabilirsiniz.
Delikanlı hem çalışmakta hem de okumaktadır. Bu arada iki küçük çocuğu olan ve
kocasından ayrı yaşayan kendisinden daha yaşlı bir genç kadın ile ilişkiye
girer. Delikanlının annesi ilişkiyi tasvip etmemekte ve babaya bu konuda
müdahale etmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunmaktadır. Baba ise konuya
daha ılımlı yaklaşmaktadır. Genç kadının eski kocası ise sinirli bir yapıya
sahip olup, kadının delikanlı ile olan ilişkisini kabul edememekte ve eve geri
dönmek istemektedir.
Film klasik bir senaryoyu farklı bir bakış açısı ve sürpriz gelişmelerle
aktarıyor. Dönüm noktası sayılabilecek bir gelişme ile de bir anda yönünü
değiştiriyor.
Aile bağları, bastırılmış duygular, akıldan geçirilen ancak karşı tarafın
incinmesinden çekinildiği için dışa vurulmayan düşünceler, sevgi, koruma iç
güdüsü, intikam, kin gibi davranışların aktarıldığı film, özellikle
oyuncularının performansı ile göz dolduruyor.
Sinema ile yakından ilgilenenlerin hoşlanabileceği tarzda bir film. Güncel film
izleyicisine sıkıcı ve bildik gelebilir.
FİLM: LE PORNOGRAPHE - PORNOGRAFİ
Bertrand Bonello'nun yönettiği Cannes Film Festivalinden ödüllü "Le
Pornographe - Pornografi", İstanbul Film Festivali ile birlikte gösterime
girdi ve vizyonda kaldı.
Başrollerde Jean-Pierre Léaud, Jérémie Rénier, Dominique Blanc, Thibault de
Montalembert, André Marcon, Alice Houri, Ovidie, Catherine Mouchet ve Laurent
Lucas yer alıyor.
Kanada, Fransa ortak yapımı filmin oyuncularını Fransız sineması ile
ilgilenenler tanıyacaklardır.
Orta yaşı geçmiş bir porno filmler yönetmeni emekli olduğu mesleğine geçim
amaçlı geri dönmek zorunda kalır. Geçmişinden kopmaya çalışmış, oğluna yaptığı
mesleği açıklamakta zorlanmış olmasına rağmen tekrar eski işine dönmesi
kendisini yıpratır. Karısı yardımcı olmaya çalışmaktadır. Yönetmen yeni tarz
filmlerin sanatsal yanı olmadığını halbuki bu filmlerinde duygu içerebileceğini
savunmaktadır. Ancak yeni çağın çarkları acımasızca işlemekte ve yönetmenin
karşısına kabul etmesi gereken şartları çıkarmaktadır.
Yapılan mesleğin insanların yaşamını nasıl etkilediğini aktaran güzel bir film.
Filmin sonlarında yönetmenin bir gazeteci ile yaptığı röportajda bu işe nasıl
girdiğini anlatan kısım çok iyi. Nereden nereye diye düşünmekten kendinizi
alamıyorsunuz. Düzeni eleştirmek üzere yola çık ve sonunda porno endüstrisinde
tanınan bir yönetmen ol. Kendi içerisinde bir kara mizah örneği.
Bu ve buna benzer filmlerin izleyici sayısını yaklaşık %20 eksik değerlendirmek
gerekir diye düşünüyorum. Çünkü filmi izlemek üzere salona gelenlerin bir kısmı
filmin ilk üçte birinde, bir kısmı ara verildiğinde bir diğer kısmı da üçte
ikisinde salonu terkediyorlar. İzleyici sayısı çok görünebilir ama gerçekten
izledi mi bu kadar kişi tartışılır. En azından benim gittiğim seansta bir kısım
kişi yukarıda belirttiğim bölümlerde salondan çıktılar. Filmin adının yaptığı
çağrışımdan beklediklerini bulamadıkları muhakkak.
FİLM: MONSTERS, INC. - SEVİMLİ CANAVARLAR
Herhalde Canavarlar kelimesinin başına Sevimli eklemesini yapmazlarsa
izleyici bulamayacaklarını düşündü filmi getirenler. Bir de bunun yanına
İstanbul'da bir salon hariç tüm salonlarda Türkçe dublajlı gösterimini de
eklerseniz, hedef kitle hemen ortaya çıkar.
Halbuki çizgi film formatında olan filmdeki karakterleri orijinal İngilizce
sürümünde seslendirenlere bir baktığınızda neler kaybettiğinizi hemen
anlayacaksınız. Kim mi bunlar; John Goodman, Billy Crystal, Mary Gibbs, Steve
Buscemi, Jennifer Tilly ve diğerleri.
Yönetmenliğini Peter Docter ve David Silverman'ın yaptığı "Monsters, Inc. -
Sevimli Canavarlar" filmi gösterimde. Film, bu sene En İyi Film Müziği Oscar
ödülünü aldı.
Yönetmenlerimiz animasyon filmler üzerinde çok deneyimli. Docter 1996'da "Toy
Story" ve 2002'de "Monsters, Inc." ile Oscarlara adaydı.
Film, geceleri çocukların rüyalarına girerek, uykularının kaçmasına neden olan,
hayallerinde canlandırdıkları canavarlar üzerine kurgulanmış. Hepimizin başından
geçmiştir. Karanlık bir odaya düşen ay ışığının gölge oyunları ne kadar ürkütücü
gelebilir bazı anlarda. Odadaki bir çıtırtı, dolabın kapağındaki bir ses,
perdenin dalgalanması neler düşürür akıllara.
Enerji kaynağı olarak korkan çocukların çığlıklarını kullanan canavarlar, bu işi
aynı zamanda bir yarış şekline getirmişlerdir. Bu tür filmlerin hepsinde olduğu
gibi bu filmde de iyi ve kötü karakterlerin savaşı var ve tabii ki iyiler
kazanıyor.
Animasyon, efektler etkileyici. Özellikle başroldeki tüylü canavar Sully'de çok
fazla detay var. Bu arada filmdeki canavarlara baktığınızda hayal gücünün sınır
tanımadığına şahit olacaksınız. Alabildiğine uç noktalarda dolaşmış
animasyonları ve karakterleri yaratan ekip.
Ailece izlenip, neşeli vakit geçirilebilecek güzel, rengarenk bir film.
Kaçırmayın. Özellikle çocukları götürüp, tepkilerini gözlemelisiniz. Ayrıca
filmin verdiği mesajlardan da çok yararlanacaklardır.
Şimdi sırada Türkiye'de gösterime ne zaman gireceğini merakla beklediğim "Ice
Age" filmi var. Umarım yakın bir dönemde vizyona girer.
SÖZ: ALBERT EINSTEIN
Eğer "A" başarı ise, formülümüz A = X + Y + Z olacaktır.
"X", çalışmak
"Y", eğlenmek
"Z" ise çok konuşmamak, ağzını kapamak.
Albert Einstein
Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda.
Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta:
sinanoym@triosh.com
|